7 Haziran’da yarışacak milletvekili adaylarının YSK’ya sunulmasıyla birlikte önemli bir aşama geçilmiş oldu.
Sandığa iki ay var.
İktidar partisi, seçim beyannamesi ve aday tanıtımını önümüzdeki hafta gerçekleştirerek seçim kampanyasını fiilen başlatmış olacak. Başbakan Ahmet Davutoğlu, 15 Nisan’da, Ankara Arena’da gerçekleştirilecek törenin ardından yapılacak miting planlamasına göre yollara düşecek.
24 Nisan’da aday listelerinin resmen kesinleşmesinden sonra, 27 Nisan’dan itibaren, 30’ü büyükşehir 50’yi aşkın kentte ve büyük ilçelerinde miting yapacak Davutoğlu.
41 günlük sürede, Ak Parti’deki kongre süreci nedeniyle yaptığı turu büyük ölçüde tekrarlayacak. Gidemediği bazı illerde halkla buluşacak.
Miting programında İstanbul ayrı bir yer tutacak.
Başbakan, kampanya süresince, seçim çalışmaları ve mitingler için İstanbul’a birkaç kez gitmeyi planlıyor.
7 Haziran’da sandıktan çıkacak sonuç, Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak ilk seçimine giren Davutoğlu için ayrı bir öneme sahip.
Sadece siyasi başarı açısından değil, hem parti içinde hem de kamuoyu nezdinde, “Davutoğlu dönemi” tanımını pekiştirecek psikolojik bir eşiğin aşılması açısından önemli.
“Ak Parti milletvekili aday listesine bu pencereden bakıldığında neler söylenebilir” sorusuna yanıt ararken Davutoğlu cephesinden yansıyan bazı değerlendirmeleri paylaşayım.








Dört kriter
Aday listeleri belirleme sürecine hakim olan dört kriter söz konusu.
- Birincisi, istişare sonuçlarını esas alma. Başbakan Davutoğlu’nun il başkanları ile tek tek görüştüğü, bu görüşmelerin 50 saat sürdüğüne dikkat çekiliyor. Davutoğlu’nun, teşkilatı referans alan bir liste hazırladığına işaret ediliyor. Keza, Başbakan’ın aday belirlemede önemli bir işlev üstlenen Üst Kurul ile üst üste 8 gün, 116 saati bulan bir istişarede bulunduğu kaydediliyor.
- Davutoğlu’nun aday listesinde, “Yeni Türkiye” vizyonuna uygun bir katmanın yer almasını hedeflediği, bu bağlamda Ak Parti’yi 2023’e taşıyacak yeni politik jenerasyonu listelerde öne çıkardığı belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu’nun yakın çalışma ekibinde yer alan danışmanların listelerde büyük ölçüde yer almasını bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. 9 vekilin aday olmadığı, 70’inin de üç dönem kuralına takıldığı Ak Parti’de, geriye kalan 233 vekilden 100’ünün listelere alınmadığına dikkat çekiliyor. İstanbul, Ankara, Bursa, Diyarbakırve İzmir’de yapılan büyük değişiklik, 10 ilde mevcut vekillerin tamamının çizilmesi bu anlamda dikkat çekici.
- Bütün Türkiye’nin partisi olma vizyonunu sürdürmekle birlikte, Ak Parti’nin içinden doğduğu siyasi geleneği ve partiyi besleyen siyasi duruşu koruyan bir liste tercihinin öne çıktığı kaydediliyor. Partinin hafızasını simgeleyen isimler ile vekil seçilebilecek sıraya konulan çok sayıda başörtülü kadın aday, AİHM’ye başörtüsü davası açan Leyla Şahin, Mavi Marmarasaldırısında öldürülen Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan, eski FP’li Merve Kavakçı’nın kardeşi Ravza Kavakçı bu stratejiye örnek.
“Diğer partilerin adaylarına karşı kim en etkili olur” sorusunun yanıtı listeler hazırlanırken en önemli kriterlerden. Muhalefetin güçlü olduğu İzmir, Diyarbakır, Antalya gibi illerde bakanların rotasyonla 1. sıraya yerleştirilmesi, aday listelerine yeniden alınan vekillerin başka bölgelerde ilk sıralara kaydırılması, genel başkan yardımcılarının illere dağıtılması buna örnek gösteriliyor.

Yıldızlar karması yerine takım oyunu
Aday listelerine 2007’de büyük ölçüde, 2011’de de kısmen hakim olan, ünlü, medyatik ve sağdan sola geniş bir yelpazede isimlerle yola çıkma stratejisi 7 Haziran sonrası için terk edilmiş görünüyor.
Bu tercih, Davutoğlu cephesinde, “Ak Parti Meclis grubu yıldızlar karması değil, takım oyunu karması olacak” diye açıklanıyor.
Kamuoyunun ilgisini çeken, medyatik adayların “isimlerinin” Ak Parti kimliğini gölgede bırakabildiği, partiye gelirken taşıdıkları, “bagajlarının” da zamanla sorunlara yol açabildiğine vurgu yapılıyor.

Doğuya neşter
HDP’nin barajı aşıp aşmamasına bağlı olarak bu seçimde doğu ve güneydoğudan gelecek oylar kritik öneme sahip.
Ak Parti listelerinde bu bölgelere dönük çok kapsamlı bir değişiklik yapılmış durumda.
Bundan önce daha çok, “Ankara listesi” olarak ortaya çıkan bölge aday listelerinde, yerel gerçekler ve dengelerin dikkate alındığına işaret ediliyor. Aşiretler ve yerel yapılanmalara mesafeli olan önceki listelere göre daha sonuç alıcı bir liste hazırlandığı belirtiliyor.
Ve, “başı açık-kapalı” dengesi.
Ak Parti listelerinde 99 kadın aday var. Bunlardan 42’sinin başı kapalı. Neredeyse yarı yarıya bir denge kurulmuş.
Başı kapalı adaylarda da daha çok sembol isimler tercih edilmiş. Bu dengeye dikkat çekiliyor.

Erdoğan hassasiyeti, Davutoğlu ağırlığı
“Listelerin nihai onayını Erdoğan verdi”, “Liste Erdoğan’ın listesi” yolundaki tartışmaya ilişkin olarak Başbakan’ın yakın çevresinden yapılan değerlendirmeye gelince...
Ak Parti listesi için, “Erdoğan hassasiyeti, Davutoğlu ağırlığı” tanımı yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ak Parti’nin kurucusu ve düne kadar Genel Başkanı olarak teşkilatı, eski-yeni bütün milletvekillerini ve aday adaylarını en iyi tanıyan isim olduğuna vurgu yapılıyor.
Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın, aday belirleme sürecini de içine alan son dönemde çok sık bir araya geldikleri, bu görüşme trafiğinde istişare sürecinin işlediği, bunu doğal karşılanması gerektiğini işaret ediliyor.
Davutoğlu’nun, Başbakanlık ve genel başkanlık görevini üstlendiği günden bu yana, “kırıp dökmeyen”, herkese hakkını veren ve dengeleri gözeten bir yönetim anlayışı sergilediği, aday belirleme sürecinde de bu anlayışın hakim olduğu kaydediliyor.























Yazar: Serpil Çevikcan