I've tried So haRd to teLL myseLf That you're gone.
. . .
I've tried So haRd to teLL myseLf That you're gone.
I've tried So haRd to teLL myseLf That you're gone.
Şimdi bu sahil kasabasında bana gönderdiğin mektubu okurken
bir kez daha içim kanıyor sevgilim. Satırlarını seçiyorum özenle,
''gel'' diyo. ''yeniden başlayalım'' diyor. ''pişmanım'' diyor. Ve beni
hala sevdiğini söylüyor o satırlar. Ben de seni hala seviyorum. Ama
sevgilim, mektubunda hiç özür geçmiyor? Sence bana ufacık bir özür
borcun yok mu? Seni affedeceğime o kadar eminsin ki mektubunda
''affet beni'' bile demiyorsun. Benim anlayışımda buna düpedüz
''yüzsüzlük'' denir sevgilim. İşte bu yüzden cavabım hayır!
İşte bu yüzden istemeden de olsa seni terk ediyorum. Aslında ben
terk etmiyorum, sen terk edilmek zorunda bırakıyorsun kendini.
I've tried So haRd to teLL myseLf That you're gone.
Aslında ne güçlüyüm, ne de öyle görünüyorum.
Sadece aşığım ben.
Bu yüzden her şeyi bekle benden.
I've tried So haRd to teLL myseLf That you're gone.
Sana şimdi seni sevdiğimi söylemek isterdim ama biliyorum
sen bugün de kapalısın ''seni seviyorum''lara. Sen benim
görmek için bakmaya gerek bile duymadığım ezberimsin.
Ama yanındakendimi, kirlibir peçete gibi hissediyorum.
Şu rutubet ve sidik kokulu duvarlara benziyor yüzüm.
Hatta ondan daha değersiz.
I've tried So haRd to teLL myseLf That you're gone.
Var olan gerçek şu ki; ben gittim, sen kaldın. Biraz aşkta biraz geride, en çok da bende…
I've tried So haRd to teLL myseLf That you're gone.
I've tried So haRd to teLL myseLf That you're gone.
Aşkımı satacağın nerden belli..
Yüzüne baktım öyle temizki..
I've tried So haRd to teLL myseLf That you're gone.
Aşkımı satacağın nerden belli..
Yüzüne baktım öyle temizki..
I've tried So haRd to teLL myseLf That you're gone.
Şu anda 51 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 51 misafir)