Hacı Bayram Veli; İstanbul şehrini Osmanlı padişahlarından Fâtih Sultan Mehmed Hanın fethedeceğini müjdeleyen büyük velîdir. Asıl adı Nûmân bin Ahmed bin Mahmûd, lakabı ise Hacı Bayram’dır. 1352 yılında Ankara ilinin Çubuk Çayı üzerindeki Zülfadl köyünde doğmuştur. Babası Koyunlucalı Ahmet ,annesi Fatma Hanımdır.Abdal Murad ve Safiyüddin adlı kendisinden küçük iki kardeşinin olduğu bilinir.1429 senesinde ise Ankara’da vefât etmiştir. Türbesi, Hacı Bayram Câmiinin kenarında ziyârete açık ve her gün yüzlerce ziyaretçiyi ağırlar.
Hacı Bayram küçük yaşından îtibâren ilim tahsîline başlamış Ankara’da ve Bursa’da bulunan âlimlerin derslerine katılarak; tefsîr, hadîs, fıkıh gibi din ilimlerinde ve o zamânın fen ilimlerinde çok iyi şekilde yetişmiştir. Ankara’da Melîke Hâtun’un yaptırdığı Kara Medresede müderrislik yaparak talebe yetiştirmeye başladı. Eserlerini diğer Hacı Bektaş-ı Veli yoldaşları gibi Türkçe olarak yazarak Türkçe kulanımını Anadolu’da önemli şekilde arttırmıştır.
Hacı Bayram kısa zamanda, halk arasında sevilip sayılan biri olmuştur.Sultan Murad Han verdiği ünlü bir fermanda, Hacı Bayram-ı Veli’nin talebelerinin, yalnız ilim ile meşgul olmaları için, onların vergi ve askerlikten muaf tutulduğu bildirmiştir.





Hacı Bayram-ı Veli Melike Hatun isimli bir hayırseverin yaptırdığı Kara Medrese de müderrislik yapmıştır.Medreseler günümüzün üniversite ve fakülteleridir.Burada ders veren müderrislerin ünvanı günümüzün profesör ünvanıdır.Daha sonra Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri zamanın ünlü din bilgini olan Ebu Hamidüddin Aksarayi ( Somucu Baba ) tarafından Kayseri’ye davet edilir.
Bir Halveti şeyhi olan Ebu Hamidüddin ile karşılaşması ilk defa bir kurban bayramı günü olduğu için şeyh kendisine Bayram adını verir.Bugünden sonra Numan ismi yerine Bayram ismini kullanır.Bu ziyaret esnasında Ebu Hamidüddin Hacı Bayram-ı Veli’ye zahir ilminin ve batın ilminin derecelerini ve geleceğini manevi yolla kendisine göstererek ,ikisi arasında bir seçim yapmasını söyler ve kendisini tasavvuf yoluna girmeye, bu yolda öğrencisi olmaya davet eder. Hacı Bayram-ı Veli bu daveti kabul eder ve tasavvuf eğitimine Ebu Hamidüddin nezaretinde başlar.
Hacı Aayram halk arasında sevilen ve sayılan biri olmuş ve sarayakadar ulaşmıştır. Edirne’de Sultan II.Murad Han 1421 yılında tahta geçer.Bu Bayramilik tarikatının çok yaygınlaşması kimi çevrelerde korku ve kuşku uyandırır ve Sultan II.Murad BU tasavvuf adamını yakından tanımak amacıyla Edirne’ye davet eder.Hacı Bayram-ı Veli öğrencisi Akşemseddin’i de yanına alarak Edirne yolculuğuna çıkar.
Fatih’in babası Sultan İkinci Murad Han, Hacı Bayram-ı Veli’yi Edirne’ye davet edip, ilim ve manevi derecesini anlayınca, fevkalade hürmet göstermiş, Eski Cami’de vazettirmiş, tekrar Ankara’ya uğurlamıştır. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u feth edeceğini II. Mehmed’in babası II. Murad’a bildirdiği rivayet olunur.
Hacı Bayram Veli’nin geliştirdiği inanca göre temel varlık Tanrı’dır. Tanrı bütün evreni kaplamıştır, tektir, önsüz-sonsuzdur, yaratıcıdır. Kendini tasavvufa veren bir kimsenin uyması, bağlanması gereken üç ilke vardır:
A) Bütün işlerin, eylemlerin kaynağı Tanrı’dır, İnsan bir araç durumundadır. İnsan istenci tanrısal istencin bir bölümü niteliğindedir.
B) Tanrı bütün varlıklarda görünür, gerçekte varolmak Tanrı’nın görünmesidir;
C) Bütün nitelikler (sıfatlar) birer tanrısal görünüştür. Hacı Bayram Veli, bu üç ilkeyi tevhid-i ef’al (eylemlerin birliği) tevhid-i sıfat (nitelikler birliği), öz birliği kavramlarıyla açıklar. Tasavvufta varlık birliği olarak nitelenen bu inanca göre düşünen Tanrı’dır; yaratan ve eylemde bulunan Tanrı’dır.
Hacı Bayram-ı Veli Hz.lerinin üç kız ve beş erkek çocuğu olduğunu biliyoruz.Kızlarından sadece Eşrefoğlu Rumi ile evlenen Hayrunisa’nın ismi bilinmektedir.Oğullarının adları sırasıyla Şeyh Ahmet Baba, Ethem Baba, Baba Sultan, İbrahim ve Ali’dir.