Yazı, insanların birbirleriyle iletişim kurmak için kullandıkları dil denen sözlü sistemi belli işaretler ve simgelerle (yani harflerle) anlatan ikinci bir sistemdir.

Yazılı iletişim insanın yazıyı icat etmesi ile başlar. Yazı İ.Ö 3000 li yıllarda dünyanın iki ayrı bölgesinde görülmeye başlandı;

Mısırda hiyeroglif ve eski Irak kentlerindeki çivi yazısı.

Pek çok bilim adamına göre yazının icadı, insanlık tarihinin en önemli dönemeci ve ilk bilgi devrimidir.

Yazı ilk icat edildiği dönemlerde bitki yapraklarına (eski Mısırda Papirüs yapraklarına), taşlara ve sıkıştırılmış toprak yüzeylere (tabletler) kazılarak yazılıyordu. Bilgiler kulaktan kulağa değişerek yayılırken, yazılı bir şekilde saklanmaya başlanması, bilginin doğru bir biçimde ve uzun yıllar saklanır olmasına olanak sağladı.

Daha sonraki yüzyıllarda, Çinde İ.Ö 2500 yılları civarında mürekkep ve İ.S 105 yılı civarında da kâğıt yapıldığı sanılmaktadır. Kâğıdın ve mürekkebin bulunmasıyla el yazması kitapları ortaya çıkmış olması ve nihayet 1438 yılında Avrupada Johannes Gütenbergin bugünkü anlamda matbaayı icat etmesi ile bilgilerin çok daha insan tarafından paylaşılmasını ve eğitimin somut bir hale gelmesini sağlamıştır.

Yazının icadı bürokrasinin kurulmasına ve gelişmesine katkıda bulunmuştur. Yazının, devletlerin siyasal örgütlenmelerinde ve din kurumları üzerinde çok büyük etkisi olmuştur. Hukuk kurallarının yazılı hale gelmesi, bu kuralların daha düzgün ve adil bir biçimde uygulanmasını ve kuralların süreklilik kazanmasını sağlamıştır.

Dolayısıyla Yazı ve yazılı iletişim, insanlığın ve toplumların geçirdiği kültürel evrimin bir ürünüdür