MEKTUP 1 :
OĞULLARIM SELİM VE ABDULLAH'LA AĞLIYORUZ
Hürrem Sultan’dan Kanuni Sultan Süleyman’a mektup (1540’lar)
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi No. E.5662
Canımın Parçası Sultanım
Sana kavuşabilmek için sabahlara kadar dua etmekteyim. İçimi yakan dudaklarına bir daha dokunabilir miyim diye avazım çıktığı kadar Allah’a yalvarmaktayım.
Biliyorum
şu an Allah adına seferdesin. Zafer kazanmak ve cihadı yüceltmek için yollardasın. Muvaffak olmanı dilerim. Fakat sana kavuşmak en büyük dileğimdir. Sen
gamlı
kederli yüreğimin tek ilacısın.
Gönlüm
ancak senin yanında huzur bulabilir. Bu kölen
sinesinden fışkıran özlem dolu yüz binlerce yanık yakarışı sana arz eder. Bu çaresiz kulun
sana karşı en ufak bir kusur işlemişse
kıyamet günü Allah bunun hesabını sorsun.
Benim yüzümden en ufak bir üzüntüye düştüyseniz
rahatım zahmete
varlığım yokluğa ve sağlığım hastalığa çevirilsin. Eğer böyle bir şey yapmışsam
kahrımdan perişan olup inim inim inlemek bana revadır.
Tek dileğim size tekrar kavuşmaktır. Size kavuşmuş olmaya
ömrüm
canım
her şeyim feda olsun. Yeter ki sizi yeniden görmek müyesser ola. Allah’tan dileğim sizi benden hiç ayırmamasıdır.
Sizin ömrünüze benim ömrümü de katsın ki Hak emrinin bizi ayırdığına şahit olmayayım. Yusuf yüzlü sultanım
benim yüzümden asla keder çekmesin.
Çektiğim ayrılık acısını anlamak isteyen varsa
Yusuf Peygamber kıssasını okusun. O zaman bana hak verirler. Mübarek yüzünüzü tekrar görmek arzusuyla çektiğim ıztırabı bu kalemler ifade etmeye kafi gelmiyor. Şu an derdimi tam olarak anlatmaya hiçbir şey muktedir değil.
Çektiğim acıları ancak sizden gelecek bir haber
ağzınızdan çıkacak bir küçük söz dindirebilir. İşte ancak o zaman Allah’a sonsuz şükürler sunarım. Sizden gelen mektuplar
sevinçten beni ağlatıyor. Çünkü o mektuplarda gönlümü alan sözleriniz var. O sözlerle içimi süslüyor ve gönlümü
arzuladığım her şeyi bulacağım bir hazineye çeviriyorsunuz.
Benim gözümün nuru sultanım
hiçbir gecem yoktur ki ayrılık acısıyla çıkardığım ahlardan dünya yanmasın
hiçbir günüm yoktur ki yüzünüzü hatırladıkça attığım feryatlardan yıldızlar parçalanmasın. Gündüzümü geceye çevirdin ey ay yüzlüm
senden ayrı kalmak çok zor
ah bu ayrılık
vah bu ayrılık.
Biliyorsunuz
ben ancak dolunay gibi aydınlık saçan ışığınızla saadet bulabilirim. Ben
güneşinden uzak düşmüş bir yıldız gibiyim sizden uzaktayken. Sizden ayrı kaldığımda hiç ışığım kalmıyor. Biliniz ki
sizden uzakta çok müşkil durumdayım sultanım. Yüreğime düşen dert
çok ağır sultanım.
Benim sultanım
ayrılık acısını ne kadar anlatsam bitmez. Siz de bu kulunuzu mektupsuz bırakmayınız. Hiç olmazsa birkaç satır kelmanızla avunurum. Elbette size daha çok şey yazmak muradındayım. Fakat bu kadarına gücüm ancak yeter. Sizden gelen mektubunuz okunduğunda ben dahi gözyaşları içinde kalıyorum. Oğulların Selim ve Abdullah da bu halime kendi gözyaşlarıyla eşlik ederler.
Saray halkının ve oğullarının sana çok selamları vardır. Mektubunuzda vezirlerinizden birine küskünlüğüm olup olmadığını sorarsınız. Bu konuda bir kerecik beni dinlerseniz gerçeği anlarsınız. Paşa kullarınıza da selamlar ederim. Ayrıca size eşlik eden oğlunuz Mustafa’ya da selamımı iletiniz. İki dünyada da huzur bulmanız dileğiyle.
Fakir ve hakir cariyeniz Hürrem
MEKTUP 2 :
GÖZYAŞLARIMI DÖKTÜĞÜM ELBİSE GÖNDERDİM
Hürrem Sultan’dan Kanuni Sultan Süleyman’a mektup (1526)
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi No. E.5426
Sultanım
Padişahım
Dualarım
o güzel yüzünüz ve bir bakışıyla bütün dertlerimi yok eden güzel gözleriniz içindir. Her an hasretinizle inleyen ve ancak size kavuştuğunda huzur bulacak olan bu kulunuzun duaları inşallah kabul buyurulur.
Hasret acısıyla kıvranan ve çektiği ıztıraplar yüzünden perişan olan bu çaresiz kulunuzdan bu değersiz sızlanmaları kabul ediniz. Ben sadece sizin yanınızda huzur bulabiliyorum. Sizin yanınızda olmaktan duyduğum mutluluğu anlatmaya kalemler yetmez.
Sizinle birlikte olduğumuz anların hatırası
sizin yanınızda geçirdiğim günlerin anısı
bu miskinin gönlünde hep yaşamaktadır. Hiç olmazsa sizinle yaşadıklarımız
sizinle ortak anılarımız sayesinde
biraz olsun teselli bulabilmekteyim. Esen rüzgarlar
çektiğim acıları size ulaştırsa
anlarsınız ki kulunuzun durumu feryat ve figan eden bülbül gibidir.
Sizden ayrı kaldığımda dermanım
takatim kalmıyor. Kimse acılarımı dindiremiyor. Gamla dolu gönlümü görseniz
ayrılık acısıyla inleyen bir ney gibi hasta ve perişan olduğumu hemen anlarsınız.
Ömrüm
azizim
sultanım
Allah’tan tek dileğim ve yüreğimin biricik arzusu
size tekrar kavuşabilmek ve ışık saçan yüzünüze bir defa daha bakabilmektir. Artık bir daha ayrılık olmasın.
Rabbimden elbette dilerim ki benim sultanım
candan ve gönülden sevdiğim şahım
dünyada ve ahirette hep mutlu olsun. Düşmanlarına karşı daima zaferler kazansın. İyi biliyorum ki benim sultanım
bu kulunu
kaderin bir cilvesi ile gördü ve sevdi
bu kulana mutluluk ve huzur ihsan etti. Bu cariyesinin gözyaşlarını dindirip sevindirdi. Sultanım sayesinde doğru yolu bulup iman ettim.
Bu yüzden
mutlu olacağım gün
sadece size kavuşacağım gündür. Size
gözyaşlarımı damlattığım bir elbise gönderdim. Hatırım için giyesiniz.
Sultanım
saray halkının ve oğullarınızın çok selamları vardır. Herkes ayağınıza yüz sürmeyi murad eder. Bundan başka her iki cihanda mutluluğunuzu dilerim sultanım.
Fakir ve hakir cariyeniz Hürrem
MEKTUBUN GECİKİNCE KARGAŞA YAŞANIYOR
MEKTUP 3 :
Hürrem Sultan’dan Kanuni Sultan Süleyman’a mektup (1535’ler)
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi No. E.5038
Yüzümü yere koyup ayağına kapandığım sultanım hazretleri
Benim güneşim ve mutluluk kaynağım
ayrılık acısıyla ciğeri kebap olmuş
gecesi gündüzüne karışmış
hasret denizinde boğulmuş bu çaresiz kulunuzun halini sorarsanız
biliniz ki sultanımdam ayrı kaldığım için inleyen
feryat ve figan eden bir bülbül gibiyim.
Allah çektiğim bu acıyı kimseye yaşatmasın. Hassaten bir buçuk aydır sizden bir haber alamıyordum. Allah şahidimdir
sabahlara kadar ağlıyordum. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Gözlerim kapılarda
sizden gelen bir haber var mıdır diye beklemekteydim. Çok şükür zafer haberiniz ulaştı da sevince boğuldum.
Bu müjdeli haberler üzerine burada şenlikler yapıldı
herkes mutlu ve sevinçli oldu. Hızır ve İlyas hazretleri
memleketler alan ve yedi iklimi fetheden sultanıma daima yardımcı olsunlar. Cümle enbiyalar ve evliyalar sana destekçi olalar. Sultanımdan tek isteğim bir an önce bu kuluna dönmesidir. Sultanım dönsün ki ayağına yüzümü sürebileyim. İnşallah dönüşünüz kısa bir sürede mukadderdir.
Kulunuza bir miktar hediye göndermişsiniz. Varolun sultanım. Sizin hediyeniz
bize canımız kadar kıymetli gelir. İstanbul’dan soracak olursanız sultanım
salgın hastalık hala devam etmektedir. Fakat eskisi gibi çok fazla etkin değildir. İnşallah sultanım dönene kadar tamamen yok olur.
Sultanım
cevabınızı lütfen çabuk gönderiniz. Yemin ederim ki
sizden haber almadan bir iki hafta geçtiğinde
tüm alemi karışıklıklar kaplıyor. Şehirde de karışıklıklar çıkıyor. Sanmayın ki sadece kendimi düşünürüm. Halkınız da sizden haber gelmesini gözler.
Yanınızda bulunan oğullarınıza da çok selam ederim. Hepsinin gözlerinden öpüyorum. Buradaki oğullarınız da size selam ederler. Hürmetle ellerinizden öperler sultanım. Saray halkının da selamları vardır. Kabul buyurunuz sultanım.
BÜTÜN PARAMI HAMAMA HARCADIM
MEKTUP 4 :
Hürrem Sultan’dan Kanuni Sultan Süleyman’a mektup (1535’ler)
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi No. E.6056
Bu çirkin yüzümü ayaklarına sürdüğüm
canımın içi sultanım hazretleri
Çok şükürler olsun Allah’a ki mübarek mektubunuz bize ulaştı. Ulaştı ki gözlerimiz nurla
gönüllerimiz sevinçle doldu. Hak’tan
sizi bir daha benden hiç ayırmamasını dilerim. Rabbim yeniden sizi görebilmeyi nasip etsin.
Benim canımın paresi
ömrümün hasılı
devletli sultanım; mektubunuzda sağlığınızın iyi olduğundan da bahsetmişsiniz. Allahıma binlerce şükürler olsun. Rabbim seni hatalardan
kusurlardan saklasın.
Ben aciz kulunuzu sorarsanız canım sultanım
ne gecem gece
ne de gündüzüm gündüzdür. Sizin gibi bir padişahtan ayrı kalmak
beni mahvetmiştir. Vallahi ayrılık acısından yanıp bitmişim. Vallahi dünyada tek dileğim size tekrar kavuşabilmektir. Yoksa benim ıztırabımı anlatmaya ne söz kafidir ne de kalem.
Bir daha görmek nasip olur mu ki sizi? Bir kere daha sürebilsem yüzümü ayağınıza keşke. Beni unutmanızdan korkarım devletli sultanım. Eğer beni unutursanız biliniz ki o gün ben ölürüm. Tek ihtiyacım olan şey beni hatırlamanızdır sultanım. Kimselere nazar etmeyiniz. Ben zaten sizden uzak olmakla perişanım. Yanmışım bu derdin ağırlığıyla. Ne olur bu kulunuzu daha fazla yakmayın.
Ah benim canımın parçası devletli sultanım
sayenizde yaptırmakta olduğum hamam konusunda emirler göndermişsiniz. Vallahi o kadar sevimdim ki
bilemezsiniz. Ancak elimdeki tüm paramı bu işe harcadım. Kendime ait harçlık bile kalmadı. Fakat tek muradım bu işin tamamlanmasıdır.
Bundan başka çocuklarınızı sorarsanız
çok iyilerdir. Sizin eteğinizi öpmeyi dilerler. Cihangir oğlunuzun omuzundaki rahatsızlık da iyileşti çok şükür. Yine de dualarınızı eksik etmeyiniz. İnşallah sultanımın kılıcı daima galip gelir ve düşmanlarını kahreder. Bunun dışında tüm kullarınız size selam ederler sultanım.
[Misafirler Kayıt Olmadan Linkleri Göremez | Kayıt Olmak için Tıklayın]