bakıp
bakıp da duvardaki sayılardan
vuslatlar umardı gözlerim
uçlarında beklenmeye değer
ertelenmişlikler taşırdı akrep
ve yelkovan
içimde dönen
iki keskin bıçağa dönüşmeden önce
bilinmezliğin doğurgan boşluğuna
uzandıkça kolları zamanın
suskunluğun
yüzümdeki şehri yıkayan
sağanak yağmurlar gibiyken
gözlerinden od düşmüş
can olur taşıdığım
bıçağa direnen dudaklarınsa
yargılanmadan ödediğim cezamın
onay mührü
ve suskunluğun
bir cümle gibi başlayan hayatımın
noktası olur
ey ahraz sevdamın dili
bütün masal kahramanları gibi bir gün
ve kendi masalımın kahramanı olarak bugün
hiç bir iz bırakmadan yaşadığıma dair
gitmeli(mi) yim
oysa bilmelisin ki
hiç yakışmadı böylesi
ayrılık dediğin
aşka yakışır olmalı
ve denk olmalı ölüme
Cafer Petek