Charlize Theron
Güney Afrikalı aktris henüz 15 yaşında iken annesinin alkolik babası tarafından öldürülmesine şahit oldu. Ama o, yaşadığı bu travmanın geleceğini şekillendirmesine izin vermek yerine, kendisine inanılmaz bir özgüven inşa etmeyi başardı. Oyunculuk kariyerinin basamaklarını hızla tırmandı ve Oscar kazanan ilk Güney Afrikalı aktris oldu. ABC News’dan Diane Sawyer’a verdiği röportajda bu yaşananın kalbine bir dövme gibi kazındığından bahsetmiş ve “Bu benim bir parçam ama hayatımı yönetmiyor” demiştir.
Nicole Kidman
Anne olmak isteyen ama fizyolojik yapısı buna izin vermeyen kadınlar, bunun ne kadar zor olduğunu bilir. Ama Nicole Kidman bu acı sırrını basın aracılığı ile tüm dünyayla paylaştı. Ve asla pes etmedi, 2 çocuk evlat edindikten sonra ilk kızı Sunday’i ve sonra da vekil anne yolu ile Faith’i edindi. “Düşükler, dış gebelik ve doğurganlık tedavileri yaşadım” diyor Kidman Who Magazine’e. “Hamile kalmak için yapılabilecek ne varsa yaptım. Sunday’e hamile kaldığımda inanamadım. Olasılık çok düşüktü. O benim hayatımdaki mucize.”
Oprah Winfrey
Bugün dünyadaki en başarılı kadınlardan biri olabilir ama Oprah şu andaki pozisyonuna ulaşana kadar oldukça zor yollardan geçmiş. 10 yaşından itibaren farklı aile üyelerinin cinsel tacizine uğramış ve bu da onun bir ergen olarak cinsel karışıklık yaşamasına sebep olmuş. 14 yaşında hamile kalmış, ancak oğlunu doğurduktan kısa bir süre sonra kaybetmiş. Bu acı dolu sırrı 1990’da bir akrabası basın ile paylaşana dek sakladı. “Fark etmekte geç kalmadım ki sırrı paylaşmak özgürleştiriciydi” diyor ve ekliyor “Utancı saklamanın en büyük külfet olduğu öğrendim.” Travmaya rağmen, Oprah lisedeyken onur öğrencisi imiş ve üniversiteden tam burs kazanmış ve bugün milyonlar ve dünyanın hayranlığını kazanan bir kadın.
Bill Cosby
Efsanevi aktör 1997’de, 27 yaşındaki oğlu Ennis’in trajik ölümüyle yüzleşti. Ennis, Los Angeles’ta arabasının lastiğini değiştirirken bir hırsızlık girişiminin ortasında kalmış ve vurularak öldürülmüştür, Columbia Üniversitesi mezunu ve iyi bir öğretmen idi. Cosby oğlunun ölümünden sonra eşinin sıcak, sevgi dolu kollarına sığındığını söylüyor.
Larry Bird
1980'lerde Boston Celtics ile ünlenen Bird, birçok Amerikalı için bir basketbol kahramanı. Ve hayatının karanlık zamanlarında ona rehberlik yapan da spor tutkusu oldu. Kendisi 18 yaşındayken, babası intihar etti. Acı ve öfkesini Üniversite eğitime basketbola kanalize eden Bird, Celtics’in teklifini değerlendirmek yerine üniversiteyi derece ile bitirmeyi tercih etmiş.
Jennifer Hudson
Şarkıcı Jennifer Hudson, annesini, erkek kardeşini ve yeğenini kaybeder. Onları vahşice vurarak öldüren ise ablasının eski kocası William Balfour’dur. Savcılara göre bunu intikam amacı ile yapmıştır. Dipsiz bir acıya rağmen, Hudson sadece Balfour’u affetmeyi öğrenmemiş, aynı zamanda yeğeninin anısına Julian D. King Hediye Vakfı’nı kurmuştur. Vakıf, üretken, kendine güvenen ve mutlu yetişkinler olarak büyümeleri adına tüm kökenlerden çocuklar için istikrar, destek ve olumlu deneyimler sunmayı amaçlamaktadır. 31 Temmuz 2013 günü, Hudson, inanılmaz çalışmaları için Do Something Awards ile onurlandırıldı.
Joaquin Phoenix
Müzisyen Johnny Cash’in hayatını anlatan Walk The Line’daki (2005) rolü ile hafızalara kazınan Amerikalı aktör Joaquin, 19 yaşındaki kardeşi River’ı aşırı dozda uyuşturucu kullandığı için kaybetti. Kardeşini kurtarmak için yaptığı 911 araması da başarısız bir çaba oldu. Bu travmadan sonra medyanın da peşini bırakmamasıyla iyice bunalıma sürüklenen Joaquin, kendisi de bir bağımlılık problemi yaşayarak 2005’de alkolizm sorunuyla ilgili rehabilitasyona katıldı.
Ancak bugün 20 yıllık oyunculuk kariyerini sürdürüyor. PETA ,Uluslararası Af Örgütü, Elysium, KALP Sanatı ve Barış İttifak aktivisti olarak sosyal sorumluluklar üstlenmeye devam ediyor.