Düşlerim yanıyor yokluğunun alevinde











Kendi yokluğumu unuttum,
senin yokluğuna ağlıyorum..

Sonu nereye varacak bu kara sayfaların,
Sil baştan hayatı yeniden nasıl yaşayacağım..




Daha dün neredeyse avuçlarımdaki buzdan

ateşi söndürmüştün ellerinle,
Şimdi bir toprak yığınına mı sarılacağım?..





Giden sen iken gitmeler bana kaldı sanki terk etmelerdeyim düşlerimdeki seni..

İşte orada bak ellerim.




Orada bıraktım toprağının üzerinde birkaç yaprakla yeniden doğan "sen" de ellerim..

Rengin değişti mi neden kayboluyor

gözlerimde?..






Neden döndü sırtını Mavi'ye ve neden gözlerindeki ışık şimdi yok?..

Gittiğin gibi dönecek misin yine?..




İçimde inadına bir umut ışığı ama üşüyen bir


mum alevi gibi titriyor.
Çaresizliğimde,




Düşlerim yanıyor yokluğunun alevinde.

Ben sana ağlıyorum.

Yalnızlığımı ve yalnızlığını buluşturamadım bütün gayretlerime rağmen,




Seni bir dağ başına beni bir dağ başına attı

Azrailimiz..



Çığlıklarım çığlıklarına karışıyor deli rüzgâr da olmasa buluşacağımız yok bu dünyada..

Susmuyor gözlerim ne olur kızma bana,

Yine döküyorum diye gözyaşlarımı..
Bilirsin bir senin yanında
ağlarım ben,




Bir senin yanında gözyaşlarımı akıtırım..

Bir senin yanında düşlerim
Mavi ve bir senin yanında gülümsüyor karanlık geceler..

Biri bana gelsin,



Diyen şarkıda bütün düşlerim yağmalanıyor,
Sokak başında açık bırakılmış bir çeşmenin gözyaşlarına karışıyor hayallerim..




Akan her bir damlada yitiriyorum bir "seni", bir "beni"..

Toprağa karışıyoruz beraber.

Hep hayal,




Hep düş bir araya gelmeler..

Şimdi seslenip de senden cevap alamadığım

sessizliği dinliyorum..

Hareketsiz çömelip kanayan dizlerimin üstüne,




Üstüme çöken yalnızlığın ve mahkûm ettiğin
kimsesizliğimin ağırlığı altından kalkmaya bile uğraşmıyorum..

Kendi yokluğumu unuttum, senin yokluğuna

ağlıyorum..




Durdurduğun zamanın
işkencelerindeyim şimdi.

Kanım Mavi
çanaklarda birikiyor,


Azraile sunacağım şarap niyetine..









Alıntı-Sunum-Öykü