Çanakkale Savaşı’nda görev yapan subayın günlüğü, 99 yıl sonra ortaya çıktı…

Kitaplaştırılacak olan günlükte, 18 Mart günü için, “Aman Ya Rabbi! Nasıl anlatayım, şiddetli surette etrafta toprak bırakmadı. Başımıza geçirdi.”, zafer akşamı içinse, “Gece çıkıp gittiler” yazılı.
Günlüğü araştırıp bulan ve yayına hazırlayan kişi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Lokman Erdemir. Kendisine Ispartalı bir öğretmen olan İsmail Güneş tarafından ulaştırıldığını belirten Erdemir, günlük sahibinin isminin yazıldığı yer yırtıldığı için kime ait olduğunun bilinmediğini söyledi. Subay olduğu anlaşılan günlük sahibine Erdemir, “Meçhul ( bilinmeyen) bir topçu zabiti (subay)” diyor.
Meçhul Subay 18 Mart’ı anlatıyor
Meçhul subay, Çanakkale Savaşı’nın dönüm noktası olan 18 Mart günü yaşananları şöyle anlatıyor:
“On altı zırhlı, Boğaz’a hücum ettiler. Ateş açtık. On mermi kadar attık. Yirmi beş kadar torpido ve birçok tahtelbahirler, torpil arayıcılar, elli beş adet gemi olmak şartıyla bize hiç bakmayıp doğru Erenköyü’ne kadar gittiler. Bombardımana başladılar. Ateş hedef taksimi ettiler. Baş gösteremedik.
Yan ateşiyle bizleri berbat etti. Bizim toplarımız onların büyük zırhlılarına karşı hiç nev’inde olduğu için bir şey yapamadık. Saat yedide bir zırhlı yaralanıp tepesinin üstüne, zor hal Boğaz’dan çıkaracaklar. Bizi ateş altına aldılar. Torpidoların avdetinde endahta başladık.
Ateş edeceğiz fakat…

On altı mermi attık. Birkaç tanesine isabet ettirdik. Üç tanesi geri kaçtı. Badehu altı zırhlı, torpidoları iskele tarafına almış bize ateş ederken içeri girdi. Ateş edeceğiz fakat bir tane büyük amiral gemisi karşı istikametimizde durdu. Toplarını bize çevirdi.
Ateşe hazır duruyor. Ateş edemedik. Telefonla haber verdiler. Bir tane zırhlı battı. İki tanesinin cephanesinin ateşlendiğini haber verdiler. Bir torpido yanlarına gidip askerini alacakmış. Onun da batırıldığını söylediler. Badehu ateşe başladık. Bir torpidonun kıç tarafından, ikinci topun atmış olduğu merminin isabetiyle yaralandığını gördüm.
Bizleri büyük zırhlı gene yan ateşine çevirdi. Aman Ya Rabbi! Nasıl anlatayım, şiddetli surette etrafta toprak bırakmadı. Başımıza geçirdi. Parçalar bir taraftan, mahfuz mahallerinden çıkamadık. Bizim yanımızda seri ateşlerin cephanesi ateşlendi. Düşmandan ziyade kendi cephanemizden korktuk. Akşam saat ikiye kadar boğaz içerisinden gemiler çıkmadılar. Sabaha kadar top başında nöbette idik. Gece çıkıp gittiler. Dört zırhlı, bir torpidonun yandığı her tarafa ilan olundu.”