Toplumsal yaşamın temel taşları olan bireyler, gerek özel hayatlarında, gerek sosyal hayatlarında, gerekse iş yaşamlarında, bir takım sorumlulukları almak durumundadırlar. Sorumluluk duygusu, bireyin hayatında olmazsa olmazlardan biridir. Çünkü hepimiz, istesek de istemesek de, küçüklü büyüklü bir takım sorumlulukları almaz durumunda kalırız.
Peki, nedir bu sorumluluk duygusu?
Bireylerin kendilerine karşı, ailelerine karşı ya da başkalarına karşı yerine getirmesi gereken yükümlülükler, zamanında ve eksiksiz olarak yapabilmesi durumuna, sorumluluk almak denir. Kişinin ailesine karşı aldığı sorumluluklar, aileyi geçindirmek ile ilgili olabilir. Ya da kardeşinin eğitim masraflarını üstlenen bir abi, bu konuda sorumluluk almıştır. Babasının hastalığı ile ilgilenmek ve bakımını sağlamak, bir kızın sorumluluğu altında olabilir. Yalnızca özel yaşamda değil, iş yaşamında da sorumlulukların örnekleri çoğaltılabilmektedir. Örneğin bir üsteğmen, bölüğündeki 150 askerin sorumluluğunu almıştır. Her bir askerin sağlığı, beslenmesi, mutluluğu ve başarısı, komutanlarının sorumluluğu altındadır. Ya da, özel bir şirkette işletme müdürlüğü yapan bir endüstri mühendisi, şirketinin üretim alanındaki tüm faaliyetlerinden dolayı sorumludur. Bu sorumluluğunu, altındaki çalışanları kontrol ederek ve işin devamını başarılı şekilde sağlayarak üstlenir.
Örneklerden de anlaşılacağı üzere, kimi sorumluluklar isteyerek yapılsa da, bazıları iş gereği ve zorunlu şekilde kişilerin omuzlarındadır. Fakat sorumluluk almak, bir anlamda bireyin var oluşu ve kendini gerçekleştirebilmesi ile de alakalıdır. Çünkü, sorumluluk sahibi bireyler, aynı zamanda bir şeyleri değiştirme gücünü ve kudretini de kendilerinde bulurlar. Sıradan insanlar sadece hayat akışlarını kontrol ederken, sorumluluk sahibi insanlar daha büyük olayları kontrol etmektedirler. Bu durum da, kişiye öz güven kazandırmasının yanında, yaratıcılık ve kuvvet de kazandırmaktadır.
Toplumun ilerlemesi, sorumluluk sahibi olan insanların bilinçli ve istekli olması ile doğrudan alakalıdır. Tüm bir ülkeyi yöneten idareciler, altlarındaki çeşitli devlet mekanizmaları ve bağlı bulunan yöneticiler ile birlikte, doğru atılmış adımlar, yönetilen toplumu bir iki basamak yukarı çıkarabileceği gibi; yanlış tasarlanan adımlar da o toplumu yıllarca geriye götürmeye yetecektir. Her ne kadar sorumluluk almak bir risk ya da ekstra bir yük gibi görünse de, ne yaptığını bilen zeki beyinlerce, altından kalkılamayacak iş yoktur. Gerek özel hayatta, gerek iş hayatında, gerekse arkadaşlarını tatile götüren bir dost niteliği altında, atılan her doğru adım, bu erdemli davranışın daha iyi sonuçlar vermesine neden olacaktır.