SEVMEYİ BİLMEK

Karşılıklı sevginin Leyla’larda Mecnun’larda kaldığını anlamak için karşılıksız sevgi yaşamak gerekiyormuş. Birini sevmenin delice bir aşkla bağlanmanın güzelliğini yaşamak için hazan mevsimine gelmek olduğunu bilmiyordum. Meğer hayatta ne çok şey kaçırmışım…

Aşkın insanı büyüttüğünü olgunlaştırdığını da öğrendim artık. Bu yaşıma kadar kimse öğretmedi bana aşkın karşılıksız olduğunu, sadece gönülden sevenin bu acıyla kavrulacağını, sevilenin ise sevildiğini bilmeyeceğini… Yine teşekkür ederim sana karşılıksız aşkım!!! Bana hayatta öğretilmeyenleri öğrettin. Hiç kimseye hissetmediklerimi hissetdirdin. Hiç kimse için yapamayacaklarımı yaptım. Pişman mıyım? Hayır hiç pişman olmadım ve aşkını sonsuzluğuma saklarken bile mutluydum. Hayatımın son basamaklarında bana böyle bir aşkı yaşattın. Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim Aşkım…

Sevgiliye bu kadar serzeniş çok görülmez umarım. Evet yaşadım gördüm öğrendim. Sevgi ve aşk sadece tek kişi tarafından yaşanabiliniyor. Aşkın karşılığı yok. Bazı insanlar sadece sevmeyi bilir,karşısındaki sever mi sevmez mi hiç düşünmeden sever. Hep bekler sevecek diye ve sonunda görür ki sizi kırmamak adına hatır için kendini zorlayarak karşılık verme çabasındadır. Oysa ki herkes duygularında özgürdür ve kimse kimseyi zorla sevemez. Kırgınlık olmaz aşkta. Seviyorsan, gerçekten aşkını yüreğinde hissediyorsan bırakacaksın sevgiliyi özgürce kanat çırpsın ve nerede kiminle mutluysa
Tadına vararak yaşasın… O’nun mutluluğunu uzaktan seyrederek yaralarını sarmayı da öğrenmek gerekir…

Aşk yalnızlığı kabullenmektir…

Aşkın denklemi çözümsüz. Alışmak gerek sadece sevmeye. Sevilmeyi tatmadan da yaşamayı öğrenebilir insan. Ama birini sevmeyi birine sımsıkı bağlanmayı mutlaka yaşamalı. İşte o zaman hayatta bir yanlışlık olur…

Ve ön söz…

Seni sevdiğimi bil. Nerede olursan ol. Her zaman çok sevildiğini bil…

—————
Özlemeyi Özle

Olması gerektiğinden biraz daha ağırım şimdi. Biraz daha yağmurda ıslanmış, üşümüş gibi. Yorgun ve garip olan bu akşamda döküyorum bu kağıda yalnızca sana kalan son sözlerimi. Bir daha asla konuşmayacağım seninle. Umarım gelirsin, umarım anlarsın yaptığın hatayı. Amacım seni süründürmek değil, yaptığın hatayı bir daha yapmamanı sağlamak. Benim defterim kapanmıştır çünkü artık. Bir kez daha açılması mümkün değildir. Herkese büründüğüm o maskeyle senin de karşına çıkmam çok da zor değil inan. Çevremde beni seven herkese ben üzülmüyorum iyiyim numarası yaparken, hiç tanıyamadığım sana mı yapamayacağımı zannediyorsun. Açta kulağını iyi dinle o zaman. Pişman olacaksın. Pişman olacaksın beni bu kadar üzdüğüne. Belki benim yüzümden değil, ama türlü sebeplerden pişman olacaksın. Çünkü sen busun. Bunu hep yapacaksın. Hep kontrollü yaklaşacaksın, hep kontrollü seveceksin.

Aşk ne demek bilmeyeceksin hiçbir zaman. Hissetmeyeceksin o risk alıcı duyguyu. Aşk, tüm riskleri göze alabilmektir. Aşk, düşü gerçekte,gerçeği de düşte yaşayabilmektir. Aşk, yakaladığın anda kaybetmekten korktuğun tek şeydir. Seni, kaybetmek duygusu bile derinden yaralarken, onun için her fedakarlığı yapabilmektir aşk. Aslında formülü basittir. Bir oyundur, bir stratejidir. Ne bulunduğun yerde ol, ne de olduğun yerde bulun. Tek olay bu. Bunu yapabildiğin an, aşkın güzellikleriyle tanışır hislerin. Aşkın güzelliğiyle yeniden doğarsın sanki. Yüzüne gülümseme yayılır, hiç kapatamazsın ki ağzını. Ağzını açık tuttuğunda aşkın her damlasını daha fazla içine çekmiş zannedersin kendini. Daha fazla senin gibiymiş gibi.

Ama aşkı formülüne göre oynamazsan, benim gibi olursun işte o zaman. Benim gibi boynu bükük, yazı yazma peşinde koşan bir yazar olursun yalnızca. Aşkı bucak bucak arayan, bulduğu anda da kaybetmeye meyilli bir yazar. Onun için aşkım; özlemeyi özle her zaman ve özlen özlenebildiğin kadar…
Bundan sonra sana söyleyebileceğim tek cümle, bir insanın değerini yalnızca karşıdaki insan belirler ve değersizmişsin ama çok değer vermişim…