Bu gece sana fazla bir şey yazamayacağım. Galiba artık kaybediyorum veya bitiriyorum içimdeki seni... O kadar acıdan sonra galiba rahata kavuşuyorum. Beklenen final geliyor. Bundan sonra sever miyim ? Bilmiyorum. Zaten sevileceğimi de sanmam. Başkası bana "Hoşlandım" der, ben de sana "Hoş’t’lan’dım" derim. Biliyorsun bitirdim mi bir kere de biter. Lakin sende yapamamıştım ben bunu. Geçen gün seni gördüm. Otobüsteydim ama gelemedim yanına. Çok değişmemişsin. Saçın uzamış. Gözlerin maviliğine mavilik katmıştı sanki. Bilmiyorum beyninde değişti mi acaba ? Fikirlerin ? Neyse gözümün içine baktın. Ama tanıyamadın belli ki... Zeten tanıman imkansız olurdu. Çünkü sen beni sadece uzaktan görmüştün ve o son gördüğünün üzerinden tam 1 yıl geçti. Ben değiştim. Kendi kendime bile yeni alışıyorum. Sen nerden tanıyacaksın ki ? Mesela; bakışlarım değişti, yürüyüşüm... Sonra, konuşmam değişti. Artık yok denilecek kadar çok susuyorum. Susup dinlemekle yetiniyorum. Sonra, fikirlerim değişti. Büyüdüm ben. Sonra, sonra sevişim değişti.Evet, artık daha kısa, daha az seviyorum her şeyi. Çünkü anladım artık az sevmek gerektiğini. Sen öğrettin. Ve sen bana ön yargılar kazandırdın. Bana etrafımızdaki herkesin insan olduğunu sanmamızın yanılgı ve birgün herkesin gidebileceğini öğrettin. Ön yargılı bir kişi olmamaya özen gösterdiğimi bilirdin. Sayende bozuldu düzenim. Sayende nefret edilecek bir kişi oldum ve sayende senden nefret ettim.
Şimdi yatağında sağa sola dönerek horul horul uyuyorsundur. Rüyalarında binlerce hatun. Hepsi senin, hepsi sana aşık, hepsi ..... O yatak bir gün iğne olup batınca bedenine, hayal baloncuğunu patlatınca aklına geleceğim. En ummadık anda. Davetsiz misafirleri sevmezsin ama benimde sana bundan sonra uğrunda öleceğimi sanma...
Gel, gitme ! demem artık sana.
Git bayım. Dön desem bile dönme.
Geri dönmeyi düşünme bile