Sevdim seni, nedeni yok!

Aklımın kıvrımlarında dolaşıp duran bir bilmeceydin, çözemedim...

Ya da bir hayaldin, belki de gerçek, bilmiyorum!

Ama neye inandıysam o oldu gerçeğim...

Âşıktım, hem de sınır ötesine geçmekten korkmadan…

Seni her gördüğümde başım dönerdi mutluluktan, bazense körkütük sarhoş olurdum gülüşünle, bir damla içmeden.

Seni düşleyerek uykuya dalmak, gözümü açınca ilk seni düşünmekti yaşamak ve aşk, yatışmaktı varlığınla.

Hep az tarafım, ama tamamlayanım oldun, nasıl sevmem?

Sen yaz yağmurumdun üstelik, kış güneşim, sen bahar dalımdın...

Hâlbuki bir kez olsun dinlendiremedim başımı omuzlarında, bir kez göğsüne yatıp dinleyemedim yüreğinin sesini, tutup avuçlarını öpemedim alev alev…

Gün geldi hoyrat fırtınaların gözünde yaşadım hırçın mı hırçın, gün geldi umarsızca kapandım acılara…

Yine de bıkmadan, yine de bitimsiz sevdim seni…

Söyleyemedim bunu sana, ancak öyle çok anlattım ki dağlara, denizlere, gökyüzüne ve öyle çok yazdım ki seni…

Keşke yazgımızın hâkimi olsaydım da, yazabilseydim seni bana-beni sana!

O zaman beni sever miydin seni sevdiğim kadar kim bilir ya da sever miydik?

Kolaydı aslında MUTLULUK; biraz anlasan yeterdi, bir adım atsan, korkmasan...

O zaman biterdi belki tutkunun yorgunluğu, biterdi hasret, biterdi acılar...

Kim bilir, BELKİ!?

******