Yârim bana geldiğinde seslen, ben şu anda sensizliğinle demleniyorum, baştan aşağıya senim seslenmezsen beni bulmazsın.

İster bana sen deli de ister sana tutku ile bağlı bir serseri, ama her an seninle olan bir aşığım…

Parçalı bulutlar gibi gönlümde gezinirsin bazen yağmur yüklü bulutlarla gelirsin işte o zaman seni gönlümde gözyaşlarımla sularım sen gülümsersin bana, işte ben böylesine âşık bir serseriyim ya da ne bileyim dediğin gibi deli yok yok deli değilim ama delicesine seni seven bir aşığım işte.

Bazen sen efkârlı gönlüme öpücüklerini yanaklarıma küçücük sımsıcak buselerinle kondurursun, bazen ben neşesiz gönlüne mutluluğu eklerim, dudaklarımla, dudaklarına yüreğimde senin için açan lalelerin kokusu ile.

Aç aşkın kitabını hatta gönül kitabını ilk sayfasında gülümseyerek sana bakan beni bulacaksın, aşkınla beni şair, yazar yaptın sevgilim… Her satırını, her hecesini seni düşünerek hatta sen diye yazdım oku kendini bulacaksın. Lakin öyle efkârlı değil, üzüntülü hiç değil hep gülümseyen mutluluğu her an yaşayan seni bulacaksın.

Sildim gönlünde gönlüne zarar veren üzüntüleri, efkârı, neşesizliği, bunu da peşin peşin söyleyim sonra şaşırma sen, çünkü sen benim gönlümde öylesin bunu da böyle bil sevgilim…



Kıvranan edepsiz yüzüyle sevgisizliği

Hasret kokan nefesiyle sensizliği

Hayalsiz gözlerle bakan ümitsizliği

Beraber gülümsettik ümitle bakan aşkın gözleriyle