Milli duygularımızı ve kurtuluş hikayemizi anlatan İstiklal Marşı’nın nasıl milli marşımız olduğunu biliyor musunuz?..


Kurtuluş Savaşı’nın başladığı yıllarda, cephedeki askerlerimizi coşturacak, onların morallerini yükseltip ulusal duygularını güçlendirecek bir ulusal marşın hazırlanması düşüncesi, Genelkurmay Başkanı Albay İsmet İnönü tarafından ortaya atıldı. Bunun üzerine ödüllü bir yarışma açıldı ve durum tüm yurda duyuruldu. Yarışmaya 724 şiir katıldı. Değerlendirme komisyonu şiirlerin tamamını inceledikten sonra altı tane şiir, ulusal marş olmaya uygun görülüp ayrıldı, ötekiler elendi. Ancak yapılan değerlendirmede bu altı şiirin de ulusal marş olma niteliği taşımadığı sonucuna varıldı.
Ulusal marşın yazılması için Mehmet Akif Ersoy’a teklif götürüldü. Oysa Mehmet Akif, ucunda para ödülü olduğu için yarışmaya katılmamıştı. Ulusal marş niteliği taşıyan bir şiirin bulunamaması üzerine dostları devreye sokularak Mehmet Akif ikna edilmeye çalışıldı. Sonunda para ödülünün kaldırıldığı konusunda güvence verilince Mehmet Akif, marşı yazmayı kabul etti. Daha önce ayrılan altı şiirle Mehmet Akif’in yazdığı şiir arasında yapılan değerlendirmede Akif’in şiiri birinci oldu. 1 Mart 1921 günü Meclis’in yaptığı oturumda zamanın Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver, kürsüde şiiri okudu. Seçim için son sözün Meclis’e ait olduğunu belirtti. Nihayet 12 Mart 1921 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi yeniden toplandı.
Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif’in 20 Şubat 1921′de yazdığı “Kahraman Ordumuza” sungusunu taşıyan şiiri 12 Mart 1921 günü büyük çoğunlukla TBMM’nce İstiklâl Marşı kabul edildi. Aynı yıl bir de beste yarışması açıldı, ama kesin bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı’nca Ali Rıfat Çağatay’ ın bestesi uygun görülerek okullara duyuruldu. 1924′ten 1930′a kadar marş bu beste ile çalındı. O yıl bunun yerini, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki Üngör’ün 1922′de hazırladığı bugünkü beste aldı.
Türk bayrağı, ulusumuzu temsil eden kutsal bir semboldür. Gururumuz, onurumuz, varlığımız, birlik ve bütünlüğümüz, her şeyimizdir, canımızdır. Bayrağımızla övünürüz, kıvanç duyarız. O dalgalanırken bağımsızlığımızı görürüz. Cennet yurdumuzun tüm güzelliklerini, şehitlerimizi, kahraman atalarımızı, geleceğimizi görürüz şanlı bayrağımızda… İstiklal Marşı da ulusal birliğimizin ve özgürlüğümüzün bir sembolüdür. İstiklal Marşı, çağlar boyunca bağımsız yaşamış ulusumuzun bağımsızlık aşkını, ulusal ve kutsal değerlere olan bağlılığını, kahramanlığını yansıtır. Bayrağımıza ve İstiklal Marşı’mıza saygı gösterir onları canımız gibi severiz.
Çoğu zaman bayrağımızı öperiz, gördüğümüzde heyecanlanırız. Ulus olarak zor günlerimizde İstiklal Marşı’mızı kah içimizden, kah tüm dünyaya haykırarak söyleriz. Bayrağımızı temiz bir yerde özenle saklarız. Ulusal bayramlarda, yerel kurtuluş günlerinde, bayrağımızı evimizin en güzel yerine asmaktan onur ve gurur duyarız. İstiklal Marşı eşliğinde bayrağımız göndere çekilirken hepimiz büyük bir coşku ve gurur duyarız. Saygımızı ise duruşumuzla, davranışımızla, ağırbaşlılığımızla belli ederiz. İstiklal Marşı söylenirken konuşulmayacağını, yürünmeyeceğini dalgınlıkla da olsa hareket edilmeyeceğini hepimiz bilir ve bu kurallara uyarız. Ulusal bayramlarda, okulumuzun açılış ve tatile giriş günlerinde, resmî toplantılarda, 10 Kasımlar’da İstiklal Marşı’nın söylenmesi artık bir gelenek haline gelmiştir…