Dar sokaklarından yazıyorum bu kentin.
Sana koşuyorum diye hep aynı noktaya vardığım yerden.
Hani o hep sende kaldığım, çıldırdığım, soluksuz kaldığım yerden yazıyorum…
Hasretini çığlık çığlık çarpıyorum sensiz evlere.
Küçücük pencereleri umutsuzca bakıyor.
Hiç birinin boyası yeşil bile değil…
Adını duyan tüm odaların ışıkları kararıyor.
Bir sessizlik hakim oluyor sonra
Sonra bir ışık yanıyor uzakta. Çok uzakta…
Bir el kalkıyor, bir çığlık, bir sessizlik, aman Allah’ım bir ateş…
Yüreğim sızlayıveriyor. Sesler acı acı yankılanıyor.
Bir yorgunluk çöküyor gözlerime. Hasretin çözülmez bir hal alıyor.
Sokak sokak oluyor beynim ve hep aynı noktada takılıp kalıyorum.
Beynimin tüm sokakları sana çıkıyor.
Hep bir korkuyla geliyorum, dönüşlerimse sanki bir ananın evladından ayrılması…
Hiç birini kaldırmıyor yüreğim.
Sensiz soğuk sokakları ne yapayım ben.
Ben seni istiyorum, senin sokağını…
Şu taşın üstüne otur da seyret beni.
Simitlerimi soğutmadan yedir.
Ben şımarık bir çocuk olayım sen hep gülümse bana.
Bu sokakta kalalım hep.
Sende gitme bir yere.
Başka sokaklar soğuk, onlar korkutuyor beni…