Boğazda gıcıklanma, sürekli yutkunma hissi ve balgam gibi belirtilerle rahatsızlık veren geniz akıntısı, kişiyi bazen toplum içerisinde oldukça güç durumda bırakabiliyor. KBB Uzmanı Op.Dr. Atilla Şengör, her gün her insanda 1 litreyi aşkın geniz akıntısının normal olduğunu, bu miktarın artması durumunda rahatsızlık yaşandığını söylüyor.
Boğaz temizleme zorunluluğu ve gıcık öksürüğü bazen, örneğin bir konuşma sırasında sıkıntı yaratabilir ya da geniz akıntısı geceleri öksürük krizleri ile uykudan uyanmaya neden olabilir. Aslında burun organımız, solunum yolu ile alınan yabancı maddeleri veya mikropları temizlemek için normalde de akıntı üretir. Diğer bir deyişle 1 litreyi aşkın miktarda geniz akıntısı her gün her insanda genizden boğaza doğru akar. Ancak bu durum burun-sinüs sağlığı iyi olan kişilerce hissedilmez. Geniz akıntısının rahatsızlık vermesi, bu salgıların kıvamının yoğunlaştığı veya miktarının arttığı durumlarda olur.
Geniz akıntısının en yaygın nedenleri arasında az sıvı alınması ve sigara kullanımı sayılabilir. Normal şartlarda bir insanın günlük sıvı gereksinimi 1,5 litredir. Bunun altında alındığında tüm salgılar gibi mukus salgısında da yoğunlaşma olur. Sigara da içiliyorsa, hem kurumaya hem de burunun filtreleme mekanizmasında bozukluğa yol açar ve bu yüzden geniz akıntısının hissedilir hale gelmesi kaçınılmaz olabilir. Aynı şekilde sigara içilen ortamlarda pasif içici konumunda bulunanlarda da bu durum görülür. Bu nedenle hem sigara içip hem geniz akıntısından kurtulmak istemek maalesef birbirleriyle bağdaşmaz.
Hastalık durumlarından en sık karşılaşılan nezle ve grip gibi üst solunum yolu infeksiyonlarında, burun içi dokularında mikropların yaptıkları hasara bağlı sızıntılar nedeniyle salgı miktarında artış olur. Burada geniz ve burun akıntıları başlangıçta şeffaf ve akışkan olurken, üzerine bakteriyel bir infeksiyon eklenmesi sonrasında yeşil-sarı renkli ve yoğun kıvamlı olabilir. Bu gibi durumlara burun-sinüslerin iltihaplanmış olmasına sinüzit hastalığı diyoruz.
Sinüzitli hastalar, sinüslerinden kaynaklanan akıntılar nedeniyle geniz akıntısı hissederler. Bazen bu durum kronikleşebilir ve sık geçirilen infeksiyon atakları ile beraber kronik baş ağrısı, yüz ve göz çevresinde ağrı ve dolgunluk ile burun tıkanıklığı bulunabilir. Sinüzit hastalığı olanlarda da sıklıkla geniz akıntısı olur. Kronik sinüzit hastalığında, yani uzun süren ve sık tekrarlayan sinüzit atakları geçiren hastalarda geniz akıntıları her zaman iltihaplı olmaz. Burun ve sinüsleri kaplayan dokunun (mukozanın) reaksiyonu, işlevsel sorunları nedeniyle sinsi, sürekli yoğun kıvamlı geniz akıntıları olabilir. Bu hastalarda da zaman zaman baş-yüz ağrıları ve burun tıkanıklığı sıklıkla görülür. Kronik sinüzite yol açan durumlar anatomik bozuklukların yanında, polipli sinüzitler veya alerjik mantar sinüzitleri de olabilir.
İlaç kullanımı da geniz akıntısı yapabilir
Bazı ilaçların kullanımı da geniz akıntısına neden olabilir. Nezle ve gripte kullanılan akıntı kesici (dekonjestan) ilaçlar salgıyı azaltarak hastalık belirtilerini azaltırken, kıvamda yoğunlaşmaya neden olurlar. Bunun dışında, örneğin tansiyon hastaları için kullanılan bazı ilaçlar ile nörolojik ve psikiyatrik hastalıklarda kullanılanlardan bazıları, benzer mekanizmalarla geniz akıntısının fark edilebilir duruma gelmesine yol açabilirler.
Alerjik nezle ve alerjik astım gibi durumlarda da geniz akıntısı görülebilir. Burada bazı alerjen maddeler burun içi dokuya temas ettiklerinde, “alerjik yanıt” dediğimiz durum gelişir. Burunda salgı artışı ve gelişen doku şişmesini (ödem), burun akıntısı ve tıkanıklığı olarak algılarız. Bu durum geçici olabileceği gibi, uzun süren alerjilerde burun dokularında kronik değişimlere ve şişmelere yol açar. Burun eti şişmesi ile beraber temizlenme mekanizması da bozulur; buna bağlı olarak gelen yeni bir alerjen maddelerin burun içerisinde kalış süresi uzar. Burun içi dokularla temas süresi uzadığında alerjik yanıtın süresi ve şiddeti de artar ve kısır döngü oluşarak burun sorunlarının devamlılık kazanmasına yol açar. Geniz-burun akıntısı ve tıkanıklığı da kronikleşir.
Konka şişmesi (burun eti şişmesi) alerjiden bağımsız olarak da bulunabilir. Özellikle burun tıkanıklığı şikayeti ile belirti veren bu durumda da geniz akıntısı sıklıkla görülür
Ne yapmalı?
Geniz akıntısının daha az hissedilmesi için bol sıvı alımı, sigaradan ve içilen ortamlardan uzak durmak ve burun solunumu yapmak çok önemlidir. Nezle, grip gibi genel üst solunum yolu infeksiyonlarında ve alerji durumlarında bunlara ek olarak tıbbi tedaviler verilir. Alerjide eğer etken belirlenmişse, bundan da kaçınılması faydalı olur. Kronikleşen alerji durumları veya anatomik sorunlara bağlı gelişmiş sinüzit durumlarında tıbbi tedaviye ek olarak, kısırdöngüyü ortadan kaldıracak özenli cerrahi müdahaleler ile geniz akıntısında çözüm sağlanabilir. Aynı şekilde önceki ameliyatlarla değişmiş akım yolları, tekrarlanan düzeltme (revizyon) ameliyatı ile bazen yeniden oluşturulabilir.
Geniz akıntısının tedavisi mümkün
Günümüzde geniz akıntısına yol açan durumları rutin endoskopik muayenemizde doğrudan görerek belirleyebiliyoruz. İlaçla tedavinin ve önlemlerin yeterli olmadığı olguların pek çoğunda nedene yönelik seçilmiş cerrahi tekniklerle geniz akıntısını ve ilişkili sorunları tedavi edebiliyoruz. Örneğin; kronikleşmiş sinüziti olan hastalarda endoskopik sinüs ameliyatı ile burun eti şişmesi olanlarda hafif olgularda radyofrekans yöntemi ile burun eti küçültülerek veya ileri konka şişmesi olanlarda ise lazerle burun eti küçültmesi ameliyatı ile anatomik ve işlevsel bozuklukları tedavi edebiliyoruz. Diğer bir deyişle, geniz akıntısı gibi kişiyi olumsuz yönde etkileyen ve yaşam konforunu bozan bir durumun veya durumların sebebi doğru tespit edilirse ve uygun yöntemle tedavisi yapılırsa, geniz akıntısı çoğu kez ortadan kaldırılabiliyor.