CHP’nin seçim bildirgesi açıklandı..
Öne çıkan, ilgi çeken, dikkat kesilen maddelere bakılırsa; CHP iktidarı ekonomiyle vurmak istiyor..
Özeti şöyle CHP..
7 milyon işsizi..
17 milyon yoksulu..
Prim borcunu ödeyemeyen esnafı..
Tarlasını süremeyen çiftçiyi ..
Ayın sonunu zar zor getiren emeklileri..
Emekli olduktan sonra da çalışmak zorunda kalanları..
Kredi borcunu ödeyemediği için faiz batağına saplanan 5 milyon kişiyi hedeflemiş..
*
Emekliye ikramiye gibi.. Asgari ücret 1500 lira olacak gibi.. Mazot 1.5 TL’ye inecek gibi bir diziekonomik vaadin nedeni bu..
Yoksul sayısını azaltmak..
Bildirinin ekonomik vaatler bölümü çok konuşulacaktır.. Zaten geniş kitleyi ilgilendiren de bu kısım..
*
Ama bildiriye daha kapsamlı bakarsak Türkiye’nin yeniden yapılandırılacağı görülüyor..
CHP her alana dokunacak.. Her alanda onarıma gidilecek..
Siyasette, yargıda, ticarette, eğitimde köklü değişiklikler öngörülüyor..
Mesela, parlamenter sistemin güçlendirileceği..
Mesela , Cumhurbaş- kanı’nın yetkilerinin daraltılacağı..
Mesela, teşvik sistemi değiştirilerek yatırımların artırılacağı..
Mesela, taşeronluk sisteminin kaldırılacağı..
Mesela, Kürt sorununa Meclis çatışı altında çözüm aranacağı gibi..
*
Soru şu; Kılıçdaroğlu 100 günde şunlar, bir yılda bunlar yapılacak diye sıraladığı vaatlerini yerine getirirse Türkiye rahatlar mı?
Hayır, ama nefes alır..
Peki sürdürülebilir büyümeyi yakalayıp işsizlik sorununu çözebilir mi?
Hayır..
Daha ne yapması lazım?
Bu sorunun cevabı seçim bildirgesinde var.. Bana göre can alıcı bölümü de orası..
CHP dünya ile yarışan, rekabet edebilen Türkiye vaat ediyor..
Orta gelir ve orta teknoloji tuzağından kurtulmayı vaat ediyor..
Bunu nasıl olacak?.
Katma değeri yüksek ürün üreterek..
Katma değeri yüksek ürüne nasıl geçeceğiz?
Türkiye’yi bilgi toplumuna taşıyarak.. Kaliteli eğitim vererek.. Özgür düşünceyi yerleştirerek.. Özgür düşünceyi güvence altına alarak..
CHP bildirgesinde üniversitelerin üniversite gibi olacağı sözü de verilmiş.. Temel eğitimin yeniden yapılandırılacağı, zorunlu eğitimin 13 yıl olacağı da öngörülmüş..
Refah toplumu nasıl olunur?
2008 yılında kişi başına gelir 10 bin dolar seviyesine geldi..
Hala aynı yerdeyiz bir çıt yukarı çıkamadık.. Çünkü katma değeri yüksek ürün üretemiyoruz.. Bunun için gerekli olan kaliteli eğitim veremiyoruz.. Donanımlı beyinler yetiştiremiyoruz..
Üniversiteler lise seviyesine indi.. Bilimden koptu, düşüncenin özgürce taşındığı mekanlar olmaktan çıktı.. Orta öğrenimin halini hiç sormayın.. 4+4+4 büyük darbe vurdu.. İmam hatipleştirme sevdası eğitimi kelepçeledi..
Sadece eğitimle olmuyor tabii.. Bir ülkenin refahı yakalaması için başka şeyler de gerekiyor..
*
Bu konuda kabul edilen tez şu.. (Ekonomi profesörü Daron Acemoğlu’nun tezi)
Bir toplumda, siyasi ve iktisadi alanda eşit rekabet ortamı varsa.. Hukuka saygılıysa.. Mülkiyet hakları korunuyor, siyasi gücün üzerinde denge ve fren mekanizması saat gibi çalışıyorsa.. Yani yargı, sivil toplum, medya güçlüyse..
O ülkede büyüme sürekli olur, refahı getirir..
Fikir özgürlüğünün olduğu yerde yaratıcı düşünce olur..Yaratıcı düşünce katma değeri yüksek ürün üretir..
Tersi olursa.. Rekabet ortamı oluşmamışsa.. Siyaset belirleyici, yargı bağımlı, hukuk ayaklar altında, sivil toplum güçsüz, medya işlevsizse..
O ülke büyüse bile sürdürülebilir bir büyüme olmaz.. Refah gelmez..
*
CHP’nin onarım bildirgesi, ikinci durumda olduğunu iddia ettiği Türkiye’yi birinci duruma getirmeyi hedefliyor..
Güçlü meclis, saydam devlet, bağımsız yargı, etkin sivil toplum, işlevsel medya vaat ediyor..
Aslında NE OLDU? | Mehmet Tezkan