Var mi böyle bir metin! Bir filozof derki "bir ülke için
kistas aradiginiz zaman o ülkenin en büyük liderini gözden
geçirin " su anda kistas arayan ülkelere saniyorum bundan daha iyi
bir metin gösteremeyiz. Iste bu metin 152 ülke tarafindan
imzalanmistir. Esi olmayan devlet adami metni. Peki daha sonra ne
olmustur; 151 ülkede hemen hemen bir yil boyunca her yerde bu metni
görebiliriz, soruyorsunuz bana o bir ülke kim? Iste o ülkenin
adini vermeye benim dilim maalesef varmiyor.
Hadi gelin Haiti'ye gidelim. Yil 1996, Haiti
Cumhurbaskani ölür. Bir vasiyet birakmistir. Haiti'ye baktim
haritada bir kutup kadar uzak ülke. Haiti Cumhurbaskani 1996 da
öldügünde vasiyeti açilir. Vasiyetinde mezar tasina
yazilmasi için bir metin birakmistir. Haiti Cumhurbaskaninin
bugün mezar tasinda yazan hitabeyi sizlere okumak istiyorum. Diyorki
" Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal ATATÜRK'ü
anlamis ve uygulamis olmaktan dolayi mutlu öldüm"
Peki yillar bir sey degistirir mi? Hayir. 2000
yilinda bizim medyanin kaçirdigi bir bilgi var, ABD Baskani
milenyum mesajini veriyor. Mesajin bir yerinde aynen sunlari
söyler; " Bugün milenyumun hiç süphe yoktur ki tek devlet adami
Mustafa Kemal ATATÜRK'tür. Çünkü o yilin degil asrin lideri
olabilmeyi basarmis tek liderdir." 2000 de ABD Baskanina iste bu
gerçegi de ifade ettirebilen bir Mustafa Kemal var. Asker Mustafa
Kemal'in, Devlet adami Mustafa Kemal'in çok disinda bir Mustafa
Kemal.
2003 de bir sey degisti mi?, 2004? Hayir. 2004 de bir
konferans veriyorum birden bir hanimefendi ayaga firladi. Dediki "
Ben Norveçliyim ve su anda Norveç'te çok sik kullandigimiz bir
deyim var, bu deyimin anlamini anladim" dedi. Hanimefendi "nedir o
deyim " dedim. "Norveççe'de "ATATÜRK gibi düsünmek" deyimi var.
Çok sik kullaniriz bu deyimi" "nerelerde kullanirsiniz"
dedigimde "Hani bir problem veririz çöz diye o da tembellik eder
çözmez. Deriz ki ona bu problemin mutlaka çözümü var. Birde
ATATÜRK gibi düsün ". O gün otelime geldim televizyonu açtim o
kadar çok kisiye bir de ATATÜRK gibi düsün dedigimi
hatirliyorumki galiba Norveççe'den çok bizim dilimizin bu deyime
fazlasiyla ihtiyaci var diye düsünmeden de edemedim.
Bir Ingiliz gazeteci ATATÜRK'le bir röportaj yapar.
Röportajini Amerikan Büyük Kütüphanesinden bulup getirttim ve
bir yerinde Mustafa Kemal'e söyle sorar gazeteci; " Birlesmis
Milletlere üye olmayi düsünüyor musunuz?" Mustafa Kemal'in
cevabi aynen söyle :
" Sartlarimizi koyariz. Kabullerine bagli. Biz
müracaat etmeyiz üye olmak için. Eger davet gelirse
düsünürüz". Evet, Birlesmis Milletler sadece Türkiye'yi davet
edebilmek için yasasini degistirir ve ilk davet edilen ülke olur
Mustafa Kemal'in ülkesi, Türkiyesi Birlesmis Milletlere. Saniyorum
ondan feyz alacagimiz çok sey var aslinda Mustafa Kemal'den. Ama
bu arada 2005'de daha yeni iki üç gün önce yabanci gazeteyi
okuyorum. Sürmanset büyük puntolarla su basligi atmis " Bu
gün Ortadogu'ya düzinelerle ATATÜRK lazim". dedim yazara ATATÜRK
'ü hiç tanimiyor herhalde. Düzineye hiç gerek yok tek bir tanesi
de yeterdi aslinda.
Örnek vermeye devam edersem inanin konferans böyle biter.
Filipinlerden Çin'e kadar o kadar çok örnek varki. Ama gördük
1925'de 1938'de 1996'da 2000'de 2005'de her ülkeden, her cinsten, her
statüden insanin özlemle, sevgiyle, saygiyla aradigi ama bizim
olan bir Mustafa Kemal'den bahsediyoruz. Bu gün Türkiye'nin en
büyük sorunu nedir? dersem cevap olarak kulagima gelenler sunlar;
ekonomi diyorsunuz issizlik diyorsunuz. Ama bence Türkiye'nin çok
önemli bir problemi var o problemi çözersek Türkiye ekonomiyi de
çözer Türkiye issizligi de çözer. Evet Türkiye'de lider
yetistirme sorunu var.
Lider deyince de nedense hep siyasi lider anliyoruz ben
ondan bahsetmiyorum, benim lider dedigim çok kapsamli bir kavram.
Yoksa içersindeki tek bir terimdir siyasi lider veya sosyal lider. Ama
lider dedigim zaman ben asrin lideri dünya liderinden bahsediyorum.
Iste böyle liderlere ihtiyacimiz var. Ben simdi soracagim size
su anda karsimda pek çok genç arkadasim oturuyor. Bunlardan bir
tanesinin bir kaç dönem sonrasinin Cumhurbaskani, Genelkurmay
Baskani yada Basbakani, Maliye Bakani yada evinin anne babasi
olmadigini bana iddia edebilir misiniz? Belki sizsiniz, ama
bilinizki iste bugün sizlerle paylasacagim konu asrin lideri,
Ilk sirrimiz; ATATÜRK tamam arkadasim ben
topraklarinizi kurtardim askeri bir dehayim deyip yerine
çekilmemis hemen asker elbisesini çikartip sivil elbisesini
giymis ve inanirmisiniz sinirlarini hangi sinirin lideri
ise o sinirlarin içerisinde ne var ise ama ne var ise tasindan
topragina hepsinin ama hepsinin sorumlulugunu omuzlarinda
hissetmistir de onun için Mustafa Kemal bugün dünya lideridir.
Nasil mi ?
ATATÜRK'ü aglarken tarih çok ender tespit etmistir. 25
yillik arastirmaciyim, 7 tespitim oldu. Ilki Çanakkale'de
topçu atisimiz basladigi sirada döktügü gözyasidir,
bir digeri ise hepimizin bildigi bir hikaye ama ben yine de
anlatacagim. O günün Ankarasi kurak, çorak bir köy. Çankaya'dan
meclise gelirken yol üzerinde sadece ama sadece bir tek igde agaci
varmis. ATATÜRK o igde agacinin önünden geçislerinde
arabasini durdururmus, inermis ve o igde agacina selam
verirmis. " Aman demisler pasam ne yapiyorsunuz böyle?", "Eee o
demis yedigim meyvenin, sigindigim gölgenin, soludugum
havanin bir neferi. En az diger neferler kadar bunun da selama hakki
var ". Yani "niye sasiriyorsunuz?" der gibiymis. Ve bir gün
yaninda bulunan arkadasina "Iste bu benim..." derken bide bakiyor
agaç yok ortada hemen iniyor " Ne yaptiniz bu agaca" diyor.
"Pasam" diyorlar "yolu genisletmek için mecburduk kestik o agaci
". "Yahu diyor bitek bana soraydiniz bu agaci kurtaracak bir yolu
mutlaka bulurdum " diyor. Daha fazla dayanamiyor, arabasina biniyor,
soförünün ve arkadasinin gözü önünde hüngür hüngür
aglamaya basliyor. Bir tek igde agaci için mi dersiniz? Hayir.
Çok zor sartlarda kurtardigi bu topraklarda yetisen bir
canlidir ve lideri oldugu için de bu topraklarin da o igde
agacinin da sorumlulugu Mustafa Kemal'in omuzlarindadirda onun
için.
Galiba simdi anlatacagim inanilmaz projeyi de o gün
düsünmeye basladi. Hani " Bir daha böyle bir seyle
karsilasabilirsem nasil müdahale edebilirim" diye. Çok degil
doga katliami, en kolay yaptigimiz katliam.
Yil 1930 ATATÜRK Yalova kösküne dogru çikmakta. Bir
de bakar bir bahçivan koca bir çinar agacini kesmek üzeredir. "
Yahu" der "sen hayatinda hiç böyle bir agaç yetisdirdinmiki?
Kesmeye muktedir görüyorsun kendini ve niye ?" der. Bahçivan derki;
" Pasam çinar agacinin kökleri köskün temelini kaldirdi,
yapraklari da köskün pencerelerine müdahale ediyor. Ya köskü
kaybedecegiz ya agaci kesecegiz. Onun için de kusura bakmayin ama
biz agaci kesiyoruz ". Bir an düsünür; "Hayir gerekirse köskü
agaçtan uzaklastiririz" der. Derlerki bu gün Mustafa Kemal bir
hos. Ne demek köskü tutupta agaçtan uzaklastirmak? Ama
inanirmisiniz mühendis degil, mimar degil, ziraatçi degil ama
ne yapar biliyormusunuz? Istanbul'daki köprü altindaki tramvay
raylarini Yalova'ya tasitir. Köskü hiç yikmadan oldugu gibi
tutarak kendisi de kazma kürek temelini kazar ve köskün altina
tramvay raylarini döseyerek köskü agaçtan 4 metre 80 santim
kenara çekerek hala Cumhuriyetimiz gibi ayakta durmakta olan çinar
agacinin kurtulusunu temin eder.
Yil 1930. Dünya çevre lafini ne zaman etmeye basladi?
1980 den sonra. 1980 den önce, 1930 yilinda dünyaya somut bir
çevre dersi vermektedir Mustafa Kemal aslinda. Ama, biraz aci
parantezlerim olacak bu konferansimda. Ilk aci parantezimi ATATÜRK
kimdir belgesiyle açmistim, ikinci aci parantezim burada olacak.
Hadi gelin 5 Mart 1996 ya gidelim yani günümüze yakin bir gün.
"ATATÜRK ve Türk kadini" konulu tiyatrolu konferansimi 25 gençle
sunuyorum. 25 gençle birlikte prova yaptik, yorulduk, oturduk,
televizyonu açtik. ikinci haber olarak 6 dakika müddetle ve 5 kere
görüntü zumlanmak üzere önemli bir haber verildi televizyonda.
Haberi aynen aktariyorum, diyordi ki " Amerika da eski bir ünlü bir
müzikhal hiç yikilmadan dünyada ilk kez uygulanan bir yöntemle
raylar üzerinde iki metre kenara çekilerek yerine yeni bir binanin
yapildigi" haberiydi. Dünyada ilk kez lafi da bes kere edildi.
gençlerden biri kalkti bana ne dedi biliyor musunuz? " Ya
ögretmenim biz tarihe pek bir daldik. Bakin el alem neler yapiyor?
Teknik, medeniyet biraz da onlara baksak" diyince arsivimde 1930'da
ATATÜRK'ün bu isi yaparken çekilmis resimleri, raylar üzerindeki
çekilen resimleri gösterdim kendilerine ve dedim ki " su anda ne
söyleyeceksiniz bana?". Bir genç kalkti ne dedi biliyor musunuz? "Ya
ögretmenim suç bizde mi? Biz bu konuyu ilk defa sizden duyuyoruz,
sizden görüyoruz bu resimleri". Ama o haberi bugün milyonlarca Türk
genci izledi ve oturdular 25 genç, bu haberi veren televizyona bir
faks çektiler. Faksta aynen su yaziyordu "Ikinci haber olarak 6
dakika müddetle ama bes kez su resimleri göstermek suretiyle bu
arada da mutlak suretle mesaji iletin dediler " Bu gün 1996, Amerika
çekiyor raylar üzerinde iki metre, yerine yeni bir bina yapiyor,
1930 ATATÜRK çekiyor 4 metre 80 santim, bir agaç kurtarmak için"
bu mesaji da çok iyi verin dediler. Yil 1996 idi. Yil 2005 hiçbir
televizyonda izlediniz mi? Izlemediniz.