Tıp dilinde 'Kronik Süpüratif Otit' olarak adlandırılan kronik orta kulak iltihabı hastalığında karşılaşılan başlıca şikayetler tekrarlayan kulak akıntısı ve işitme kaybıdır. Burada kulak zarı deliktir ve orta kulak dış etkenlere açıktır. Kulak zarındaki bu deliğin nedeni genellikle daha önce geçirilen kulak iltihapları, östaki tüpünün fonksiyon bozuklukları ve daha az olarak da travmalardır. Özellikle banyo yaparken ya da havuza-denize girerken kulak sudan korunmazsa orta kulak kolayca enfekte olabilir ve kulak akmaya başlar. Tekrarlayan ataklarla kulaktaki hasar artabilir ve böylece işitme kaybı da artar.

Kolesteatomlu kronik otitte ise kulağı tahrip eden bir dokunun varlığı söz konusudur. Bu doku kulaktaki kemikçiklerde hasar yaratabilir, nadir de olsa beyin absesi ya da yüz felci gibi komplikasyonlara sebep olabilir.

Kronik otit tedavisinde atak sırasında öncelikle kulak kurtulmaya çalışılır. Bunun için hastanın kulağı mikroskop eşliğinde aspiratörle temizlenir, bazı kulak damlalarından yararlanılır. Hastaya yıkandığı zaman vazelinli pamuk kullanarak kulağını sudan koruması öğütlenir. Genellikle bu tedavi ile kulak kurutulur. Bazen kulak damlalarının yanı sıra hap şeklindeki antibiyotikler de kullanılır. Kulak kurutulduktan sonra ameliyat planlanıyorsa başarılı bir ameliyat için en az 3 ay kadar kulakta akıntı olmaması istenir. Ameliyat öncesi mikroskopla kulak muayenesi yanı sıra burun ve boğaz muayeneleri de yapılır, eşlik eden başka hastalıkların olup olmadığı ortaya koyulur. Gerekirse Bilgisayarlı Tomografi ile kulağın ve kulağın üzerine oturduğu kemiğin (mastoid) durumu ortaya koyulur. Kulak zarında çok küçük bir deliğin olduğu erişkin hastalarda lokal anestezi ile kulak memesinden yağ alınarak ya da kağıt yama yöntemiyle kulak zarı tamiri ameliyatı gerçekleştirilebilir. Bunun dışında ameliyat çoğunlukla genel anestezi altında yapılır. Kulak zarındaki deliğin ve kemikçiklerin durumuna, kulaktaki iltihabın yaygınlığına, mastoid kemikteki hücrelerin temizlenip temizlenmeyeceğine göre kulak kanalından, kulak kanalı girişinin önündeki kıkırdak çentikten bir kesi yapılarak ya da kulak arkasından bir kesiyle ameliyat gerçekleştirilir. Ameliyatta çiğneme kasının üzerindeki zar, kulak kanalının önündeki kıkırdak (tragal kıkırdak) ya da bu kıkırdağın üzerindeki zar kullanılarak kulak zarına yama gerçekleştirilir. Kemikçik zinciri ile ilgili (çekiç-örs-üzengi) bir sorun varsa ya kemik-kıkırdak kullanarak ya da protez kemikçik protezi kullanarak (örneğin titanyum) kemikçik zinciri tamiri yapılabilir. Bu şekilde işitme kaybının azaltılması, mümkünse işitmenin normal sınırlara getirilmesi hedeflenir. Gerekirse mastoid hücreleri de temizlenir. Literatürde değişik rakamlar olsa da bu ameliyat için alt yaş sınırı olarak genel olarak 8-10 yaş kabul edilir, ancak çocukluk çağında bademcik-geniz eti problemleri ve tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonlarının azalması için acele etmemek gerekir.

Kolesteatom adını verdiğimiz doku saldırgan ve tahrip edici olduğu için kolesteatomu olan hastada yaşa bakılmaksızın operasyon düşünülür. Burada işitme ve kulak zarı tamiri artık ikinci planda kalmaktadır. Ana hedef kolesteatomun tamamının temizlenerek hastayı kolesteatomun potansiyel tehlikelerinden korumaktır. Bunu sağlamak için özellikle yaygın kolesteatomlarda 'Radikal Mastoidektomi' adı verilen, kulak zarının, kemikçiklerin çıkarıldığı, dış kulak yolu, orta kulak ve mastoid boşluğun birleştirildiği bir ameliyat türü uygulanabilir. Burada hastanın ameliyat sonrası belirgin bir işitme kaybı olur ve kulağını ömür boyu sudan koruması gerekir. Sınırlı kolesteatomlarda ise daha sınırlı cerrahilerle işitme bir ölçüde korunabilir. Kolesteatom nedeniyle ameliyat olan hastanın kulak kontrollerine düzenli olarak gitmesi önemlidir.

Kulak ameliyatında zar tamiri yapıldıysa dış kulak yoluna eriyen tıbbi süngerler yerleştirilir, kulak sarılır, pansumanlar yapılır. Hastanın kulak arkasından kesi yapılarak ameliyat gerçekleştirildiyse bu dikişler 1 hafta sonra alınır, kulak açıkta bırakılır, kulağa antibiyotikli damlalar kullanılır ve kulak sudan korunur. Ameliyatın ikinci haftasında kulak zarının durumu kontrol edilir. Bu ameliyatta %85-90 başarıyla kulak zarındaki delik tamir edilebilmektedir. Herhangi bir başarısızlık durumunda yeni bir ameliyatla kulak zarını tamir etmek olasıdır. Kulak zarı tamiri ve mastoidektomi ameliyatlarında ortaya çıkabilecek komplikasyonlar arasında zara yapılan yamanın tutmamasının yanı sıra enfeksiyon, kanama, kolesteatom oluşumu, hastanın işitmesinin ameliyat öncesine göre kötüleşmesi, yüz felci, beyin-omurilik sıvısının kulaktan gelmesi ve beyin dokusunun kulağa sarkması sayılabilir. Söz konusu komplikasyonlar ürkütücü gözükse de ağır bir komplikasyon olma olasılığı son derece azdır ve deneyimli bir cerrahın ellerinde başarı şansı oldukça yüksektir.