Gözün saydam tabakası korneanın, incelme ve sivrileşmesiyle kendini belli eden keratokonus hastalığını, gözleri kaşımak, ovuşturmak ve sert baskı yapmak tetikliyor.




Hastalığın erken ortaya çıkmasına ve ilerlemesine katkıda bulunan bu davranıştan kaçınmak, ileride kornea nakline kadar giden ciddi görme sorunlarını önlemeye yetiyor. Hastalık, Türkiye gibi sıcak ve tozlu ülkelerde sık görülüyor




Keratokonus, gözün saydam tabakası korneanın, ilerleyici miyop ve astigmat ile birlikte incelme ve sivrileşmesiyle görülen hastalık olarak biliniyor.




Genellikle ergenlik döneminde başlayan hastalıktan hastalar ancak 20’li yaşlarında haberdar oluyor. 20–40 yaş arasında ilerleme gösterip 40 yaştan sonra durağan döneme giren keratokonus, tedavi edilmezse kornea nakli gerektiren ciddi görme sorunlarına yol açıyor.






Dünyagöz Etiler’den göz hastalıkları uzmanı Op. Dr. Efekan Coşkunseven, korneanın öne doğru bombeleşmesi ve sivrilmesiyle karakterize, “keratokonus” hakkında şu bilgileri verdi:


“Korneadaki şekil bozukluğu olarak da tanımlanan keratokonusun birçok nedeni bilinmekle birlikte, gözün sıkça ovalandığı alerjik göz rahatsızlıkları da hastalığa zemin hazırlayabiliyor. Çocukluk dönemi alerjik konjonktivitin sık görüldüğü sıcak ve tozlu Türkiye gibi ülkelerde maalesef çok daha sık rastlanır. Genetik yatkınlık da söz konusudur. Ailede bir keratokonus hastası varsa özellikle dikkat edilmelidir çünkü keratokonusta genetik faktör önemli rol oynamaktadır. Göz kaşınması, sert kontakt lens kullanımı gibi çevresel faktörler de genetik olarak müsait kişilerde bu hastalığın ilerlemesine sebep olabilir. Bazen de hiçbir şikâyeti olmayan sadece miyopi ve astigmat kusurunu lazer ile tedavi ettirmek isteyen hastalara yapılan çok özel tetkikler sonucu teşhis konulabiliyor. Keratokonustan korunmak için gözünüzü ovalamayın, kaşımayın ve mutlaka her yıl genel göz muayenenizi yaptırın.”





Keratokonusu durdurmak mümkün


Bugün keratokonusun ilerlemesini durdurmak için CCL (Corneal Cross Linking) diğer bir adıyla çapraz bağlantı yönteminin kullanıldığı belirten Op. Dr. Efekan Coşkunseven, tedavi detaylarını şöyle anlattı:


“Bu yöntemi hastaya uygulayabilmek için kornea kalınlığının 400 mikronun altında olmaması gerekiyor. Dolayısıyla hastanın bu yöntem için uygun olup olmadığını kornea kalınlığı ölçümü ve topografik incelemelerden sonra karar verebiliyoruz. Kritik olan nokta hastalığın erken tanısı ve sonrasında tedavi edilmesi. Keratokonusta erken teşhis kornea nakline kadar ilerleyen hastalığın önlenmesi ve kontrol altına alınmasında büyük önem taşıyor. Dünyagöz, CCL yöntemini 2006 yılından bu yana Türkiye’de ilk defa uygulayan ve şimdiye kadar 1500’ün üzerinde hasta tecrübesi olan bir merkezdir.”




Görmeyi artıracak yöntemler


Keratakonuslu bir hastanın görmesini artırmak için kontakt lens, halka yöntemi, topografik lazer tedavisi ve göziçi kontakt lens olmak üzere 4 farklı yöntemin bulunduğunu belirten Coşkunseven, bu yöntemleri anlattı:


Kontakt lens: Günümüzde halen dünyada kullanılan en yaygın yöntemdir. Ancak sert yapıda olmaları nedeniyle kullanımları hasta için zor olabiliyor. Bunun yerine birçok hasta tarafından tercih edilen Clearkone lens olarak adlandırdığımız lensler yumuşak (hybrid) ve santral korneayı koruyucu özel yapısı ile keratokonus hastalarımızda çok başarıyla uyguladığımız bir tedavi yöntemi.


Halka yöntemi: Kontakt lensi kullanamayan hastalarda başvurduğumuz bir yöntemdir. Dünyagöz’de bugün Intralase Femtosecond Lazer yöntemiyle kanal oluşturarak (8 saniye) yaklaşık 1-2 dakikada bu ameliyatı gerçekleştirmek mümkündür. 5000’den fazla halka tecrübemiz var ve bu konuda doktorlara eğitim de veriyoruz.


Topografik lazer tedavisi: Türkiye’de yine ilk Dünyagöz tarafından yapılmıştır. Tedavide lazer, keratokonuslu dokudaki harita analiz edilerek programlanıyor.

Göz içi kontakt lens: Bu tedaviyle -18 numara sferik ve -6’ya kadar astigmat tedavisi yapılabiliyor.





Keratokonusta en uygun tedavi kararının hastanın ayrıntılı muayenesinden sonra verilebileceğini belirten Coşkunseven, CCL tedavisi ile keratokonus hastalığının durdurabileceğini; kontakt lens, halka, topografik lazer, göziçi kontakt lens tedavilerinin ise görmemizi artırdığını bu nedenle tedavide kontakt lens ve CCL ya da halka ve CCL yöntemlerinin bir arada kullanılması gerektiğini vurguladı.


Bu belirtiler varsa mutlaka doktora başvurun:


-Gözünüzde sürekli alerji ve kaşıntı


-Devamlı ilerleyen miyopi ve astigmat


-Gözlüklerinizden bir türlü memnun olamama


-Gözlüğe rağmen net görüş elde edememe


-Gece araba kullanırken zorluk çekme