Şimdi bu sana son yazım demek istiyorum ama,
Gözlerin aklıma gelir diye korkuyorum yine.
Ya da duruşun öyle masum. Bakışın. Tebessümün.
Aşkın tarifini yapmaya çalışan cümlelerin.
Israrcı, aceleci tavrın.
Yok yok, iyisi mi vazgeçmeli bu sevdadan.
sevda diye kastım sen sanma, seni yazmama sevdası.
Kolay değil yığınla ihtimali tek bir kibritle yakmak.
kolay değil hiçbirşey olmamış gibi unutmak.
Olanları hiçbirşey saymak kolay kimilerine göre ama,
Beni düşündüren olmayanları tutup bir kenara atmak.
Bir kelime, bir dokunuş, bir gülüş mesela.
Bir aynı anda aynı şeyi düşünme meselesi.
Tam seni arayacakken, arayan sen olman.
Bir deniz sevdası.
Bir hayal.
Bir umut mesela.
Boşa umut etmek kemirir beyni,
hani olmayacak duaya amin deme derler ya, umut etme, bekleme.
Yine de umut umuttur işte.
Nice ihtimalim oldu bu umudu silmekte kararlı.
Özlemlerim bile oldu, önceki özlemlerime hiç benzemediler.
Ben yine eski özlemlerimi özledim.
Çocukluğuma dönmek istedim hatta, eskiyi özledim.
Yeni baştan görmek umudumu, orada kalmak.
Biliyorum yazıdan öteye gidemeyeceksin,
Yeni özlemler tadacağım ben yine eski özlemlerimi özleten.
Uzaklık aklıma gelince sen aklıma geleceksin.
ve ben her 'sen' yazışımda senin aslında hiç olmadığını anlayacağım.
Olmamış bir sevdaymış bu.
Olmamış bir aşk.
Yaşanmamış.
Ya da çok güzel başlamış ama sonu getirilememiş.
Bir filme benzeteceğim belki de olanları.
Sonunu düşünmek bile istemeyeceğim,
Seninle karşılaşma ihtimalim olan yerlerden kaçacağım sırf bu yüzden.
Yarım bırakacağım öyle filmi, hep iyi olanları göreceğim.
Bittik.
Ya öyle gerekiyordu, ya biz istemedik.. Ya da istersen kader de.
Bittik işte.
Aslında başlayamadık bile.
Ne ortada yaşanmış bir aşk vardı, ne de görünürde bir ayrılık.
Uzaktık biz, uzaktaydık hep.
Mesafeler ürkütüyordu hep beni,
Sen inadına güzel olacak diyordun.
Şimdi bu sana son yazım demek istiyorum ama,
Suçlarım ben yine sonra kendimi,
Yazarım.. Hep senin masum olduğunu yazılarımda.
Hep uzaktasın çünkü.
Hep uzakta olacaksın.