Alerjiyi, kişinin ortalama insan vücudunun reaksiyon vermediği bir maddeye karşı gösterdiği duyarlılık ve bu duyarlılığa bağlı olarak ortaya çıkan belirtiler olarak tarif edebiliriz. Konuyu bu tarif çerçevesinde ele aldığımızda alerjiyi mutlaka bir nedene bağlama eğilimi ortaya çıkar. Polenler, ev tozu akarları, küf mantarları, besinler ve hayvan tüyleri en sık görülen alerji etkenleridir. Bu etkenlerin testlerle de saptanması mümkündür. Ancak, alerjik hastaların testleri sırasında bazen farklı bir durumla karşılaşılır. Örneğin, uzun süredir sık hapşıran, burun ve geniz akıntısı gibi şikâyetleri olan hastanın alerji testlerinde etken saptanmaz.
Hastaların birçoğu da şüpheye düşerek, "Yıllardır alerji hastası olduğumu düşünüyordum, acaba alerjik değil miyim?" sorusunu hekimine yöneltir.
Kaynağı belli olmayan alerjiler nelerdir?
Örnek hastamız, aslında klinikte sıkça gördüğümüz, kaynağı belli olmayan alerjilerin (non-alerjik rinit) tipik özelliklerini yansıtıyor. Rinit kelimesi, burun boşluklarının iç örtüsünün iltihabı sürecini ifade eder. Alerjik rinit (saman nezlesi) ise söz konusu iltihabın bilinen alerjik bir maddeyle ilişkili olmasına denir. Rinitlerin oluşturduğu belirtiler ele alındığında neredeyse tüm hastalarda benzeri şikâyetler görürüz. Kaynağı saptanamayan alerjiler için de bunu söyleyebiliriz. Gerçekten de hastanın şikâyetleri açısından ele alındığında söz konusu hastalık alerjik rinitten ayırt edilemez.
Hastalar sık sık hapşırma, burun tıkanıklığı ve dolgunluğu, burun ve geniz akıntısı gibi şikâyetlerin bir veya bir kaçından şikâyetçidirler ve sadece laboratuar değerlendirmelerinde ve alerji testlerinde farklı özellikler gösterirler. Yapılan araştırmalar, rinitli hastaların yarısının non-alerjik rinit olduğunu göstermiştir. Hastalık, hastaların % 70'inde 20 yaşından sonra ortaya çıkar ve hastaların % 60'ından çoğunu kadınlar oluşturur. İlginç bir nokta da, hastaların bir bölümünde non-alerjik rinit ve alerjik rinitin birlikte olmasıdır.
alerjik rinit
Non-alerjik rinit bazı alt başlıklar altında incelenmektedir. Bunlar arasında, sıcak- soğuk ortam farlılıklarına bağlı ortaya çıkan vazomotor rinit, kimyasallara ve irritanlara (tahriş edici madde ya da faktör) bağlı olanlar veya ilaçların tetiklediği rinitler sayılabilir. Egzersiz, bazı gıdalar ve kokular da hastalığı başlatabilmektedir. Hamilelik ve hormonsal değişimler, kişinin duygusal değişimleri, hatta reflü (mide asidinin kaçağı) gibi faktörler de hastalığın nedeni olabilir.
Kaynağı belli olmayan alerjilerin yarattığı sorunlar nelerdir?
Hastalıkla ilgili yapılan çalışmalar non-alerjik rinitin uyku bozukluğu, bitkinlik, yoğunlaşma problemleri ve sinirlilik yapabildiğini göstermiştir. Non-alerjik rinit, astıma yakalanma oranını da arttırır. Kronik sinüzit, östaki borusu problemleri, kronik orta kulak hastalıkları ve koku alma bozuklukları, burun kanaması ve burun kuruluğu non-alerjik rinitin olası komplikasyonları arasında sayılabilir. 2007 yılında Danimarka'da yapılan bir çalışma, toplumun %25' inin non-alerjik rinitten etkilendiğini ve görülen olguların yarısının tedavi gerektirdiğini göstermiştir.
Kaynağı belli olmayan alerjilerin tanısı nasıl konur?
Non-alerjik rinit tanısında en önemli aşama hastanın hikâyesinin alınmasıdır. Hastalığın belirtileri, bu belirtilerin ortaya çıkış zamanı ve sıklığı, problemin hangi ortamlarda arttığı sorulması gereken detaylardır. Kimyasal maddelere maruz kalma öyküsü, ilaç kullanımı gibi sorular da yönlendirici olabilir. Muayene bulguları da hastalığın tanısında yönlendiricidir. Endoskopik muayene, burun içyapısı hakkında çok yararlı bilgiler sağlar. Alerji testlerinde ise negatif sonuç elde edilir. Bu sonuç, hastaların çoğunun zannettiği gibi, alerji hastalığını dışlamaz, sadece problemin bilinen alerjenlere, yani ev tozu akarı, polen, küf mantarı vs. bağlı olmadığını ortaya koyar. Bu test sonucu, non-alerjik rinit tanısını doğrular. Non-alerjik rinit tanısında yardımcı olan bir diğer bilgi de, alerjik rinitten farklı olarak, hastalığın genellikle ailenin diğer fertlerinde görülmemesidir.
Kaynağı belli olmayan alerjiler nasıl tedavi edilir?
rinit tedavisi
Tedavinin başlangıç noktası hastanın, hastalığını tanımasıdır. Buna paralel olarak, şikâyetleri arttıran şartlardan, ortam ve ilaçlardan uzak kalmaya çalışılmalıdır. Eğer gerekliyse, ilaç kullanımı sonraki basamağı oluşturur. Serum ****olojiklerle burun temizlenmesinde, burun içine sıkılan steroidli spreyler kullanılabilir. Ağızdan kullanılan antihistaminiklerin yararıyla ilgili olarak ise fikir birliği yoktur. Cerrahi ise sadece ilaç tedavisinden beklenen fayda sağlanmadığında gündeme gelebilir. Aslında burun içinde hava yolunu tıkayan eğrilikler ve polipler non-alerjik rinitin nedeni değildirler. Ancak, bu unsurların hem burun ****olojisini bozarak, hem de ilaçların kullanımını engelleyerek hastalığı olumsuz etkilediği düşünülüyorsa, cerrahi çözüme de başvurulabilir.
Sonuç olarak, günümüzde alerjilerle ilgili yapılan birçok çalışma, alerjiyle modern hayatın bazı unsurları arasında bağlantılar olduğunu gösteriyor. Hava kirliliği, sigara dumanı, binalardaki kimyasallar gibi faktörler alerjilerin ortaya çıkışını ve seyrini etkileyebiliyor. Sanayi ve teknoloji günlük yaşamımızı kolaylaştıran yüzlerce avantajın yanında bu dezavantajları da ne yazık ki beraberinde getiriyor. Alerji tedavisi için şehir yaşamını terk etmek çoğumuz için imkânsızdır. Ancak, en azından hastalığın tanınması ve tedavisi, olası işgücü ve yaşam kalitesi kayıplarını en aza indirebilir.