Aşk, Bâkî olana yâr olmak..
O’na tutunmak, tutunduğun yerden ilmek ilmek dokunmak.
Kalbinde O’nu bulmak..
O’nu dinlemek. O’nu dillendirmek.
O mukaddes sesi dinlerken, her gün yine, yeni ve yeniden yenilenmek…
Aşk, fani olana gönül vermek.. Ona kapılmak.
Yanmak, dağılmak, kül olmak…
Fani olan aşka tutunmak.. Yaralanmak.
Fırtınalı denizlerde alabora olmak, kaybolmak…
Ve sonra kendini bulmak.
Toparlanmak.. Dağıldığın yerden toplanmak. Yaralarını sarmak.
Ve küllerinden Zümrüd-ü Anka misali yeniden doğmak…
Hayat bir yolculuk. Seçimler senin elinde..
İnsanın tekâmülü için, ruhun tekâmül yolculuğu şarttır.
Bu yolculuk seni saflaştırır, temizler.
Kalbini yumuşatır. Gönül gözün açılır.
Bakışların berrak, fikirlerin daha engin olur.
Dışardan gelen bütün sesleri susturursun.
Kalbinden gelen ve asıl dinlemen gereken sesi işitirsin…
Dinlersin, dinlenirsin, dinlediğin o yüce ses ile yenilenirsin.
Kişisel gelişimin, insanlar arasındaki saygınlığını artırır.
Ruhsal gelişimin ise, Rabbinin nazarındaki değerine değer katar.
Ruhunun tekâmülü için attığın her bir adımın karşılığında,
Rabbin sana on adım güzellikle gelir.
Sen sadece O’nun rızası için istemediği bir şeyi terk edersin,
O, senin hayatından on sıkıntıyı siler.

Ve unutma!

Sen O’na emekleyerek giderken,
‘’O’’ sana koşarak gelir, hayatına dokunur ve seni ihya eder…

Neyi arıyorsan O'sun sen....