• ‘ÖMRÜM’
      Bitiyor zaman.
      Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor.
      Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler.
      Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi.
      Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim.





      Bilirim, acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren
      Ömrümü ömrünün ardında sürüyen…
      Aynaları kırıldı mutluluğumun.
      Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum.
      Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum.
      Hala üşüyorum…
      İğne deliğinden geçiriyorum sevdayı.
      Sen oluyor nakışımın adı.
      Bir an sen oluyorum anlayışsız, vurdumduymaz… Sonra bana dönüyorum. Bak hala ağlıyorum…
      Harf harf işlerken kelimelerimi, şimdiden yerleştiriyorum acılarımı parmaklarımın ucuna.
      Son düşen cemreyi de ayırıyorum payıma.
      Kapatıyorum gözlerimi.
      Hadi git yâr, geldiğin gibi.
      Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi.





      Anlamadım yâr

      Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım?

      Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş?
      Hangi şarkıda yarım kalmıştı notamız?
      Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun?
      Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi,
      hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili.
      Sana bağlığında da gözyaşına paralel oluyor.
      Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol?
      İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor
      Yamaçlarımda senli güzel düşerim var


      Ama düşlerime damlayan zehir de sensin yâr





      Bulamadım yâr.
      Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım.
      Zaman bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım.
      Ben acıyı aşka yama yaptım
      Hafife almadım duyuları.
      Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı.
      Acıydı bildiğim aşkın ön adı.
      Hiçbir şehre sığmadı yüreğim.
      İstanbul sen de yüreğimi ayaklarına doladın.
      Ve sen düştün ben kanadım.
      Ezildim, yarama yine koskoca bir kenti bastım.
      Büyük bir uykudan ibaret sım satırlarda yaşamayı.
      Kelimeleri vurdum kumsallara.
      Canımı ağrıttım ardında.
      Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine.
      Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine?
      Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu?
      Gerçeğimde olmayan yâr gönlümden git
      Hadi git
      Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım.
      Ben, yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda.
      Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim.
      Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında…
      Bende Kalan Cam Kırıklarımla İdare Ederim..
      Hani Hep Bahsettiğim Cam Kırıkları
      Sakladım Solyanıma




      Taaa En Uc Köşesine
      Her Nesefte Ölüyorum
      Sen Olarak Senle Biterek
      Kesile Kesile
      Yana Yana…