Bu hikayenin sonunda;
Küçük bir kız çocuğu beni çok sevdi diyeceksin.
Bu hikayenin sonunda;
Küçük bir kız çocuğu beni çok sevdi diyeceksin.
Seversin, sevdiğin kişi bir bakmışsın ki senin odak noktan olmuştur. Alışırsın ona, merak edersin, onu merak edişin ona hesap soruyomuşsun gibi algılanır. Yaptığı, dediği her şey hoşuna gider. O kadar hoşumuza gitmiştir ki, sonra bir bakmışsın ki hoşuna giden kişi gitmeyi kafaya koymuştur. Sebepsizce..
İnsanın canı da bu sebepsiz gidişe yanar işte. Sonra kurduğu o güzel cümleler gelir aklımıza, daha da çok sevmek isteriz ama sonra o gidişi gelir aklımıza. Ve o olmazsa olmaz o soru cümlesi.
"Seven insan gider mi?" Sonra bu soruyu düşündükçe sevmediğini düşünürüz.
Seviyor mu? Sevmiyor mu? Bu sorular hiç aklınızdan çıkmaz. Siz çıkarmak istedikçe daha da aklınıza kazınır.
Bütün güzel cümleler silinip, karamsarlaşırsınız bir an da.
İnsanın canını en çok, sevdiğinin kendisini sevmemesi ve sevdiği insanın başkasını sevme düşüncesi incitir.
Ağlamak istersin, ağlamayı kesip sonra da içini kağıda dökmek.
Neyse işte;
İçimin bazı yanları acıdı sadece.
Zaman kavramını unutmamak lazım.
Şehvetle içine aldığın insanları bir gün gelip kusmaya başladığında anlayacaksın.
Onlar dökülürken senden dışarıya,senin olanlarıda alıp gidecekler.
O gün sen içinde koskocaman hiçlikle kalacaksın.
Tuzsuz,yavan,eksik,sikik..
Dayanılmaz bir hal aldı artık yaşamak, ölmek mi kolay, yaşamak mı derken ölmek daha kolay kaldı. Dünya bir bilinmeze gidiyor diye değil, artık göre göre hep birlikte ateşe yürüyoruz.
Her birimiz kendi kıyametini yaşıyor içinde, her birimiz kutsal metinlerde geçen o son anın ismi değişik değişik olsa da, o sırat köprüsünün üstünden kendimizce geçiyoruz, geçmeye çalışıyoruz. Ne kazanılan zaferlerin bir tadı var, ne de acılarımız o kadar asil...
Bazen düşünmüyor değilim:
Bilmek mi iyi?
Yoksa hiç bilmemek mi?
Peki ya bildiklerimiz ne kadar gerçek? Bildiğimizi zannettiğimiz şeyler ne katıyor yaşama?
Bilmeden yaşamak daha kolay olmaz mıydı?
Çıplak görmeye başlıyorsun bir süre sonra baktığın her şeyi, kalplerdeki lekeye kadar görüyorsun ve hatta kendilerine itiraf edemediklerini bile biliyorsun,görüyorsun.
iyi bir şey mi bu? Hayır! Hiçte güzel bir şey değil, yalnızlaştırıyor insanı, ıssızlaştırıyor ve sonunda inzivada bir yabani, sürgün içinde sürgün yapıyor…
DOKUNUŞ
Masumiyet bile masum değil artık...
Zamansız mekansız, maddenin ruha dönüşüp alem değiştirdiği farklı bir boyutta güçlükle soluk alıyorum. İrili ufaklı bin bir çeşit yüzle sarılı çevrem. Duvarların filizi yeşiliyle bütünleşmeye meyyal, genç yaslı, suskun konuşkan; konuşurken yapay, ağlamaklı ifadelere bürünen ya dil dudak kıvrımındaki münasebetsiz gülüşü sinebilmek için zorlamalı bir gayretle katkatı kesilmiş, doğallıkları uzak, maske misali yüzler... Güzleri yok hiçbirinin Hepsi de oyularak yuvalarından çıkarılmış, tavana yükselmişler: oradan bakıyorlar bana. Ok gibi bakışları: delici, acıtıcı, hoyrat...Hiçbirinin pınarında yaş yok. Ağlamayı, dövünerek ağlamayı: haykırmayı, umarsızca gözyaşı dökmeyi bana bırakmışlar.
Haklılar. Ölenin en yakını benim çünkü.
Ölen!
Aniden/hiç beklenmedik biranda, hiç beklenmedik bir şekilde. tek bir veda sözcüğü edemeden çekip giden... benim sevdiğim!
Yalnız sevdiğim mi? Sevgilim, aşkım, arkadaşım, dostum...
Sokağın ortasına bırakılıvermiş öksüz çocuklar gibi hissediyorum kendimi.
Var mıydın gerçekten? Gözlerimiz buluşmadan, ellerimiz birbirine değmeden, yalnızca yüreklerimizle, doludizgin bir aşk seninle paylaştık mı biz? Yoksa... Acımasız bir aldatmaca mıydı yaşadıklarımız? Kimdin sen? Bilinçaltımın bana oynadığı bir oyun... Gerçekleşmesini istediğim ulaşılmaz bir düş... Kahredici bir duygu yanılsaması... Hangisiydin? Var mıydın gerçekten? Bilemiyorum...
.
Konu Misal tarafından (17.Eylül.2015 Saat 15:59 ) değiştirilmiştir.
.
Konu Misal tarafından (17.Eylül.2015 Saat 15:58 ) değiştirilmiştir.
.
Konu Misal tarafından (17.Eylül.2015 Saat 15:58 ) değiştirilmiştir.
.
Konu Misal tarafından (17.Eylül.2015 Saat 15:57 ) değiştirilmiştir.
.
Konu Misal tarafından (17.Eylül.2015 Saat 15:57 ) değiştirilmiştir.
.
Konu Misal tarafından (17.Eylül.2015 Saat 15:57 ) değiştirilmiştir.
Şu anda 119 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 119 misafir)