Bölgeden bölgeye, ülkeden-ülkeye farklı renklere bürünen Köroğlu Destanı, Türk
dünyasının ortak kültür abidelerinden biridir.

Köroğlu, Türk kültür coğrafyasının uçsuz bucaksız ufuklarında at koşturan bir
halk kahramanının destanıdır. Bu destan, Anadolu, Azerbaycan, İran, Rumeli,
Kırım ve Türkmenistan’da söylenip dillenmiştir.

Köroğlu, Anadolu’da Bolu dağlarına yaslanıp Çamlıbel’e taht kurmuş,
Türkmenistan’da Balkan dağlarına çekilip Çandıbil’i yurt edinmiştir.

Bu destan, Türkçe konuşan halkların dostluğunu, kardeşliğini pekiştirmeye,
onları bütünleştirmeye büyük katkı sağlayan kudretli kahramanlık dizisidir.

Türkmenlerin Göroğlu destanı daha eski ve en zengin varyantlardan birisi olduğu
için her zaman bilimadamlarının aradığı kaynak eser niteliğini taşımıştır. Türk
araştırmacıları eseri Vamberi’nin, Chodzko’nun, Samoyloviç’in kitaplarından,
Evliya Çelebi, Mehmet Emin gibi seyyahların yazılarından araştırma imkanını
bulmuşlardır. Yalnız kış gecelerinde Türkmenlerin, peri masallarının yanısıra,
daha asil bir zevk almak itibariyle, bahşılardan dutarın eşliğinde Göroğlu’nu
dinlemeyi tercih ettiklerini, bu destan ananesinin Türkmenlerin arasında
kuvvetli olduğunu Vamberi’nin, Chodzko’nun gözlemlerinden öğrenmişlerdir.
Destanın çeşitli varyantları üzerinde derinliğine araştırmalar yapan ve Göroğlu
hakkında tez hazırlayan Pertev Naili Boratav araştırmasının sonunda şuna
ulaşmıştır: “Maalesef Türkmen rivayeti elimizde olmadığı için, bütün bu
rivayetlerin ne gibi tahriflere maruz kaldığını tayin etmek mümkün değildir.
Hatta Türkmen rivayetine en yakın zannettiğimiz Özbek rivayeti bile tam
değildir.”

Destanın günümüze kadar gelmesini de söze ve saza borçluyuz. Bahşılar, ozanlar,
aşıklar Göroğlu kervanının başını çekenlerdir.

Bu destan, Türk topluluklarının çoğunda bulunmaktadır. Ayrıca, bazı bilim
adamları bu destanı iki temel versiyona ayırmıştır: Batı yahut Kafkas ve Anadolu
anlatmaları; Azerbaycan, Gürcü, Anadolu, Gagauz ve diğer Balkan varyantları,
Kırım varyantı; ikinci versiyon ise Doğu yahut Orta Asya anlatmaları: Özbekler,
Türkmen, Tacik, Karakalpak, Orta Asya Arapları, Sibirya Tobolları varyantları.

Şimdiye kadar Göroğlu destanını araştıranlar; Göroğlu kimdir, tarihî bir
şahsiyet midir, neden Göroğlu’na eşkiyalığı yakıştırmışlar? Buna rağmen bu sanat
eseri destan, neden böylesine geniş bir coğrafyaya yayılmış, bu destanın kökü
nereden kaynaklanmış, neden bu destan yaşamaya ve değişmeye tabii tutulmuş? gibi
soruların cevaplandırılması konusu bizi meşgul etmektedir. Göroğlu destanlarının
en zengini sayılan Türkmen bölümü ise bu sorulara cevap verecek niteliktedir.

Göroğlu destanının çeşitli halklardaki varyantlarının çoğunda geçen bazı
kelimeler eserin temel köklerine işaret etmektedir. Göroğlu’nun yurdu türlü
versiyonlarda, meselâ Türkmenlerde Candıbil (bazı elyazmalarda Canlıbil,
Çanlıbil), Azerilerde Çenlibil, Kazaklarda Cenbil, Türkiye Türklerinde Çamlıbel
geçmektedir. Bunlar destanın temelinin bir kökten çıktığına işarettir. Türkmen
Göroğlu’sunda çoğunlukla Teke ili, bazen Teke Yomut ili, bazen de Teke Türkmen
ili baş kahramanın yurdu olarak gösterilmektedir. Anadolu varyantlarında da
Göroğlu’nun Türkmenlerden olduğu hakkında bazı ifadeler bulunmaktadır. Örneğin
Anadolu varyantının “Ayvaz ağlama” şiiri şöyle başlamaktadır:

“Ben bir Türkmen idim, geldim yabandan,

Haberi aldım, ben bir çobandan”

Şiirin devamında ise “Göroğlu’nun babasının Türkmen olduğu söylentisi vardır”
diye açıklama verilmiştir. Anadolu Elazığ varyantında “Göroğlu aslen Türkmendir”
denmektedir. Buralarda Türkmen kelimesinin geçmesi Türkmenlerin tarihi ile
ilgili eski dönemlerdeki geniş coğrafyayı bize hatırlatmaktadır. Bunu meşhur
Türk tarihçisi Prof. Dr. Faruk Sümer’in ifadeleri ile anlatırsak, bizim bu
Türkmen dediğimiz grup, o zamanki tarihî bakış açısından, çok geniş anlama
sahiptir:

“11. yüzyıldan itibaren kendilerine Türkmen de denilen Oğuzların Türkiye
Türkleri ile İran, Azerbaycan, Irak ve Türkmenistan Türklerinin ataları
olduklarını biliyoruz. Göroğlu destanı da, o zamanlarda Türkmenlerin bulunduğu
bu geniş coğrafyaya yayılmıştır.”

Pertev Naili Boratav Anadolu, Özbek ve Paris nüshalarını inceleyerek,
Göroğlu’nun menşei hakkında şu sonuca varmıştır: “Benim Göroğlu rivayetlerini
tetkikten sonra vardığım netice, destanın yeni şekliyle alâkadardır. Bugünkü
şekliyle Göroğlu destanı aslı itibariyle Türkmen menşeinden görünüyor.”

Göroğlu’nun tümüyle ortaya çıkarılması için onun diğer Türk halklarındaki bütün
nüshalarının birarada neşredilmesi gerekmektedir. Böylece ortaya çeşitli
yönleriyle bir Göroğlu çıkacaktır.

Türkmenistan’da bazı bölümleri daha önce yayımlanan Türkmen Göroğlu destanı, 30
bölüm halinde tamamı Türkiye’de ilk defa Ahmet Yesevi Üniversitesi Yardım Vakfı
tarafından yayımlanmıştır.

1997 Uluslararası Mahdumkulu Ödülü’ne lâyık görülen eser, Annaguli Nurmemmet
tarafından Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.

Halk şairleri ve hikâyecilerinin yüzyıllar boyunca yaşattığı Köroğlu destanı’nın
Türkmen varyantı, bütünüyle edebiyat ve bilim çevrelerinin önüne ve gün ışığına
bu eserle çıkmaktadır.