Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Ankara Kalesi’nin dış duvarının güneydoğu kıyısında, yeniden düzenlenmiş Osmanlı dönemi yapısı olan Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han’da yanında yer almaktadır. Fatih Sultan Mehmet dönemi baş vezirlerinden Mahmut Paşa tarafından 1464-1471 yıllarında yaptırıldığı sanılmaktadır.

Klasik plânlı bedestenin ortasında on kubbe ile örtülü, dikdörtgen şeklindeki mekân, karşılıklı yerleştirilen üstü beşik tonozla örtülü 102 dükkandan meydana gelen bir arasta ile çevrilidir.
Kurşunlu Han ise, Fatih Sultan Mehmet dönemi baş vezirlerinden MehmetPaşa’nın İstanbul Üsküdar’daki imaretine vakıf olarak yaptırılmıştır. Orta avlu ve revak ile bunları çeviren iki katlı odalardan oluşan han, tipik Osmanlı mimari özelliği taşımaktadır. Zemin katta 28, birinci katta 30 ocaklı oda yer almaktadır. Kuzey cephede 11, güneyinde 9 ve giriş eyvanı içerisinde de karşılıklı dört dükkan bulunmaktadır.

Dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde, Anadolu’nun arkeolojik eserleri Paleolitik Çağdan başlayarak kronolojik sıra ile sergilenmektedir. Bedestenin yan salonlarında Paleolitik, Neolitik, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Urartu dönemlerine ait, Karain, Çatalhöyük, Hacılar Can Hasan, Beycesultan, Alacahöyük, Karaz, Mahmatlar, Eskiyapar, Elmalı, Kültepe, Acemhöyük, Boğazköy, Gordion, Pazarlı, Altıntepe, Adilcevaz, Patnos kazılarında ele geçen çeşitli buluntular, Yunan, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler, bedestenin orta salonunda, Hitit İmparatorluk (Alacahöyük) ve Geç Hitit (Malatya, Kargamış, Sakçagözü) kentlerinin giriş kapılarına ait taş kabartmalar sergilenmektedir.Çağlar Boyu Ankara bölümünde ise, Ankara’nın Prehistorik Çağlardan günümüze kadar yerleşim tarihi yansıtılmaktadır.

Anadolu medeniyetleri Müzesi, 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre’nin Lozan kentinde 68 müze arasında birinci seçilmiş ve “Yılın Müzesi” unvanını kazanmıştır.





Kurtuluş Savaşı Müzesi

Ankara Ulus Meydanı’nda yer alan Kurtuluş Savaşı Müzesi’nin plânı Vakıflar Genel Müdürlüğü mimarlarından Salim Bey tarafından yapılmıştır.

Bina, 23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında Büyük Millet Meclisi olarak kullanılmış, önce 23 Nisan 1961’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi adı ile, 23 Nisan 1981’de de Kurtuluş savaşı Müzesi ismi ile ziyarete açılmıştır.

Koridorun solunda 1918-1923 tarihleri arasındaki olayları tanıtılmakta, sağ tarafında ise Meclis çalışmaları birinci ve ikinci dönem milletvekillerine ait fotoğraf, yağlı boya tablo, belge ve hatıra eşyalar sergilenmektedir.

Sivas Kongresi’nde kullanılan masa, Erzurum Kongresi’nde kullanılan mühür, Kurtuluş savaşı’nda kullanılan telefon santrali, bazı savaş araç ve gereçleri ile Gümrü Antlaşması sırasında Kâzım Karabekir Paşa’ya armağan edilen gümüş yemek takımı, Kurtuluş savaşı’nın çeşitli dönemlerine ait fotoğraflar, Cumhuriyetin ilanından sonraki ilk Bakanlar Kurulu üyelerinin fotoğrafları bulunmaktadır. Meclisin 23 Nisan 1920’de toplandığı ve ilk hali ile sergilenen Meclis Toplantı Salonu’nda başkanlık ve divan üyelerinin, arkasında eski yazı ile “Hakimiyet Milletindir” yazısı yer alan kürsüsü vardır. Mustafa Kemal Atatürk’ün çalışma odası ise Reis Odası (Meclis Başkanı) olarak ilk hali ile korunmuştur.





Cumhuriyet Müzesi

Ulus, Cumhuriyet Caddesinde yer alan Cumhuriyet Müzesi binası, 1923 yılında Mimar Vedat tek tarafından Cumhuriyet Halk Fırkası Mahfeli olarak tasarlanan ve inşa edilmiştir. 18 Ekim 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet meclisi olarak hizmete açılmış ve 27 Mayıs 1960 tarihine kadar II.Türkiye Büyük Millet Meclisi binası olarak kullanılmıştır. 1979’da Kültür Bakanlığı’na devredilen yapının ön kısmı 30 Ekim 1980’de Cumhuriyet Müzesi olarak hizmete açılmıştır.

I.Ulusal Mimarlık akımının örneklerinden olan bu iki katlı yapının içi, iki kat boyunca yükselen ortadaki meclis salonunun üç kenarında yer almaktadır. Selçuklu ve Osmanlı dönemi süslemelerinin yer aldığı tavanı, taç kapı, kemer, saçaklar ve çinilerin kullanıldığı bina döneminin mimari özelliklerini taşımaktadır.

Müzede, Cumhuriyet tarihi, Meclis tarihi, Atatürk devrimleri ve ilkeleri fotoğraflarla ve döneme ait objeler eşliğinde sergilenmektedir. Meclis Toplantı Salonu’nda ise Atatürk’ün “Nutuk”unun okunduğu (15-20 Ekim 1927) doğal ortam balmumu heykellerle canlandırılmıştır. Ayrıca II.Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye ve III.Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a ait eşya ve fotoğraflar ile Cumhuriyetin ilanından günümüze değin tedavüle çıkan kağıt ve madeni paralar, pullar, hatıra paralar ve madalyalar sergilenmektedir.


Alagöz Karargâh Müzesi

Ankara Polatlı, Alagöz Köyü’nde bulunan, Atatürk’ün Sakarya Savaşı’nı idare ettiği Çiftlik evidir. Bina evin sahibi Türkoğlu ailesi tarafından 1965 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir. Anıtkabir Müze Müdürlüğü tarafından düzenlenerek 10 Kasım 1968 tarihinde müze olarak hizmete açılmıştır. Daha sonra 1982’de Genel Kurmay Başkanlığı’na bağlı Anıtkabir Komutanlığı’na devredilmiştir. 1983 yılından bu yana Karargâh Müzesi olarak hizmet vermektedir.


Devlet Resim ve Heykel Müzesi

Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu (1888-1982) tarafından Neo-Klasik üslupta 1927 yılında yapılmıştır. Kültür Bakanlığı’na Resim ve Heykel Müzesi olmak üzere 1976 yılında devredilmiştir. Bu arada Arif Hikmet Koyunoğlu’nun gözetiminde Mimar Abdurrahman Hancı’nın projesine göre müze olarak düzenlenmiş ve restore edilmiştir.

Müze, Türk resim sanatı eserlerini oluşturan koleksiyonlardan meydana gelmiştir. Başlangıçta kamu kurum ve kuruluşlarındaki eski resimler toplanmış, ardından Devlet Resim ve Heykel sergilerinde ödül kazanmış yapıtlar, resimler ve heykeller müze koleksiyonlarına katılmıştır.

Müzede üç güzel sanatlar galerisi, resim heykel ve seramik atölyeleri ile bir de restorasyon atölyesi bulunmaktadır. Eserler altı salonda teşhir edilmektedir. Ayrıca uzmanlık alanında kitapları oluşturan kütüphane, Şark salonu, tiyatro-konser salonu, kafeterya, depolar ve yönetim birimi müze kapsamındadır.

Müzedeki galerilerde her yıl ulusal ve uluslar arası düzeyde sergiler açılmaktadır. Bunların başında Asya-Avrupa Bienali Sergisi, Uluslar arası Sedat Simavi Karikatür Yarışması Sergisi, Kültür Bakanlığı’nın diğer devletlerin kültürel anlaşması ile açılan yabancı sanatçı sergileri de müzenin çalışma kapsamı içerisindedir. Bunun yanı sıra müze atölyelerinde halka yönelik kurslar düzenlenmekte, Ankara Devlet Opera ve Balesi burada her hafta gösteri düzenlemekte, Kültür Bakanlığı’nın özel sanat toplulukları, konserleri, film ve halk dansları gösterileri ile konferanslar düzenlenmektedir.



Şefik Bursalı Evi

Cumhuriyet dönemi Türk resim sanatının öncülerinden Şefik Bursalı’nın (1903-1990) Ankara’da yaşamış olduğu ev Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılmış ve müzeye dönüştürülmüştür. Müzede Şefik Bursalı’nın yapmış olduğu eserlerden örnekler, kişisel eşyaları, fotoğrafları ve çeşitli anılarını içeren belgeler sergilenmektedir.



Ankara Etnoğrafya Müzesi

Ankara Talat Paşa Bulvarı ile Atatürk Bulvarı’nın birleştiği noktada yer alan Etnoğrafya Müzesi Türkiye’nin Cumhuriyet döneminde kurulan ilk müzelerinden birisidir. Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından 1927’de ziyarete açılan müzede başlangıçta 1924 ve 1925 yıllarında Türkiye genelinde toplanan eserler sergilenmektedir.

Etnoğrafya Müzesi’nin yapımına 1925 yılında milli müze kurma düşüncesi ile başlanmış, iki yılda inşaat tamamlanmıştır. Müzenin girişindeki büyük salon Şeref Holü’dür. Atatürk’ün ölümünden sonra naşı 1953 yılında Anıtkabir’e nakledilinceye kadar burada gömülmüştür. Büyük bir mermer levha üzerindeki yazıt da bunu belirtmektedir.

Müze bölümlerinde Selçuklular döneminden başlayarak folklora kadar her çeşit Türk eseri koleksiyonlar halinde sergilenmektedir. Çeşitli yöresel giysiler, süs takılar, başlıklar, nakış işlemeleri ile Türk folklorunun bir bölümü burada sergilenmektedir. Ayrıca Uşak, Gördes, Bergama, Kula, Milas, Ladik, Karaman, Niğde, Kırşehir yörelerine ait halı ve kilimler müzenin dokuma bölümünü meydana getirmektedir. Bunların yanı sıra XV.yüzyıldan başlayarak günümüze kadar uzanan Türk maden sanatı eserleri de ayrı bir bölümdedir. Burada Memluklu kazanları, Osmanlı şerbet kazanları, güğümler, leğenler, siniler, kahve tepsileri, sahanlar, taslar, mum makasları, gülaptanlar koleksiyonlar halinde bir araya getirilmiştir. Osmanlı döneminde kullanılan yay ve oklardan, çakmaklı tabancalardan, tüfeklerden, kılıçlardan ve yatağanlardan oluşan Silah Seksiyonu da kronolojik olarak sergilenmiştir.

Müzenin bir diğer önemli bölümü de Ankara başta olmak üzere Anadolu’nun bir çok yerinden getirilen ahşap eserlerdir. Burada Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı döneminde uygulanmış oyma, kazıma, kündekâri, kakma tekniğindeki ahşap eserler; özellikle ahşap minber, mihrap, kapı, rahle, pencere ve dolap kapları, cüz muhafazaları bulunmaktadır. Bunların arasında Selçuklu Sultanı II.Keyhüsrev’in tahtı (XII.yüzyıl), Ahi Şerafettin’in sandukası (XIV.yüzyıl), Ürgüp Damsa Köyü’ndeki Taşkın Paşa Camisinin mihrabı (XII.yüzyıl), Siirt Ulu Cami Minberi (XII.yüzyıl), Merzifon Çelebi Sultan Medresesi kapısı (XV.yüzyıl) en ilginç ahşap eserlerdir. Bunların yanı sıra müzede, cam eserler, eski yazmalar, antika mobilyalar, Türk evi odaları, işlemeli tavanlar, ocaklar, dolaplar da sergilenmektedir.






Tabiat Tarihi Müzesi



Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) yönetimindeki müze 7 Şubat 1968 tarihinde açılmıştır.

Müzede Maden tetkik Arama Enstitüsünün yapmış olduğu jeolojik, minerolojik ve paleontolojik araştırma ve çalışmalara yer verilmiştir. Ayrıca yer bilim fakültelerinin yapmış olduğu bilimsel ve teknik araştırmalar, materyaller müzede bulunmaktadır.

Müzedeki başlıca eserler arasında Fransa Tabiat Tarihi Müzesi’nin armağanı, 15 milyon yıl önce Fransa’da yaşamış ilk fil örneği olan Trilophodon angustidesin fosil iskelet kalıbı, Ankara civarında 193 milyon yıl önce yaşamış 1,5 m. çapındaki dev mürekkep balığı fosili, 25 bin yıl önce batı Anadolu’da yaşamış insanların ayak izleri fosilleri, Türkiye’de bulunan değerli ve az değerli taş örnekleri, Sivas-Yıldızeli’ne düşen meteorit parçası ve Ay’dan getirilen aytaşı bulunmaktadır. Müze, üniversiteler ve yer bilimleri ile ilgili tüm kuruluşların bilimsel ve teknik çalışmalarına, ortaöğretim kurumlarına, teknik ve bilimsel materyal temin edilmesinde yardımcı olmaktadır.



Gordion Müzesi

Ankara Polatlı’daki Yassıhöyük Köyü’nün yanında, 1963 yılında kurulmuştur.

Müzede Eski Tunç, Hitit, ithal Yunan seramikleri, Helenistik ve Roma dönemi eserleri koleksiyonları yer almaktadır. Ayrıca Gordion’da ele geçirilen mühür ve sikke koleksiyonları da bu müzede sergilenmektedir. Kayabaşı Köyü temel kazısında ortaya çıkarılan Roma dönemine ait mozaik ile bir Galat mezarı müze bahçesinde sergilenmektedir.

Son yıllardaki ziyaretçi artışından ötürü müzeye yeni depo binası, ek teşhir salonu, laboratuar, görüntü ve bilgilendirme salonu ile yeni açık hava teşhir salonu eklenmiştir.


Eğit-Der Eğitim Müzesi

Eğit-Der Eğitim Müzesi, 17 Nisan 1995 tarihinde, eğitimle ilgili düşünce ürünlerini, belgelerini derlemek, kalıcılığını sağlamak, bütün bunları öğrencilerin, eğitimcilerin, araştırmacıların ve bilim adamlarının görüşlerine sunmak amacı ile hizmete açılmıştır. Bir diğer amacı da eğitimle ilgili yapıt ve nesnelerin korunması ve değerlendirilmesi alışkanlığının kazandırılmasına yardımcı olmaktır.

Müzede çeşitli eğitim araçlarının yanı sıra, Osmanlı döneminden günümüze kadar yazılmış Osmanlıca ve Türkçe kitap, dergi, gazete, atlas ve öğretmen örgütlenmesi ile ilgili olan çeşitli basılı malzemeler sergilenmektedir. Ayrıca Mehmet Yiğit, Cahit Külebi, Rauf İnan, Hüsnü Cırıltı, Mahmut Makal, Talip Apaydın gibi iz bırakan eğitimcilerin kendi görüntüleri ve ses kayıtlarının yanı sıra Türkiye’nin bugünkü eğitim durumu, geleceğe ait önerileri içeren video kayıtları, 1940’lı yıllarda Köy Enstitüleri’ndeki koro bantları ve taş plak, eğitimci ve öğrenci etkinliklerini gösteren fotoğraflar sergilenmektedir.


Oyuncak Müzesi

Oyuncak Müzesi, 20 Nisan 1920’de kaybolmakta olan oyuncakları korumak amacı ile açılmıştır. Müze aynı zamanda araştırma ve eğitim merkezi olarak da hizmet vermekte, oyuncağın ülkemizdeki tarihsel gelişimini, oyuncaklar aracılığı ile sanayi, kültür ve eğitim tarihi araştırmaları yapılmaktadır. Bunların yanı sıra geleneksel, fabrikasyon, yabancı oyuncak ve antik oyuncaklar olarak sınıflandırılmış bin beş yüzün üzerinde oyuncak bulunmaktadır.


Atatürk Orman Çiftliği Atatürk Evi ve Müzesi

Atatürk Orman Çiftliği’nde, Selanik’te Atatürk’ün doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği evin bir benzeri yapılmış, 10 Kasım 1981’de de müze olarak ziyarete açılmıştır.

Atatürk Evi üç katlı olup, zemin katında kiler, mutfak, hizmetçi odası ve sofa; birinci katta geniş bir sofanın çevresinde annesi Zübeyde Hanım’ın odası, bir misafir odası ve mutfak; ikinci katta da yine geniş bir sofanın çevresinde Atatürk’ün çalışma odası, yatak odası ve banyosu ile bir de balkonu bulunmaktadır. Evin bu katındaki müze odasında Atatürk’ün yaşamından alınmış fotoğraflar, vesikalar, belgeler ile kullandığı bazı eşyalar sergilenmektedir.


Hava Müzesi (Etimesgut)

Türkiye Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olan Hava Müzesi, havacılık tarihinin tanıtılması amacı ile kurulmuştur. Müzede Türk ve dünya havacılığı ile ilgili gelişmeler kronolojik olarak belgeler, maketler ve fotoğraflar ile sergilenmiştir. Ayrıca ilk uçaklar da bu müzede yer almaktadır. Cumhuriyet dönemi pilot giysileri, uçuş ekipmanları da sergilenmektedir. Müzede, Türkiye’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen’e ait özel bir köşe de bulunmaktadır.

Müze 18 Eylül 1998 tarihinde açılmıştır.




Mehmet Akif Ersoy Evi

Hacettepe Üniversitesi Merkez kampusu içerisindedir. I.Türkiye Büyük Millet Meclisi Mebusu iken Mehmet Akif Ersoy’a tahsis edilen bu ev, 30 Ekim 1949 tarihinde Şehir meclisi kararı ile “Mehmet Akif Ersoy Evi” adı altında müze olarak hizmete açılmıştır.

İki katlı ahşap bir Ankara evi olan bina, yüksek avlu duvarları ile çevrilidir. Ortasında kalem işleri ile süslü altıgen göbekli yöresel Ankara tavanı binanın en güzel ve gösterişli yeridir.Müzede Mehmet Akif Ersoy’a ait gözlük, tespih, cep saati, tüfek ve şairin yüz kalıbı ile çeşitli fotoğraflar bulunmaktadır.


Meteoroloji Müzesi

Sanatoryum Caddesi’nde bulunan müze, Kurtuluş Savaşı sırasında Genel Kurmay Başkanlığı olarak kullanılan tarihi bir binada yer almaktadır. Müze iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, Atatürk’ün kaldığı ve Kurtuluş Savaşı’nda askeri plânları hazırladığı “Atatürk Odası”, ikinci bölümde ise meteorolojik parametrelerin ölçümünde kullanılan alet ve cihazlar sergilenmektedir.

Müze, meteorolojik alet ve cihazların zaman içerisinde teknolojik gelişmeye paralel olarak değişimini yansıtan bir biçimde düzenlenmiştir. Ayrıca eski Türkçe ile kayıtları yapılan rasatlar da bu müzede sergilenmektedir.



Milli Mücadelede Atatürk Konutu ve Vagonu

Eski adı ile Direksiyon Binası olarak bilinen yapı, Anadolu-Bağdat demiryolunun yapımı sırasında, 1890 yılında Almanlar tarafından yapılmıştır. 24 Aralık 1964’te, Atatürk’ün anısını yaşatmak amacı ile müze olarak düzenlenerek ziyarete açılmıştır.

Özgün kilit kemerli, köşeleri taş dekorlu ve ahşap çatı saçaklı taş bina, iki katlıdır. Müzenin ikinci katında Atatürk’ün kabul odası, çalışma odası, yatak odası ve banyosu bulunmaktadır. Atatürk’e ait özel eşyalarla o günün özelliklerini taşıyan mobilyalar olduğu gibi korunmaktadır.

Binanın alt katı Demiryolları Müzesi olarak düzenlenmiş olup beş bölümden oluşmaktadır. Bu müzede , 1856 yılından günümüze, demiryolları ile ilgili belgeler, hatıra madalyaları, o dönemde kullanılan makaslar, ray örnekleri, yemekli ve yataklı vagonlarda kullanılmış olan gümüş servis takımları gibi eşyalar sergilenmektedir. Ayrıca Osmanlı döneminde kullanılan mühür, diploma, kimlik kartları, biletler, TCDD’nin tren işletmeciliğinde kullandığı lokomotif plâkaları, haberleşmelerde kullanılan telefon ve telgraf makineleri sergilenmektedir.

Alman Demiryolları İdaresi tarafından TCDD ilk Genel Müdürü Behiç Erkin’e armağan edilen buharlı lokomotif maketi, Sultan Abdülaziz’e İngiliz hükümeti tarafından armağan edilen altın kaplama minyatür vagon, Sultanın özel vagonunda kullandığı sedef kakmalı çalışma masası, duvar saatleri ve 1925 yılında Atatürk’ün Samsun-Çarşamba demiryolu hattının temel atma töreninde kullandığı kazma, kürek müzenin en önemli eserleri arasında yer almaktadır. Atatürk’ün 1935-1938 yılları arasında yurt gezilerinde kullandığı özel vagonu da müzenin yanında raylar üzerinde sergilenmektedir.


Pembe Köşk Müzesi

Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Çankaya’da, 1924’te satın aldığı ve Pembe Köşk olarak bilinen bağ evi, İnönü Vakfı tarafından Müze-Ev olarak düzenlenerek ziyarete açılmıştır.

Atatürk’ün başkanlığında birçok toplantıya ev sahipliği yapan, ilk konserler, ilk sergiler, ilk ilmi toplantılar, satranç ve bilardo, ata binme, engel atlama yarışmaları, Ankara’nın iklimine uygun çiçek ve ağaç yetiştirme denemelerinin yapıldığı Pembe Köşk, İsmet İnönü’nün hayatının çeşitli dönemlerini yansıtan eserlerle Müze-Ev olarak düzenlenmiştir.

Kurtuluş Savaşı dönemini yansıtan birinci salonda, İsmet İnönü’nün savaşlarda kazandığı madalyalar, Atatürk ve diğer arkadaşları ile savaşlarda çekilmiş fotoğrafları sergilenmektedir. İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe Hanım’ın konuklarını kabul ettiği ikinci salonda ise Atatürk’ün İsmet Paşa’ya imzaladığı bir portresi, çeşitli aile tablo ve fotoğrafları, Namık İsmail ve Şevket Dağ’ın iki tablosu ile Rus ve Alman ressamların peyzajları yer almaktadır.

Atatürk’ün isteği üzerine 22 Şubat 1927’de Ankara’nın ilk balosunun verildiği salondaki vitrinlerde İsmet İnönü’nün bilardo masası, binici kıyafetleri, kamçıları, çizme eğerleri ile Mevhibe Hanım’ın 1916’dan itibaren giydiği elbiseler, çocuklarının beşik ve bebeklik eşyaları ile oyuncakları yer almaktadır.


Orta Doğu Teknik Üniversitesi Müzesi

Orta Doğu teknik Üniversitesi kampusünde 1969 yılında açılmıştır. Bu müzede, 1964-1966 yıllarında Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yerleşkesi içerisinde yapılan Yalıncak ve Koçumbeli kazıları ile 1967-1968 yıllarında Orta Doğu teknik Üniversitesi tarafından yürütülen Ankara Ovası Frig tümülüsleri kazılarında ele geçen eserler sergilenmektedir.

Müzenin giriş katında sergi salonu, ofisler, depo ve servis mekânları bulunmaktadır. Sergi salonunda ODTÜ Müze ve Arkeoloji Araştırma Merkezi’nin kazı çalışmaları tanıtılmaktadır. Ayrıca burada etnografik eserlerden oluşan küçük bir koleksiyon da bulunmaktadır. MÖ.VII.yüzyıldan günümüze kadar gelen sürekli yerleşimi sergileyen Yalıncak buluntuları yer almaktadır. Bu eserlerden en ilginci Roma dönemine tarihlenen üst kısmı bronz çift başlı aslan biçimli anahtardır.

Müzenin birinci katında, Frig tümülüsleri kazı buluntuları ile, Frig mezar yapım tekniği ve ölü gömme geleneği canlı bir biçimde anlatılmaktadır. Müzede sergilenen en zengin koleksiyon ise Frig metal işçiliğini en iyi şekilde ortaya koyan kap, kacak ve kazanlardır.




T.C. Ziraat Bankası Müzesi

Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi yapılarından olan T.C.Ziraat Bankası Genel Müdürlük binası, İtalyan Mimar Guiliano Mongeri tarafından 1926-1929 yıllarında yapılmıştır. Bina, bankanın 118. kuruluş yıldönümünde, 20 Kasım 1981’de müze olarak düzenlenerek hizmete açılmış olup, Türkiye’nin ilk banka müzesidir.

T.C.Ziraat Bankası Müzesi koleksiyonları arasında; Mithat paşa’nın Memleket sandıkları’nın kurulması için sadaret Makamı’na yazdığı mektuplar, Memleket sandıkları’ndan Ziraat Bankası’na geçiş Nizamnamesi, Emniyet Sandığı’nın kuruluşunda yazılan mektup ve belgelerle Şûra Devlet Reisi Mithat Paşa’ya ait 1.No.lu hesap sayfası bulunmaktadır. 1863-1867 yıllarında açılan Şarköy ve Tavas Memleket sandıkları’nda kullanılmış standart ölçü ve şekle göre yapılmış bölmeli sandıklar, 1889 yılında Sivrihisar Sandığı’nın açılışından itibaren kullanılan mıhlı para kasası ve Bergama Şubesi’nden gelen demir kasa da bu müzede teşhir edilmektedir. Ayrıca tarihi değer taşıyan teftiş defterleri, imza sirküleri, bugünkü fotokopinin yerini tutan haberleşme kopya defterleri, tasarruf ve tevdiat hesabı cüzdan örnekleri, makbuzlar ve fiş dip koçanları gibi örnekler sergilenmektedir.

Bunların yanı sıra müzede, banka binası için 1928’de özel olarak yapılan İbrahim Çallı’nın “Harman” ve Namık İsmail’in “Gazi Mustafa Kemal Çiftçiler Arasında” isimli yağlıboya tabloları yer almaktadır.


Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Müzesi

Cumhuriyet döneminde çocuklara ve ailelere bakım, eğitim, sağlık ve kültür hizmetleri sunan ilk kurum olan Çocuk Esirgeme Kurumu (Himaye-i Etfal Cemiyeti), Kurtuluş savaşı’nda öksüz ve yetim kalan çocukların korunması, bakımının sağlanması, eğitilmesi ve yetiştirilmesi amacıyla 30 Haziran 1921’de Atatürk’ün önderliğinde kurulmuştur.

Çocuk esirgeme Kurumu’na ait tarihsel doküman ve malzemenin sergilendiği müze, özellikle çocuklara, gençlere Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze değin süren gelişmeleri sunmak amacı ile kurulmuştur. Ayrıca müzenin bir bölümü çocuklara yönelik bir kütüphane ve kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.

İstiklal Mahallesi Çocuk Sarayı Mevkii, Altındağ


TCDD Müzesi ve Sanat Galerisi

Ankara Gaz kompleksi içerisinde “Ankara Oteli” adı ile 1924 yılında yapılan, ancak demiryolu idari binası olarak kullanılan iki katlı taş bina, 1990 yılında restore edilmiş ve giriş katı Sanat galerisi, ikinci katı da Demiryolları Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.

Sanat Galerisi’nde belirli aralıklarla ulusal ve uluslar arası çeşitli sergiler düzenlenmektedir. Geniş sofaya açılan yüksek tavanlı büyük salon ile sekiz farklı büyüklükte odadan oluşan müzede ise; geçen yüzyıldan günümüze değin trenin serüveni grafik illüstrasyonlarla gösterilmekte, demiryollarında kullanılan her tür teknik ve etnolojik malzeme de tarihi gelişimi içerisinde sergilenmektedir. Müzede sergilenen semaverler, pirinç yazı takımları, ahşap sedefli mobilyalar, biletler, sağlık malzemeleri, yol ölçüm aletleri, madalyalar, şiltler ve özgün buharlı lokomotif plakaları T.C.D.D bünyesinden temin edilmiştir.

TRT Müzesi

TRT Müzesi, 22 Ağustos 1994’te Türkiye’de radyo ve televizyon yayıncılığının öncüsü olan TRT her türlü belge, görsel, işitsel materyali bir araya toplamış ve ulusal yayıncılığımızın geçmişini belge ve kanıtlarla gelecek kuşaklara tanıtmak amacı ile açılmıştır.

Müzede Ankara, İstanbul ve İzmir Radyolarında kullanılmış olan ses teçhizatı ile “Radyo ve Gösterim Stüdyoları” oluşturulmuş, ayrıca iki renkli televizyon yayınlarında kullanılan cihazlardan da bir “Televizyon Stüdyosu” kurulmuş ve halkın ziyaretine açılmıştır.