Doldurabilir miyim, bilmiyorum. Üçüncü cümlesine başladığım yazının sonu gelir mi, pek emin değilim. Umrumda mı? Hiç değil ...
Hani insan mutluyken yazamaz ya... Ya da bir laf vardır, ya yaşarsın ya yazarsın diye... Ben bu lafın birinci safhasındayım. Yaşıyorum. Yazımı bitiremezsem, bu mazeretimi aklında tut ve beni mazur gör lütfen ...
Çünkü ben o en güzel an’dayım ...
İçkinin ikinci yudum, denizin ilk dalış, yazının son nokta, sohbetin en bal, seksin doruk, yemeğin doyma anı tadındayım. Flörtün ilk anı... Lezzetli.
Yarın ne olur kaygısı yok, bugünkü tasa yok, o kadar taze ki dünkü kalp kırıklığı yok, kıskançlık yok, sıkıntı yok, dırdır yok! Yokoğlu yok!
Heyecan var, gizem var, keşfetme merakı var, sonsuz öpüşme arzusu var, sarhoşluk var, büyü var, şuursuz bir çekim var. Bal rengi saçlar var, tam gözümün önünde.
Kelebekler var, midemde. Aptal bir sırıtış var, yüzüme yapışık.
İşte bu yüzden yazamayabilirim. Belki de büyü bozulmasın diye yazmamayı tercih ederim. Ya da belki bu tatlı anın içinde kendi kendime kaybolmayı tercih ederim. Paylaşmaya tahammülsüz bir kıskançlık içinde.
Çünkü ben o en güzel an’dayım!
Kimse beni anlamıyor, bambaşka bir şey bu kafasındayım. Aman nazar değmesin, kulağını çek, tahtaya vur, dilini ıssır, kıçını kaşı kafası. Ne yazcam abi, "dur bi anlayalım neyin içine düştüm tepetaklak" kafası.
Çünkü ben o en güzel an’dayım ...
Hadi hadi birbirimizi tanıyalım, hadi daha çok “biz” olalım, hadi daha çok kahkaha atalım. Ben sana sataşayım, sen benimle dalga geç. Bizim aramızdaki esprilerimiz gün geçtikçe artsın. 20 sevgili, Ali Desidero, çokopirens diyelim, kimse anlamasın, biz gülelim. Hadi geri kalan herkes biraz fluya kaçsın.
Sen ol, ben olayım, burnum boynunda, kolun başımda, çenen ensemde, geri kalan herkes umrumuzdan fersah fersah uzakta! Hadi hadi biraz daha dokun bana, çıldırıyorum. Aç boynunu biraz daha koklayayım.
Elim sende yürüyelim, yerden yüksek olalım, Ali baba saatin kaç bilmeyelim, saklambaçta aynı ağacın arkasında öpüşelim, tıp deyince susalım, susalım ki büyü bozulmasın.
Sessizlik. Tam da ihtiyacım olan. Sözün bittiği yerdeyim. Söz biter, başka bir şey başlar. Garip, yabancı ama güzel bir şey.