sevdiğin herhangi bir şarkı olabilirdim mesela,
bunun için tek ihtiyacım olan şey;
sözlerimi bir ömür unutmayacağına emin olmaktı aslında..

ilk bakışta aramızdaki mesafe
olabilir belki koskoca bir şehir..
sonra bir bakmışsın,
sadece adına yazılmış bir şiir..

birden oldu her şey.
bir
den
o-
na
kadar sayamadım sonraları..

eğer bir gün
unutursan beni,
sonuna kadar yanıp kül olabilirim
küllükte unutulan bir sigara misali..

çok bilindik acıların ve kanamaların
genel adı mıydı hüzün?
yoksa tüm hüzünleri söndüren
devasa bir cennet aynası mıydı yüzün?

bağırmalıyım..
bir topluluğun tam ortasında,
seni seviyorum diye..

fısıldamalıyım..
kalbinle kulağının tam ortasında,
ikisiyle de eşit duyasın diye..

yalvarmalıyım..
azmin zaferi sen olasın diye,
adın şimdilerde bir dua dilimde..

konuşmalıyım..
hiç bilmediğim bir dilde,
sana sitem ederken, sen anlayıp da üzülme diye..

ve yakılmalıyım..
hiç bilmediğim bir dinde,
seni sevmek olan suçumun karşılığı ne kadar cehennemse..

ve ben şimdi;
tarihin derinliklerine gömülen
eski uygarlıklar tarafından kil tabletlere yazılmış
saçma bir çivi yazısı kalıntısı gibiyim.
çevrilmeyi beklerken unutulan,
sen yüzünü bana ‘çevirmedin’ diye..