Başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerinin anlaşılması açısından bu sistemlerin tanımlanması ve özelliklerinin bilinmesi son derece önemlidir. Başkanlık sistemi ile parlamenter sistemin bazı unsurlarının birleştirilmesiyle oluşturulan sisteme yarı başkanlık sistemi denir. Yarı başkanlık sisteminde, devlet başkanı sabit bir dönem için genel oyla seçilir ve yürütme yetkisini bir başbakanla paylaşır. Bu sistemde Devlet başkanının çok önemli yetkileri vardır. Örneğin fesih ve azil gibi. Devlet başkanı parlamentodan bağımsız olmakla beraber, yalnız başına veya doğrudan doğruya hükümet etmeye yetkili değildir. Başbakan veya kabinesi parlamentoya bağımlı olup devlet başkanından bağımsızdırlar. Kabine aynı zamanda güvenoyuna tabidirler ve parlamento çoğunluğunun desteğine ihtiyaç duyarlar. Bu sistemde Cumhurbaşkanının yanında parlamentonun güvenine dayalı başbakan ve bakanlar kurulu bulunmaktadır.(1) Yarı başkanlık sisteminin prototipi Fransa’dır.

Başkanlık sisteminin en temel özelliği yasama ile yürütme kuvvetlerinin hem işlevsel hem de organik açıdan birbirinden ayrılmasıdır. İşlevsel ayrılıkla kastedilen yasama ile yürütmenin yerine getirdikleri işlevlerin farklı olmasıdır. Bir başka ifadeyle yasama yasa yapma, yürütme ise hükümet etme fonksiyonlarını icra etmektedir. Bu sistemde her bir kuvvet sadece kendi işlevini yerine getirmekte bu işlevlerin birbirine veya bir kuvvetin diğerine karışması söz konusu olmamaktadır.

Organik bakımdan ayrılığın anlamı ise yasama işlevi ile yürütme işlevinin ayrı ayrı organlar tarafından yerine getirilmesi ve bu organların birbirinden bağımsız olmasıdır. Organik bakımdan ayrılık yasama ve yürütme organlarının hem göreve gelişleri açısından hem de görevi sürdürme açısından birbirinden bağımsız olmasını gerektirmektedir(2). Bu organların görevden ayrılmaları açısından da birbirlerine karşı kullanabilecekleri herhangi bir yetkileri yoktur. Bu iki organın güçleri karşılaştırıldığında dengeli bir şekilde güçleri paylaştıkları görülmektedir. Aslında sistemin özünün bir denge kurma ve temel kurumlarda uzlaşmayı sağlamaya dayandığı ifade edilmektedir. Ancak bu dengenin siyasi açıdan değil hukuki açıdan arandığını belirtmek gerekir. Çünkü siyasi açıdan bir değerlendirme yapıldığı zaman yürütmenin yani Başkanın yasama organına karşı üstünlüğü dikkat çekmektedir(3).

Başkanlık sisteminde yürütme organının temel özelliği monist(tekçi) nitelikte olmasıdır. Başkanlık sisteminde yürütme yetkisi bir bütün olarak tek bir organa verilmiştir. Bu sistemde başkanın dışında sembolik bir devlet başkanlığı makamı yoktur. Başkan hem devletin hem de hükümetin başkanıdır. Başkan doğrudan doğruya veya ona benzer bir şekilde halk tarafından belli bir dönem için seçilir. Bunun anlamı başkanlık sistemlerinde başkan varlığını yasama organının iradesine borçlu değildir(4). Başkan kendisine yardımcılık yapması için parlamenter hükümet sisteminde karşılığı bakan olarak nitelendirilebilecek sekreterleri atama yetkisine sahiptir. Sekreterler yasama organı üyesi olmadıkları gibi yasama organına karşı da sorumlu değildirler. Sekreterler doğrudan başkana karşı sorumludur(5).