1962 İslahiye’de doğdu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi mezunu. Üniversitenin İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdi. İş Bankası'na 1986 yılında Teftiş Kurulu Başkanlığı'nda Müfettiş Yardımcısı olarak katıldı. Bankanın çeşitli birim ve şubelerinde görev aldı. 30 Mayıs 2006 tarihinden beri genel müdür yardımcılığı görevini yürütüyordu.
HABER
İş Bankası'na yeni genel müdür
1 Nisan 2011
İş Bankası'nın Kamuoyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayınlanan açıklamasında, şöyle denildi:
''Yönetim Kurulumuzun 1 Nisan 2011 tarihinde yapılan toplantısında, Sayın Ersin Özince'nin Yönetim Kurulu Başkanı, Sayın H. Fevzi Onat'ın Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak seçilmesi ve genel müdürlük görevinden ayrılma talebi kabul edilen Sayın Ersin Özince'nin yerine Bankamız Genel Müdür Yardımcısı Adnan Bali'nin Genel Müdür olarak atanması kararlaştırılmıştır.''
HABER
Adnan Bali, Türk ekonomisi 'akordeon' gibi
27 Ağustos 2013
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, ekonomideki son çalkantılar için 'Moral bozmaya gerek yok' ifadesini kullandı.
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Türkiye ekonomisi esnekliği olan bir ekonomi. Akordeon gibi bir ekonomi; ihtiyaç duyduğunda genişlemeyi de gerçekleştirebiliyor, şartlar müsait olmadığında daralmaya da adapte olabiliyor” dedi. Adnan Bali, İş Bankası'nın kuruluşunun 89. yılında, dünya ve Türkiye ekonomisinde yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Son dönemde finansal piyasaların, ABD Merkez Bankası'nın (FED) tahvil alım miktarında daraltmaya gidebileceği ihtimalini satın aldığını belirten Bali, şöyle konuştu:
BORÇLANMA ETKİLENMEZ
“Gösterge tahvilin bileşik faizi, tarihî dip seviyelere gerilemişti. Ama global likiditedeki hareketlerle bu eğilim tersine döndü. Oluşan faiz hareketi, çok sert... Nitekim gösterge tahvilin bileşik faizinin tarihî dip seviyelerine indiği dönemdeki kredi faizi seviyelerinden bir miktar uzaklaştık. Bugünkü bileşik faiz oranlarına, maliyetlere bakıldığında Türk bankacılık sisteminin bu dönemde oluşan gösterge tahvilin bileşik faizindeki hareketin tamamını fiyatlamalarına yansıtmadığı görülmektedir. Aynı durum ticari kredilerde de söz konusu.”
Türkiye ekonomisinin esnekliği olan bir ekonomi olduğunu savunan Bali, şöyle devam etti: “Akordeon gibi ihtiyaç duyduğunda genişlemeyi de gerçekleştirebiliyor, şartlar müsait olmadığında daralmaya da adapte olabiliyor. Katastrofik bir durum olmadıkça borçlanmaların yenilenebileceğini düşünüyorum. Maliyet seviyelerinde güncellemelerin olabileceği tabiidir.”
Global krizin değişen fazlarında Türkiye'nin buna uygun cevaplar verebildiğini söyleyen Bali, 2001 krizinden çıkarılan derslerin gerek finansal sistemde gerek reel sektörde yeterince uygulandığı bir dönemin neticesinde pozitif ayrışıldığını belirterek, şunları söyledi:
MORAL BOZMAMALIYIZ
“Son dönemde pozitif ayrışmanın oluşmadığını görüyoruz. Bize özgü nedenleri de var, dışarıdaki hareketin şiddetiyle de ilgisi var. Moral bozacak bir şey yok. Oturacağız, çalışacağız, ne gerekiyor ise, şu ana kadar geldiğimiz noktanın kıymetinin farkında olarak yapacağız. Finansal göstergeleri, mevzuat altyapısı, teknik altyapısı, insan gücü ve iş dinamizmi ile Türkiye avantajlara sahip. Bu bakımdan FED kararına ilişkin uygulamaları, çok da gereğinin üzerinde bir ağırlık atfetmeksizin yönetmek gerekir. Bu durum, sonunda karşımıza çıkabilecek ve herkesle birlikte yönetmek zorunda olduğumuz risklerden ibarettir. Buna neden olan gerideki gerçeği ihmal etmemeliyiz. Yani gelişmiş ülkelerdeki görece iyileşmeden kaynaklanan bu durumun, finansman kanalından ilk etapta gelişmekte olan ülke paralarında değer kayıplarına yol açmakla birlikte, zaman içinde ticaret kanalından yapacağı olumlu etkiyi göz ardı etmemeliyiz. Dış talep yetersizliğinden kaynaklanan sorunların görece düzelmesiyle ihracat ve büyümede yeni ivme imkânı yakalayabiliriz. Türkiye'nin şu anda gelmiş olduğu potansiyel ile bu dönemi yönetebileceğini düşünüyorum. Geçmiş dönem ile kıyaslanamayacak ölçüde sağlam yapıdayız” dedi.