Bizde aile geleneğidir layığıyla veda edememek. Bu tavrım gelenekten geliyor yani. Kırılan dökülen kapılar camlar sonrasında , kırılan dökülen kalbiyle veda eden bir annem vardı. Bakma bu kadar duygusal anlattığıma, domuz gibiydi aslında. O bavula kendine ait üç beş şeyi tıkıştırmış, pek çok şeyi unutmuş; yeni bir kendini bulma yolunda emin, hızlı, küfreden adımlarla kapıları çarpmıştı.(Sonra yine geri dönmüştü çocukları için orası ayrı) Teyzemin filan da benzer hikayeleri vardı. Ben bunları iliklerimde yaşamışken, sana güzel güzel "Hoşçakal canımın içi, hoşçakal..." diyemezdim.
Sonra o her vakit araya serpiştirdiğim şiir dizelerinden bir iki tanesini araya sıkıştırıverip, gözlerimi kocaman açarak ve canını yakarak bakamazdım. Yapabilirdim ama yapmazdım, ayrılık konusundaki üslubum kesinlikle ve kat'iyetle bu değildi.
O ayrılık öncesi bağrış çığrış hallerimin, asabiyetimin, ağır delikanlı abla tavırlarımın ardında yatan gerçek çok acı-ymış aslında günlük. Kendim beni kenara çekip, "Gel bak bir iş çıkışı kahve içelim." dedikten sonra söyledi. Hepsi yalnızlıktanmış. Daha doğrusu yalnız kalma korkusundan. İt gibi korkuyormuşum ya tek başıma kalmaktan, ondanmış aşırı tepkim. Kendim buna psikolojik bir sürü şey de sıraladı.
Beraber yaptıklarımızdan çok yapamadıklarımız üzerine bir ilişki yaşadık. Eskiden dünya haritalarını ressamlar çizermiş, bilirsin. Sonra o ressamlar resmin bir yerine bazen küçük bir adacık yerleştirirlermiş. Pek çok denizci orada bir ada olduğunu zannedip kaybolmuş. Halbuki o küçük adayı esasen sevgilerine armağan ederlermiş.
Çok romantiksin deme bari bu sefer!
Benim çevrem ise sevgililerine seksen metrekare mutluluğu çok gören adamlarla dolu günlük. Sen de herkes gibisin demiyorum ama sen de herkes gibisin be.
Mor çiçekler zamanı, hem yağmurlar filan da var. İklim şartları diyorum , ayrılığa pek elverişli. Eski sevgilime yazdığım bir şey için olay çıkarmıştın, al işte şimdi bütün cümleler sana. Bunlar sadece buraya dökülenler, içimdekileri sayamıyorum.
''Raif, ben şimdi gidiyorum. ama ne zaman çağırırsan gelirim''diyordu.
Maria Puder
Beni çağırma.
Hoşçakal.