“Burnu tıkanmış kişiler yedikleri besinlerin tadını alamazlar, bu nedenle iştah azalır. Burnundan soluk alamadığı için ağzından soluk almak zorunda kalan kişide ağız ve boğaz kurur ve bu kuruluk hem tahrişe hem de mikropların yerleşmesine uygun bir ortam oluşturur. Buna bağlı olarak ağız kokusu ve kronik boğaz iltihapları ortaya çıkar. Tıkanan ve içindeki sıvıyı dışarı atamayan burundaki akıntı sinüslere girerek sinüzite, burnun arkasına doğru akarak yutakta, gırtlakta ve akciğerlerde enfeksiyonlara hatta kalp hastalıklarına yol açabilir. Burun tıkanıklığı aynı zamanda kulaktan boğazın arka kısmına açılan kanalın tıkanmasına ve bu yolla orta kulak iltihabına yol açabilir. Burun tıkandığında gece uyku uyumada sıkıntılar, uykusuzluk, uykuda nefesin durması ve horlamalar ortaya çıkar. Çocuklardaki uzun süreli burun tıkanıklıkları yüz kemiklerinin ve dişlerin gelişimini bozar. Burun tıkanıklığında ses kısıklığı, seste bozulma ve konuşma sorunlarına nende olur, genizden konuşma meydana gelir. Hastada psikolojik sorunlar ve çocuklarda gece yatağa çiş kaçırma gibi problemlere yol açar.” Burun temizliğinin çok önemli olduğunu anlatan Yorulmaz, burun tıkanıklığının önemsenmesi gerektiğini söyledi. Düzenli biçimde burun temizlenerek, hep açık kalmasının sağlanmasının büyük önem taşıdığını bildiren Yorulmaz, “Sık yapılan bir hata burnu çekerek içindeki kirlilikleri genze çekip yutmaktır. Bu yolla kirlilikler vücudun içine alınmaktadır. Bu alışkanlık terk edilmeli burnun dolu olduğu hissedildiğinde mutlaka lavaboda yada bir kağıt mendille silinerek temizlenmelidir” diye konuştu.