Kırmızı senin rengin ve adın...





Bir şişe şarap, bir gün batımının son demi,


Yürekte seyehat eden kan belki.

Sen kırmızısın.

Gecelerin adamisin sen.

Bir tarafı isyankar, bir tarafı aşık.




Kendi yalnızlığında üşüyen,

Küçücük bir çocuksun.


Hiç büyümemiş hiç kirlenmemiş bir şey var sende.


Adını koyduğun, diline doladığın.

Şarkılarda bir çift yeşil gözü aradığın.

Sevda kokularında sarhoşluğu tattığın.


Kırmızı olmalı senin adın.




Dalından koparılmamış bir gül olmalısın belki.

Yüreğine ne el değmiş, ne de göz.

Saf ve sade kalmış bir aşkın ilk sözüsün sen.

Sen kırmızısın söyledim sana bunu daha önce.

Ateşin, şarabın, aşkın rengi var gözlerinde.


Yüreğinde çocuksu heyecanlar,


Sözlerinde ise yaşanmışlıkların olgunluğu.

Kırmızısın,

Sıcak ve yakın.

Çeken ve korkutan.

Kırmızı senin rengin ve adın.

Sadece kırmızı,

Haresi yok alacası yok.

Tek yüzün var senin biliyorum.




Bu hayat içinde böyle kalışına şaşırıyorum.

El değmemiş, göz görmemiş yüreğine

Geç kalınmışlıkları yırtıp atmak istercesine gelişlerin.


Biliyorum ki,

Sen sadesin, yalansız.


Sen kırmızısın, daha önce sana söylediğim gibi.


Mavi suların ufkundaki gün batımının son demi,

Kadehimdeki bir yudum şarap gibi.