Aşk, 1,5 – 3 sene arasında değişen bir ömre sahiptir. Ondan sonra buhar olup uçar. Süreç sevgi ve aşkla başlar ama; mantıkla devam eder. Mantık içermeyen aşk, bir müddet sonra yok olmaya mahkû»mdur.

Aşk, uzun bir yolculuğa çıkmak yada yanan bir ateşi seyretmek gibidir. İnsan ateşe şevkle bakar fakat onu canlı tutmak için çabalaması gerekir. Ateş yanarken arada bir sönmeye yüz tutsa da gereken bakım ve ilgiyi gördüğünde tekrar alevlenir. Aşkın kısa sürmesinin sebebi, aşıkların aşk ateşinin içine atlayıp, yanmak gerektiğini düşünmeleridir.

Halbuki aşk, yönetilmesi icap eden bir ateştir. Ateşe dışardan takviye yapmak, onun ısı ve enerjisinden faydalanmayı sağlar. û‚şıklar, birlikte alevlendirdikleri ateşi izleyerek mutlu olurlar. Fakat mantıksız bir biçimde alevlerin içine dalmak, onu iki sene de sönen bir kül yığınına çevirir. Yani aşk; sebep değil, iyi bir ilişkinin sonucudur.

Burada akla şöyle bir soru gelebilir: Aşk bir sonuç ise, başlangıçta yaşanan nedir? Aşk merdiveninin ilk basamağında kadın ve erkek arasında cazibe meydana gelir. Birbirinin çekim alanına giren iki kişi, birbirlerinden hoşlanırlar. Eğer bu yakınlık iyi bir ilişkiye dönüşürse, aşka kapı aralanır. Aşkın oluşmasında başlangıç itibariyle tarafların birbirinden nefret etmemesi yeterlidir.

Tarafların birbirleri hakkında ciddi boyutlarda olumsuz değerlendirmeleri yoksa ve iyi bir ilişki yaşanıyorsa, bu aşkı filizlendirebilir. Fakat her ilişki aşkla başlamak zorunda değildir. Önemli olan iki kişinin birbirini tanımasıdır.

memory center