Bir mahkeme salonu düşünün…
Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar.Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır.
“Bayan Jones,beni tanıyormusunuz?”Yaşlı teyze cevap verir:
“Ah evet bay Williams,sizi çocukluğunuzdn beri tanıyorum.Siz taaa o zamanlar bile aileniz için baş belasıydınız,sürekli yalan söylüyorsunuz,karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz ,en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz,2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız”
Davalının avukatı başta olmak üzere tüm salon şok olur.
Adam ne yapacağını bilmez bir halde kadına tekrar sorar.
“Peki bayan Jones, ya karşı tarafın avukatını tanıyormusunuz?”
Kadın yine cevaplar:
“Elbette tanıyorum.çocukluğunda ona dadılık yapmıştım.Tembel,ödlek ve alkolik adamın tekidir.Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor..”
Yine herkes şokta.
Bütün salonu bir uğultu kaplar.Hakim kürsüye tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır.
Ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek, kulaklarına şunları fısıldar:
“Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız, ikinizi de harcarım.”