Her ne kadar hastalıkları teşhis ve tedavi etmek için yıllar süren tıp eğitimi almak gerekiyorsa da hayvanlar bu eğitimi almadan kendi kendilerini iyileştiriyor!..
Evet, birçok hayvan hastalık karşısında ne yapması gerektiğini zaten biliyor. Yapılan araştırmaların sonuçları gösteriyor ki hayvanlar da şifalı bitkilerden yararlanıyor. Goriller bazı özel bitkileri yaralarının üzerine sürerken, maymunlar diş çürüğünü önlemek için akaju meyvesinin saplarını çiğniyor. Ne dersiniz, bu tedaviler insanlara da tedavi için yol gösterir mi?
Kuzey Karolayna Eyalet Üniversitesi’nden Dr. Michael SimoneFinstrom ve Minnesota Üniversitesi’nden Prof. Marla Spivak’ın yaptığı bir araştırma, koloniye zararlı mantar bulaşması halinde bal arılarının bol miktarda anti*mantar özelliği olan bitki reçinesi topladığını gösterdi. Bu araştırmaya göre arılar zararlı mantar türünü zararsız olandan ayırabiliyor!
Kaliforniya’da yaşayan Neotoma fuscipes türü fareler, yuvalarının kenarlarına defne yaprağına benzeyen yapraklar yerleştiriyor ve arada bir bunları yırtarak koku vermelerini sağlıyor. Araştırmalar, Umbellularia adındaki bu bitki yapraklarındaki bazı maddelerin pireler için toksik olduğunu gösterdi!
Michigan Üniversitesi’nden Prof. Mark Hunter ve meslektaşları, geleceğin ilaçları için hala en ümit verici kaynağın bitkiler olduğunu, hayvanların ilaçlarına dair araştırmaların insanların sıkıntılarına çare olacak yeni ilaçların keşfedilmesini sağlayabileceğini belirtiyor. Araştırma grubunun keşfine göre; kral kelebekleri kendilerine kısa sürede ölmelerine sebep olabilen bir parazitin bulaşması halinde, dişi kral kelebekleri yumurtalarını özel bir ipek otu türünün üstüne bırakıyor. Kral kelebekleri, beslendikleri yüzlerce ipek otu içinde yumurtadan çıkan larvaların tedavi olmasını sağlayacak özel ipek otu türünü seçebiliyor!
Tavşanlar genellikle mercanköşk, nane ya da papatyaların arasında dolaşırlar. Zoolog Michael Boppre, söz konusu şifalı bitkilerin tavşanlarda mide ve bağırsak parazitlerini önlediği kanısında.
Goriller bazı özel bitkileri çiğneyerek elde ettikleri bulamacı yaralarının üzerine sürüyorlar.
Geniş burunlu uluyan maymunlar ise diş çürümesini önlemek için akaju meyvesinin saplarını çiğniyorlar.
Alaska’daki boz ayılar kış uykusuna yatmadan önce tenyalarından saparna bitkisiyle (Smilax) kurtuluyorlar. .
Bazı kuşlar ise tüylerine yapışan kene ve bitleri karıncalarla ovarak temizliyorlar.
Dağ gorili kusmasını önlemek için ağaç kabuğu kemirir. Amerikalı kimyacı Jan Baldwin bu ağaç kabuğunun salmonella bakterisinin çoğalmasını önlediğini laboratuvarda kanıtlamış.
Tanzanya’daki şempanzeler de Sierra Leone yerlileri tarafından ‘Keçiöldüren’ olarak adlandırılan ve son derece zehirli olan bir çalı bitkisinin dallarındaki özü çiğniyorlar. Maymun araştırmacısı Michael Huffman, bağırsak kurdu belirtileri gösteren dişi bir maymunun bu şekilde kısa bir süre içinde iyileştiğini gözlemlemiş.
Odun kömürünün antibakteriyel özelliğinden yararlanan Avustralya ispinoz kuşu yuvasına odun kömürü döşüyor.
Hayvanların içgüdüsel olarak hastalanmamak için çaba gösterdiklerine inanan ve Bavyera bölgesindeki sığırcık kuşlarının yuvalarını sağlığa yararlı bir biçimde kurduklarını izleyen araştırmacı Helga Gwinner: ‘Erkek kuşlar yuvayı çeşitli ot ve çiçeklerle besliyorlar. Yavru sığırcık kuşları şifalı bitkilerle kurulmayan yuvalardaki yavru kuşlara göre daha sağlıklılar. Hatta son araştırmalar bağışıklık sistemlerinin de daha güçlü olduğunu göstermiş. Çünkü kanlarındaki akyuvar oranı daha yüksek.’ diyor.
Araştırmalar yerli kabilelerindeki şifacıların da hayvanların şifalı bitkilerinden yararlandıklarını gösteriyor. Mesela; batı Tanzanya yerlileri kusmakta olan bir Avustralya kirpisinin kök yiyerek iyileştiğini izleyerek yeni bir şifalı bitki keşfetmişler.
Tüm bu saydığımız araştırma ve gözlem sonuçları şifanın doğada olduğunu kanıtlar gibi, ne dersiniz?