Bilimsel adıyla rektosel, halk arasındaki ifadesiyle bağırsak fıtığı Türk toplumunda sıklıkla görülen kabızlık ve dışkılama güçlüğü problemlerinin nedenlerinin başında yer alıyor.


Hastaların yaşam kalitesini ciddi olarak düşüren, tuvalette geçirilen saatleri arttıran ve kadınlar için korkulu rüya haline gelen bağırsak fıtığı tedavi edilmezse başka pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor, ameliyat gerektirebiliyor.

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezai Leventoğlu, tüm kadınlar için bağırsak fıtığının nedenlerini, tedavi yöntemlerini ve bağırsak fıtığından korunma yollarını şöyle açıkladı:


"Menopoz sonrası dönemdeki 10 kadından 7 sinin ve genç yaşlardaki pek çok kadının hayatını çekilmez hale getiren bağırsak fıtığı, bilimsel adıyla rektosel, pelvik taban destek yapılarının zayıflaması, makat ve vajina arasındaki bariyerin incelmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Hastalar zaman zaman kulaktan dolma bilgilerle yaşadıkları dışkılama sorunlarının normal olduğu yanılgısına düşseler de uzmanlara başvuran tüm bağırsak fıtığı hastalarının şikayetleri aynı: Dışkılama güçlüğü, ıkınarak dışkılama, tuvalette geçen sürenin uzaması, dışkılama esnasında takılma hissi, parmak yardımı ile ya da kalçaların el ile kenarlara doğru çekilmesiyle dışkılama, dışkılama sonrası tam boşaltamama hissi, yetersiz boşaltma hissi, vajina bölgesinde yumru ya da baskı hissi, cinsel ilişki sırasında Ağrı. Tüm bu şikayetlerin nedeni ise normal bir dışkılamada makattan rahatlıkla çıkan dışkının, fıtıklaşma sonucu öne-vajinaya doğru dolması ve sonrasında ıkınma ile dışarı çıkması.


Sebepleri arasında normal doğum yapma, birden çok, zor ve müdahaleli (vakum ya da forseps) doğum, dikişli doğum, kabızlık ve ıkınarak dışkılama öyküsünün bulunması, rahmin alınması yer alırken hiç doğum yapmamış ya da sezeryan ile doğum yapmış kadınlarda dahi görülebiliyor. Pelvik taban alanında uzman bir hekimin anorektal ve jinekolojik muayeneyi birlikte ve tam yapması ile doğru tanı sağlanabiliyor. MR defekografi denilen görüntüleme yöntemi ile de dışkılamanın tüm aşamaları takip ediliyor. Hastalığın yaşattığı sevimsiz durumlar hastanın yaşam kalitesini bozmakla kalmıyor, uzaması ve de devam etmesi durumunda hemoroid-basur, makat çatlağı gibi bazı anorektal hastalıklara da davetiye çıkarıyor".


Bağırsak fıtığından korunmak için diyetin ve dışkılama alışkanlığının önemini vurgulayan Doç. Dr. Leventoğlu, tüm kadınlara bağırsak fıtığından korunma ve tedavi için şu önerilerde bulundu:


"1.Düzenli olarak beslenin, öğün atlamayın. Kahvaltınızı mutlaka yapın, öğlen ve akşam yemeklerinde de sebze yemeklerini (özellikle bol posalı sebzeler, kabak, kereviz, lahana gibi) yanında bir kase yoğurt ya da marul salatası ile tercih edin, gün aşırı fırında ya da ızgarada balık yiyin.


2.Tuvalet alışkanlığınızı disiplinize edin, her yanlış uyarıda tuvalete gitmeyin, günde bir kez sabahları kahvaltıdan yarım saat sonra tuvalete gidin ve 3-5 dakikadan uzun oturmayın, dışkılama bitiminde de mümkünse duşa girerek makat bölgesine sıcak duş uygulayın.


3.Pelvik tabana yönelik egzersiz yapın, makat bölgesindeki kasları sıkma- gevşetme özelliği olan Kegel egzersizlerini öğrenin.


Genellikle beslenmenin düzenlenmesi, tuvalet alışkanlığının disiplinize edilmesi ile şikayetler azaldığı için bağırsak fıtığı hastalarının çok az bir kısmına cerrahi müdahale uygulanıyor. Şikayetleri dayanılmaz hale gelen hastalar kolorektal cerrahi uzmanı veya kadın hastalıkları uzmanı tarafından ameliyat edilebiliyor. Ameliyat makattan, vajinadan ya da bu iki bölgenin arasından (perineden) yapılabildiği gibi karından kapalı (laparoskopik) cerrahi ile de yapılabiliyor".


Dr. Leventoğlu 283 vakalık çalışmalarında perine bölgesinden yapılan ameliyatlar ile onarımdan sonra hasta şikayetlerinin yüzde 93 oranında kaybolduğunu, yüzde 80 oranında anatomik iyileşme sağlandığını belirtti. Yine bu bölgeye özel geliştirilen yöntemler (STARR-zımbalama) ile makat bölgesinden dikişsiz ameliyatlar da başarı ile uygulanabiliyor. Ameliyat belden uyuşturulma yöntemi ile bölgesel olarak yapılıyor. Bir gece hastanede kalmasını takiben hasta ertesi gün günlük aktivitelerine dönebiliyor. 7-10 gün içinde de işbaşı yapabilir hale geliyor.