Süleyman Mabedi (Tapınağı) Kral Süleyman tarafından Masonluğun atası sayılan Hiram Ustaya inşa ettirilmiştir. Tarih öncesi Yahudilikte, bir nev’î ibadet ve kurban merkezi haline gelmiştir. İbrani takvimine göre 2928 (M.Ö 832) yılında inşa edilmiş Babil kralı Nevukadnessar tarafından 3338 ( M.Ö 422) yılında yıkılmıştır. II. Tapınak (Bet amikdaş) 3408 (M.Ö 352) yılında halkın lideri Zerubavel, peygamberler Ezra ve Nehemya tarafından inşa edildi ve Romalılar tarafından 3828 ( M.S 70 ) General Titus komutasındaki Roma İmparatorluğu’na bağlı birlikler tarafından 70 yılında yıkılmıştır. Maşiah geldiği zaman III. ve son Tapınak ( Bet Amikdaş ), ebediyen ayakta kalmak üzere inşa edileceği rivayet edilmektedir.Süleyman tapınağı ve sarayının taslağıEski yazıtlarda, Hz. Süleyman’ın bu tapınağı Moriah Dağı üzerine yaptırdığı ifade edilmektedir. Kudüs etrafında sanılan bu tepenin hangisi olduğu bilinemiyor. Eski Ahit’te, tapınağın yapımına Kral Süleyman’ın denetiminde, İsrailoğulları’nın Mısırdan çıkışlarının, 480. yılında başlanılıp; 13 yılda tamamlandığı anlatılmaktadır. Tüm aramalara rağmen bu ilk tapınağa ait kalıntılara ulaşılamamıştır. Sadece civarındaki sunaklara ait olduğu düşünülen havuz kalıntıları bulunmuştur.Eski yazıtlara göre Sülayman Tapınağı’nın Mimarisi
Kutsal Sülayman Tapınağı’nın uzunluğu 60 arşın, genişliği 20 ve yüksekliği 30 arşındır. Mabedin önündeki eyvanın (giriş holü) uzunluğu 20 arşın ve genişliği 10 arşındır. Mabedin pencereleri kafeslerle kapalıdır. Mabedin duvarlarına bitişik katlar vardır. Katların etrafında yan odalar bulunur. Alt kat 5 arşın genişliğinde, orta kat 6 arşın genişliğinde ve 3. kat 7 arşın genişliğinde olup, kirişler mabedin duvarını işgal etmesin diye mabedin duvarı etrafında dış taraftan destekler verilmiştir. Mabed taş ocağında yontularak hazırlanmış taşlardan yapılmış olup inşaat sırasında mabette çekiç, balta veya herhangi bir madeni kırıcı-kesici alet kullanılmamıştır.
Mabedin inşaatı bitince, mabed sedir ağacından kalın tahtalar ve kirişlerle kaplandı. Mabede bitişik katların yüksekliği 5 arşındı ve bu katlar sedir ağacı kerestesi ile bağlandı.Mabedin duvarları içeriden de sedir ağacı tahtaları ile kaplandı. Zemin selvi ağacı tahtaları ile örtüldü. Mabedin en iç tarafına “Ahit Sandığı”nı koymak için bir iç oda hazırlandı (dvir). İç odanın içerden uzunluğu, genişliği ve yüksekliği 20 arşındı. O oda som altınla kaplandı. Sedir ağacıyla kaplanmış olan mabedin duvarları da som altınla kaplandı, iç odanın önüne altın zincirler çekildi.İç odada her biri 10 arşın yüksekliğinde zeytin ağacında iki kerubi (Kerubiler Sfenkse benzeyen aslan vücutlu, insan başlı kanatlı meleklerdir. Sülayman Tapınağı’da ahit sandığının koruyucuları, cennetteki Eden Bahçesi’nde ise kutsal hayat ağacının koruyucularıdır) yapıldı. Kerubilerin kanatları 5’er arşın uzunluğunda idi. Bu kerubiler de altınla kaplandı.Mabedin dışındaki ve içindeki bütün duvarlara kabartma şekiller, melekler, hurma ağaçları ve çiçek figürleri oyuldu. Mabedin içi ve dışındaki bütün döşemeler altınla kaplandı.İç odanın kapıları zeytin ağacından yapılıp çeşitli oymalarla süslendikten sonra altınla kaplandı.Mabedin giriş kapısı selvi ağacından yapılmış olup her bir kanat ikiye katlanabilirdi. Kapılar çeşitli oymalarla süslenmiş ve altınla kaplanmıştı.İç avlu ise üç sıra yontulmuş taş ve bir sıra sedir ağacı kirişi ile yapıldı.Mabedin sütunları, Lübnan ormanlarından kesilmiş sedir ağaçlarından yapılan kaplamalarla kaplanmışlardır.
Şelomo Ameleh’in hükümlerini vereceği bölüm ve kendisine ait olan yapı da Yatziah (has oda) mabedin içindeydi, taştan yapılmıştı ve sedir ağacı ile kaplanmıştı. Bu bina 30 bölümden meydana geliyordu.Şelomo Ameleh Naftali kabilesinden dul bir kadının oğlu olan tunç ustası Hiram’ı, Sur’dan getirterek iki tunç sütun yaptırdı. Sütunların yükseklikleri 18 arşın olup çevreleri 12 arşındı. Direklerin üzerinde 5 arşın yüksekliğinde başlıklar vardı. Başlıklarda zincir işi 7’şer çelenk bulunuyordu. Bu sütunların birleştirilmeleri için ağ biçiminde nar ve zambak motifleriyle süslü bir kafes yapıldı. Sütunlar mabedin eyvanına dikildi. Sağ sütunun adı “Yakin” (pekiştirecek), sol sütunun adı “Boaz” (kuvvet ile) kondu.Yapay havuz dörtgen biçiminde olup eni 10 arşın ve yüksekliği 5 arşın, derinliği 1 arşındı içine 2 bin bat su (74 m3) alabilecek kapasitede idi. On iki öküz üzerine oturtulmuştu. Her üç öküz bir yöne bakardı. Öküzlerin sağrıları içe doğru dönüktü. Havuzun kenarları zambak sapları gibi işlenmişti. Kenarında onu saran, her bir tanesi 10 tane ve 2 dizi olmak üzere tomurcuklar vardı, havuzdan su dökülürken tomurcuklardan da dökülüyordu.Tunç ayaklıklar 10 tane idi. Ayaklıkların pervazları arasında levhalar vardı ve levhaların üzerinde aslanlar, öküzler ve kerubiler vardı.Tunçtan kazanlar 10 tane idi. Her bir kazan 40 bat su alıyordu. Her ayaklığın üzerine bir kazan , 5 ayaklıklı kazan mabedin sağına, diğer 5 ayaklıklı kazan da mabedin soluna kondu.
Yapay havuz mabedin gün doğuşu yönüne kondu.Mabedin bütün kapıları, üzerinde huzur ekmeği bulunan altın masa, iç odanın önünde, beşi sağda beşi solda bulunan som altından, şamdanları çiçekleri, kandilleri, maşaları, tasları, makasları, leğenleri, kaşıkları, tablaları ve bütün mabedin kapı tokmakları som altından yapıldı.Yahudilikte Sülayman Tapınağı’nın Önemi
Sülayman Tapınağı, Yahudilerin yılın bir kaç keresinde ve Cumartesi günleri ziyaret etmesi gereken en önemli yerdi.
* Bütün dini bayramlarda Yeruşalayim’in her tarafından ve dış kentlerden (Şilo, Samaria, Şekem, Yeuda) toplanan tüm Yahudiler mabedde bir araya gelirlerdi.
* Yahudiler, mabede müzik eşliğinde gelirlerdi. “Bayramın kutlandığı gecede ilahi okuyacaksınız; ve Rab’bin dağına İsrail’in kayasına gelmek için flüt çalarak ve yürek sevinci ile geleceksiniz ve mevsimin ilk turfanda meyvelerini de getireceksiniz.” (İşaya 30:29).
* Sukot ve Pesah’ta çardaklar kurarlar ve bayramlarını orada kutlarlardı.
* Peygamberler döneminde, Yahudiler orada toplanırlar ve onları dinlerlerdi.Yahudiliğin mesih geldiği zaman tekrar inşa etmek istediği Kral Süleymanın Tapınağını ilk Sabetay Sevi inşa etmek istemişti. Tapınak hem Yahudiliğin kurtuluşu hemde İsrail krallığının simgesidir.Bugün bu büyük peygamber hakkında çok fazla şey bilmiyoruz. Fakat, Kur’an-Kerim dahil olmak üzere pek çok kutsal kitap, Süleyman peygamberden sıklıkla bahsediyor. Bugün hala bulunamayan tapınağı konusunda araştırmalar devam ediyor.