Birkaç nota düşer yanaklarımdan kağıda. O eşsiz ezgisi başlar önce kemanda. Kulaklarım rahatlar,ezgi ilerledikçe bir fırça dokunur dudaklarıma.Sonra siyah bir ünlem (!) Birden bire bozuluverir ses. Cızz diye kalbim acır,teller kopar.. Hayat kopar senin bittiğin yerde..

Mutluluk bahçemde oynayan mavi çocuk..
Senin elinde bir elmaşekeri,kaçırıverirsin yüreqimi. Bir kırmızı şekere aldanan mavi çocuğum,bir sen.. Sen çocuğu alır gidersin,ben eksi yön olurum sen eksi yön itersin beni gelemem... Sonra yalnızlık başlar ayak uçlarımda,ortada yüreqimi vurur,aklımda son bulur..


Ben koşa koşa ararım yüreqimi.. Her bir caddeni usanmadan tararım. Bakarım,izlerim,anlarım;gidemem.. Göremem seni.. Hissederim,belli edemem..
Her bir evinin kapısı çalarım varsın diye. Misafir oluveririm. İtiraz edemem. Birkaç sohbet,bir iki cümle. Sokaklara dönerim sonra koşa koşa..


Ararım,görürüm;belli edemem...


Sonra son perdesi açılır oyunun. Habersizce arkadan bir fon müzik. Öylece bakakalırım orta yerde.Her geçenden bir tokat,her geçenden bir darbe.. itiraz'ım gözyaşlarımla örtülür. Müzik bitmeye yakın geri döner çocuğum. Ben çocuk sen çocuk.. Ve sonbir darbe,yığılıp kalmışım ben.. Gözlerim açık görürüm,ağlarım;belli edemem.. Müzik tekrar bozulur kemanda. Önümde pes ettiğim beklentilerim. Selam beklerler isterim;kalkamam.. Tek bi alkış acı'dan bana..
Acırım;acıtamam...

Yazım yarım kalır;anlatamam...