De BROGLIE (1892-1987)
Paris Sorbon'da tarih eğitimi aldı.18 yaşındayken fiziğe başladı.Tarih ile ilgili bir konuda araştırma yapması istenmesine rağmen fizikte karar kıldı.Daha çok,maddenin hem parçacık hemde dalga özelliği taşıdığını söylediği parçacık-dalga ikilemi teorisi ile tanınır.1924'teki doktora tezinde bu teorisini elektron dalgaları ile (Einstein ve Planck'ın çalışmalarına dayanarak) ortaya koydu.Elektronun dalga doğası 1927 yılında Amerika'da C.J. Davisson , C.H. Kunsman ve L.H. Germer ile İskoçya'da G.P. Thomson tarafından deneysel olarak teyit edildi. 1963 yılında verdiği bir görüşmesinde keşiflerini nasıl yaptığını şu sözlerle anlattı :
"Kardeşimle x-ışınları üzerine yaptığımız konuşmalarda hep aynı noktaya geliyorduk hem dalga hem de partiküler sonuç. 1923 yazında birden bu ikilemi materyal parçacıklar üzerine genişletmek fikri aklıma geldi, özellikle elektronlar üzerine.Hamilton-Jacobi teorisinin zaten bu yönde birdereceye kadar anlamlı olduğu (yani parçacıklar üzerine uygulanabilir olduğu) ile aynı zamanda da geometrik optik özellik sergilediğini düşündüm.Diğer taraftan , dalga olayında çok sık ama mekanikte ender rastlanan kuantum sayıları ise zaten kuantum penomeninden elde edilebiliyordu."
Doktorasından sonra Sorbon'da kaldı ve 1928 yılında Henri POINCARE Enstitüsünde teorik fizik profesörü oldu. Emekli olduğu 1962 yılına kadar burada ders verdi.1945 yılında Fransız Atom Enerjisi Komiserliği danışmanı oldu. Schrödinger dalga mekaniğini geliştirirken O'nun teorisini kullandı.Nobel fizik ödülünü 1929 yılında kazanan De BROGLIE kendisini şöyle anlatmıştı ;
"Deneyci yada mühendisinkinden çok daha fazla düzeyde bir safkan teorisyen düşünce şekline sahip ve özellikle de felsefi yaklaşımlara aşık biriyim."
De BROGLIE'nin , modern fiziğe felsefi açıdan olan bakışını sergilediği bir çok popüler yayını oldu ;
The New Physics -1939 , The Revolution in Physics - 1953 , Physics and Microphysics - 1960 ve
New Perspectives in Physics - 1962.
Hayatının sorusu şuydu ; Atom fiziğinin istatistik yapısı , birikmiş mevcut teorinin eksiklerini mi yansıtmaktadır yoksa istatistik , bilinebilecek olan herşeyin kendisi midir?
Hayatı boyunca istatistiğin , cehaleti (eksiklerimizi) gizlediğine inandı.Yaşamının sonlarına doğru şöyle söylemişti;
"İstatistiğe dayanan teoriler , deneysel teknik ve yöntemlerimiz içinde gözden kaçırdıklarımızın arkasındaki araştırıldığında anlaşılabilir olan gerçekliği gizler."