Yukarıdaki sorunun cevabında aslında bu da var. Kadın, evlilik sonrası ya da kendisini ilişkiye kaptırması sonucunda sadece erkeğin değiştiğini düşünür. Ancak bu doğru bir yorum değildir. Kadın da değişir evlendikten sonra. Ancak kendi değişimini ilişki adına olumlu bulduğu için bunu sorun diye görmez. Evlilik öncesi ilişkide çekingen duran kadın, bu hâliyle erkeğin özgürlük alanını tehdit etmez. Evlendikten sonra ise evlilik kadının her şeyidir. Kadın bunu olumlu bulur. Ancak bu yoğun duygusal bağlanma erkeğin özgürlük kaygısını artırır, onu korkuya sürükler. Bu durum erkekte mecburiyet hissi uyandırır. Kadına karşı kendini sorumlu hisseder. Onu bırakamayacağını düşünür. Erkek yaşadığı korkuyu ifade edemez, ilişkiye karşı duygusal yoğunluğunu kaybeder. Sevgisi azalır, zamanla tükenir. Mecburiyet, sorumluluk ve sevgi bir arada yaşayamaz. Kendimizi özgür hissettiğimiz sürece duygularımızı yaşarız çünkü.