Sözlü tarih, tarihi yazılı belgelere ek olarak yaşayan bireylerin belleğe dayalı anlatıları aracılığıyla yazma ve sıradan insanları, gündelik yaşamı ve öznelliği tarihin araştırma alanına dahil etme dürtüsüyle şekillenen ve ses kaydetme teknolojilerinin gelişmesiyle de desteklenen disiplinlerarası bir çalışma alanı ve araştırma yöntemidir.
Sözlü tarih, ulusal ses/görüntü arşivi oluşturma ve kullanılabilirliğini artırmaya odaklı araştırma projeleri, eğitim atölyeleri, konferans, seminer, yayın vb. faaliyetlere ağırlık verilerek yapılır.
Sözlü tarihin geleneksel biçimi kişisel yaşam öykülerinin saptanmasıdır. Böyle olduğu için kişisel arşivler önem kazanmaya başlamıştır. Ancak zamanla kurum tarihi, olay tarihi, sözlü tarih çalışma konuları arasına girmiştir.
Sözlü tarih; yaşayan bellek
Sözlü tarih yaşayan bellektir. Her insanın kendi yaşamına ilişkin varolan ve anlatabilecekleri yaşam öyküleri yüzyılımızın tarihi için değerli bilgiler içerir. Bunlar, değişiklik dönemlerinin, bu değişiklikleri yaşayanların aracılığıyla doğrudan anlatımıdır.
Sözlü tarih bir bilimsel disiplinden çok bir bilimsel yöntemidir. Ancak disiplin olarak tarihe, sosyolojiye yakındır ve antropoloji ile benzerlikler gösterir. Çünkü sözlü tarih çalışması salt bir kayıt faaliyeti değildir. Görüşme hazırlığı, görüşme süreci ve görüşme sonrası 'katılımcı gözlemcilik' tekniklerinin de kullanıldığı bir anlama faaliyetidir.
Sözlü tarih kaynakları
Sözlü tarih kaynakları tarihî şiirler, hikâyeler, efsaneler, mitoslar, destanlar, menkıbeler, fıkralar ve atasözleri olmak üzere çeşitlendirilebilir.
Fuat Köprülü; tarihi, sadece kronoloji ve biyografiye indirgeyen yaklaşımların tutarsız ve eski olduğunu belirtir. Edebiyat eserlerinin zaman zaman aslî kaynakları aşabileceği kanaatindedir. Fakat bu yararlanma esnasında sağlam bir filoloji kültürü, tenkit yeteneği gerektiğini vurgular.
Aile tarihi
Ailedeki yaşı ilerlemiş kişilerle nereden gelindiği, akrabalık ilişkileri, evlilikler, doğumlar ve ölümlerle ilgili görüşmeler tam olmasa bile tahmini tarihlerin elde edilmesi ve kronoloji bilgisinin daha sonradan olaylarla tutarlı bir biçimde oluşturularak sosyolojik değişimlerin öğrenilmesini amaçlamaktadır.
Toplumda çok az kişi kendi başına, toplumdan ayrı olarak yaşar. Çoğu zaman insanların hayatları ve davranışları bir arada yaşadıkları insanlarla bağlantılı olarak gelişir. Böylece yalnızca kişilerin bir anlamda kişiye özgü olabilecek hayat hikâyeleri değil aynı zamanda toplumdaki kadın-erkek ilişkileri ile çocuk dünyaya gelir.Dünyamızda örneğin:25 milyon erkek ve 25 milyon kadın vardır.Yarıları evli yarıları dul yarıları bekar yarıları sözlü yarıları nişanlı olabilirler.Örneğin:1999 yılında annem ile babam evlendi.Örneğin:2005 yılında ben doğmuşum.Atamız'ın yıllarından başlar.Bu yıla kadar dolu insan evlenmiştir.Dolu insan dul kalmıştır.Dolu insan boşanmıştır.Dolu insan nişanlanmıştır.Ve evlilerden çocuklar oluşur.
Kurum tarihi
Atamız'ın yıllarından başlar.2009'a kadar biten Tarihe Kurum Tarihi denir.
Olay tarihi
Kişinin anısı arasında bir yeniden üretim süreci vardır. Sözlü tarih çalışmaları, bireysel değerlerin ve eylemlerin geçmişi nasıl biçimlendirdiğini ve geçmişin bugünkü değerleri ve eylemleri nasıl biçimlendirdiğini de ortaya çıkartan bir araç olmaktadır.
Türkiye'de sözlü tarih
Türkiye'de bu alanda şimdiye değin yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri, Tarih Vakfı’nın şimdiye kadar gerçekleştirdiği en büyük sözlü tarih projesi olan Tarihe Bin Canlı Tanık projesi kapsamında, 70 yaş üzeri 1000 kişi ile yapılan sözlü tarih çalışmasıdır. Bu proje ile, toplumun farklı kesimlerinden, kültürel gruplarından ve sektörlerinden belli sayıda kişinin anı ve tanıklıklarının yer alacağı ulusal bir sözlü tarih arşivinin oluşumu amaçlanmaktadır.