30 Mart 2017 Perşembe
''Bazısı nefret eder, hoş nefret bence sevgiden çok daha güçlü bir histir ve duyulana büyük değer verdiğini gösterir de, bazısı anlamını bilmeden nefret eder işte.Saçı uzun erkekten, kısa boylu erkekten, şişman kızdan, çok gülen kızdan..
Kız kısmı ağır başlı olur çünkü, biçtiğimiz değerlerimiz var bizim, öyle çok gülmez kadın dediğin.Erkekse uzun saçlı küpeliyse mutlaka bir anormallik vardır işin içinde.Hele ki kıskanmıyor sizi bunaltmıyorsa kadın yada erkek kesin sizi aldatıyordur.
Nasıl güzel ön yargılara sahibiz.
Bazen sıralayıp gülüyorum.:)
Komiğiz epey.
Hayatında öyle birisi olmalı ki, sen yaşadığını sanarken, tüm bildiklerinin bir yanılgı olduğunu vurgulatacak kadar derin bir nefes alabilmeni sağlasın..
Öyle bir bak ki bana, gözlerinde kendi mutluluğumu göreyim..Kendimi mutlu olduğuma inandırmak için her seferinde daha uzun bakmak isteyeyim gözlerine,hani hep derler ya doyamayayım işte.''
Geçen sene tamda bugün sayılmasada bunları yazmışım.
Hızla akıp giden zamanın bizi esir ettiği şeylerin ardında bıraktığı külleri rüzgara bıraktığımı farkettim.
Ne var biliyor musun Rıfkı?
Bilmezsin, yinede hayatıma kattığım herşey anı içinde muazzamdı.
Tadını aldıkdan sonra pişmanlıkları da bedeli olsun.
Sana gelince, nereye koymam gerektiğini bilemediğim..
Varlığı her zaman iyi gelen..
Hiç gitme be!
Alışık olmadığım hamlelerin beni benden ediyor..
Özlemle karışık, karın ağrıları sızlandırırken,
Doyamamak, daha da hırçınlaştırıyor.