Ayrılıklar yürek ister...
Yürek ister ayrılıklar; oysa adını koymak değil midir artık geriye kalan?
Bir çoğu da “ilk adımı atmış olan” diye anılmayı istemez.
Sadece bu bile olsa bize kalan, çekinilir işte çoğu zaman.
Çoktur istiyormuşcasına cesur duranın ilk kaçan olduğu geldiğinde vakti zaman...
Ayrılıklar emek ister...
Kayıplarla kazançların dengesidir bazen de kurguyu bozan.
Manfaatler, olası yoksunluklar, belirsizliklerdir gözü korkutan...
Yazılı olmasa da, kuralları vardır ayrılıkların da birlikteliklerin olduğu kadar.
Alış verişe dönsede, kağıt üzerinde sürsede, bir imza yeterli gibi gözükse de; zamanı gelmediğinde verilmiş sözler, yapılmış akitler, bitmeyen karmik alış verişlerdir bu durumda ilişikiyi hala ayakta tutan.
Zaman her şeye olduğu gibi, gecikmiş ayrılıklarada ilaç olur çoğu zaman...
Ayakta tutmak yetmese de, bu kadarı kanıksanır ,
Bunla yetinilir, aranmaz olur daha da fazlası,
Göz yumulur da yaşanır, belki de bile bile aldanılır,
Yada görülse de kabullenilir de yaşanır...
Yada, ateşe atılır geçmiş,
Riske edilir gelecek; o zaman bilinmez ki, sadece yetecek bir deli yürek, bir derin seziş,
Yanında biraz da olsa cesaret...
Kimi taşın altına sokar elini; kuralları yıkmayı gönül rızasıyla seçerek...
Kimi kollar söz de geleceğini, bilinmezden uzak durmayı seçerek; sanır ki garantileyebilecek...
Ayrılıklar da, birliktelikte hepi topu tek bir hamleden ibaret.
İş ki yapılmalı o hareket: Neyi seçerken, yanısıra nelerden de vazgeçtiğini bilerek...
Biliyoruz ki, hayat sadece özgür seçimlerden ibaret...