Eski Polis Baş Müfettişi Anadolu Atayün, esrar ekimi yapılan köylerden tapu kadastrosunun geçmesi gerektiğini vurguladı. PKK'nın uyuşturucu tarlalarından kadastro geçmemesi talimatının Ankara'dan verildiğini söyledi.
Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi’nin (GÜSAM) düzenlediği ‘Sinsi Terör Uyuşturucu ‘ konulu panelde konuşan Atayün, görev başındayken yaşadığı bir olayı şöyle anlattı: "Tapu Müdürlüğüne gittik, orada bulunan köylere neden müdahale etmiyorsunuz? Buralara çok büyük ekimlerin yapıldığından bahsediliyor dendi. ‘Bize İl Kadastro ile görüşün’ dediler. Kadastroya gittik, önce konuya nezaketen sağdan soldan girmeye çalıştık. Bir iki sorudan sonra Kadastro Müdürü ‘Siz esrar eken köyler için geldiniz herhalde’ dedi. ‘Evet’ dedik. ‘Orada bizim bir suçumuz yok. Ankara bize talimat verdi yapmayacaksınız diye biz de yapmıyoruz.’ Nasıl yapmadınız diye sorduk. ‘Bu köylerde esrar ekiyorlar. Buradan bizim gitmemiz lazım. Kadastro geçmezse şu an kimse bir şey yapamaz. Örgütün ektiği yerler burası, biz bunlarla görüştük. Adamlar bize 'Ne verirseniz verin bizi ilgilendirmiyor, yoksa dağa çıkacağız' dediler. Biz Ankara’ya sorduk, 'biz oraları biliyoruz.’ dediler. 'Niye iftira atıyorsunuz?' diye sorduk. 'Tutanağımız var’ dedi. Devlet memuru görüşmeyi tutanak altına almış, dosyaya koymuş, tutanağın fotokopisini aldık, rapora ekledik, hala duruyor."
Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi’nin (GÜSAM) düzenlediği ‘Sinsi Terör Uyuşturucu' konulu panele gazeteci Tayfun Talipoğlu, Prof. Dr. Zehra Arıkan, Meltem Yılmaz ve terör ve uyuşturucu konularında uzman Anadolu Atayün katıldı. Panelde konuşan Atayün, dönemsel olarak barış süreci denen bu süreç başladığından beri zaman zaman yol kesmeler olduğunu ve hala yapıldığına dikkat çekti. Atayün, şunları söyledi: "Kalekol inşaatına karşı eylemler yapılıyor. Bu kalekol inşaatı geç kalmış olan inşaatlar ama Doğu ve Güney Doğu’da birçok yerde yapılıyor. Belirli noktalardaki kalekol inşaatlarına karşı protestolar yapılıyor. Haritaya baktığımızda nerelerde yollar kesiliyor, nerelere kalekol inşaatı istenmiyor diye baktığımızda detaylı yerleri belli. Tamamı ekim bölgelerinin olduğu yerler. Esrar, kenevir ekiminin olmadığı yerde hiçbir hareketlilik yok."
'KOLLUK KUVVETLERİ 'FATURA BİZE KESİLİR' DİYE MÜDAHALE EDEMİYOR'
Barış sürecinin başlamış olmasına rağmen PKK’nın faaliyetlerine devam ettiğini belirten Atayün, silahlı unsurlarının sadece ekimin olduğu yerlerde olduğunu ve PKK’nın buraları terk etmediğini söyledi.
Atayün, "Kolluk kuvvetlerinde operasyona çoğu çıkmıyor. Biz görüştüğümüzde en büyük endişeleri şu: İlin birinde jandarma komutanı şunu söyledi: ‘Ben filanca köye gidelim, 100 ton esrardan 1 gram esrar ekiş çıkarsa silahımı bırakmayı taahhüt ediyorum.’ Ama gittiğimiz zaman oradan çatışma çıkmadan dönme ihtimalimiz yok. Bütün bölge mayınlanmış durumda ve saldırı olacak. Bu ihale 'siz şehit bıraktınız, barış sürecini sabote ediyorsunuz' diye bizim üzerimize gelinecek dediler. Kolluk kuvvetleri bir şekilde baskı altındalar, müdahale edemiyorlar ya da etmek istemiyorlar. Hepsi 'fatura bize kesilir, ihale bize kalacak' şeklinde bir endişeleri var."
Atayün konuşmasına şöyle devam etti: "Bu büyük ekim alanlarına engel olmak isteyen herkes saksısına eksin, hiçbir problem kalmaz. Bir tek parsel, 2 bin 850 dönümden bahsediyorum, bir ekim alanı. Böyle yerler ekildiğinde helikopter pilotlarıyla görüştük. İlk bunu fark ettiğimizde helikopterden ufuk gözükmüyordu, ekim alanı için. Şu anda yüklü yakalanmaların yapılmadığı yerler Kuzey sektörü olarak Diyarbakır Bölgesi olarak geçen alanlar. 4 ilçede buralar ana operasyon olduğu yerler. Şırnak’tan Yüksekova’ya kadar olan, başka arası olan, üst tarafından olan yerler raporda tek tek yazılı, buralara hiç operasyon yapılmamış durumunda. Raporu, belgeyi koyduk, resmen örgüte eksin diye alanlar bırakılmış. Bütün herkes aynı şeyi şikayet ediyor."
Atayün, başından geçen bir olayı şöyle anlattı: "En son Tapu Müdürlüğüne gittik, orada bulunan köylere neden müdahale etmiyorsunuz. Buralara çok büyük ekimlerin yapıldığından bahsediliyor dendi. ‘Bize İl Kadastro ile görüşün’ dediler. Kadastroya gittik önce konuya nezaketen sağdan soldan girmeye çalıştık. Bir iki sorudan sonra Kadastro Müdürü ‘Siz esrar eken köyler için geldiniz herhalde’ dedi. ‘Evet’ dedik. ‘Orada bizim bir suçumuz yok. Ankara bize talimat verdi yapmayacaksınız diye biz de yapmıyoruz.’ Nasıl yapmadınız diye sorduk. ‘Bu köylerde esrar ekiyorlar. Buradan bizim gitmemiz lazım. Kadastro geçmezse şu an kimse bir şey yapamaz. Örgütün ektiği yerler burası, biz bunlarla görüştük. Adamlar bize ne verirseniz verin bizi ilgilendirmiyor, yoksa dağa çıkacağız' dediler. Biz Ankara’ya sorduk, biz oraları biliyoruz.’ dediler. 'Niye iftira atıyorsunuz?' diye sorduk.’, 'Tutanağımız var’ dedi. Devlet memuru görüşmeyi tutanak altına almış, dosyaya koymuş, tutanağın fotokopisini aldık, rapora ekledik, hala duruyor."
'17-25 ARALIK'TAN SONRA EMNİYET TEŞKİLATI DARMA DUMAN EDİLDİ'
"17-25 Aralık’tan sonra Emniyet Teşkilatı darma duman edildi." diyen Atayün, "Sadece yolsuzluk soruşturmaları söyleniyordu ama yolsuzluk soruşturmaları işin bir tarafını oluşturuyordu. Aslında Oslo’dan itibaren verilen sözler vardı; insanlar, terör istihbarat birimleri resmen cadı avına tutuldu. Hiç konuşulmayan bir kesim var. Türkiye’de PKK’ya operasyon yapan ne kadar Narkotik polisi varsa hepsi görevden alındılar. Diyarbakır’da büyük çaplı operasyonların yapıldığı dönemin il emniyet müdürlerinden aşağı tamamı şu anda ya atıldılar ya görevden alındılar. Her yerde alındı. Bu operasyonların tamamı durmuş durumda." şeklinde sözlerini tamamladı.