Son günlerde İstanbul finans piyasalarında bir hayalet dolaşıyor. Kime sorsanız Gaziantep’teki firmaların zor durumda olduğunu söylüyor. Devletin yayımladığı rakamlara bakılırsa -ki yan tarafta bulunuyor- bir takım terslikler olduğu görülüyor. Biz de bu rakamlar eşliğinde bu sanayi şehrimizin sanayicileri ve esnafı başta olmak üzere birçok aktörüne sorarak durumu analiz etmeye çalıştık. Öncelikle şunu belirtelim şehrin çok zor durumda olduğu, battığı gibi bir izlenimim yok. Gaziantep şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da bölgenin önemli bir şehri ve bir üretim üssü olarak hayatına devam edecek. Ancak tabii ki bir takım önemli aksaklıklar söz konusu. Aksaklıkların baş nedenlerinden birisi tabii ki Suriye’deki savaş. Birçok işadamı bu ülkedeki işlerini bırakıp kaçmak zorunda kalmış tabii zararları da büyük.
Bir zamanlar şehrin ekonomisinde önemli bir yeri bulunan şimdi neredeyse iflas seviyesinde bulunan bir işadamının öyküsü bir yandan Antep diğer yandan Türkiye ekonomisinin hikâyesini anlatıyor sanki. İşadamına söz verdiğimiz için adını kullanmıyoruz. İflas ettiği için ciddi sağlık sorunlarıyla da karşılaşan işadamımız Suriye savaşı başlamadan önce bu ülkede 700 kişi çalıştıran bir fabrikanın sahibi.
İLK DARBEYİ SURİYE VURDU
Sadece orada değil Gaziantep’te de 2 bin 500 kişiyi istihdam eden sözü geçer işadamı kısa süre önce 150 milyon dolarlık üretim ve 80 milyon dolarlık da ihracat yaptığını söylüyor. Şimdi bir bekçi, bir muhasebeci ve bir de yardımcıdan oluşan 4 kişi ile fabrikada bekleyen işadamımız şirketin eski günlerini gösterirken işçilerine yaptığı yüzme havuzundan da gururla bahsediyor. Suriye’de savaş başlar başlamaz kurşunlardan kaçtıklarını anlatan işadamı, burada hiçbir devlet görevlisinin kendilerine yardımcı olmadığını söylüyor. İlk darbeyi buradan alan işadamımız sonrasında Suriye’de yaptığı 100 milyon dolarlık yatırımın geri dönüşü olmayınca ardı ardına gelen kredi taksitlerini ödeyemeyince çöküş sürecine giriyor.