Aileler ‘en güzel' beklentilerle çocuk sahibi olmak isterler. Tüm ‘iyi' beklentilerle dünyaya getirilen bebek, çoğu zaman ailesinin beklentilerine cevap verir, annesinin gözlerinin içine bakar, hatta dünyayı onun gözleriyle tanımaya çalışır. Bazı bebekler ise; yaşıtlarının geçtiği evrelerden daha geç ve yavaş geçer veya bu evrelerde takılır, sonraki evrelere geçemez, diğer çocuklardan farklı gelişirler.

Çocuklardaki bu geriliklerin, yetersizliklerin erken dönemde fark edilmesi, belirtilerinin en iyi şekilde değerlendirilerek doğru tanının konması ve bu tanıya uygun tedavinin yapılması çok önemlidir. Yapılan çalışma ve araştırmalar, erken dönemde belirlenen ve özel eğitim teknikleri ile tedavi edilen yetersiz çocukların, özel eğitim almayan çocuklardan daha hızlı ve olumlu yönde geliştiğini, konuşabildiğini, aile ve içinde bulunduğu çevreyle rahat ilişki kurabildiğini, uygun olmayan problem davranışlarının-sürekli tekrarlanan rutin davranışlarının azaldığı ve/veya bittiğini göstermiştir.

Yapılan değerlendirmeler; yetersizlik konusunda uzman kişilerin (özel eğitim uzmanları, psikolog, psikiyatrist, nörolog, uzman doktorlar), çocuğu yakından tanıyanlardan aldıkları bilgiler, çocuğun detaylı incelenmesi ve gözlenmesi ile mümkün olmaktadır. Bu değerlendirme sonuçlarına göre çocuk en iyi şekilde incelenmiş ve özellikleri belirlenerek kazandırılması hedeflenen beceriler saptanmış olacaktır. Sebep ne olursa olsun belirtilerin fark edilerek değerlendirilmesi, yetersizlik gösteren bireyin ve ailesinin yaşam kalitesinin artırılması için önkoşul niteliğindedir.

YETERSİZLİKLERİN TEDAVİSİ: ÖZEL EĞİTİM

Yetersizliklerin tanınması ile giderilmesine yönelik değişik tedavi ve terapi yöntemleri geliştirilmiştir. Bu tedavilerin başında –ihtiyaç halinde- uzman psikiyatrist ve nörologların vereceği tıbbi destekler, ilaç tedavisi ve Özel Eğitim gelmektedir. Verilecek eğitimin başarısı; çocuğun var olan durumu ve yetenekleri, yeterlilikleri ile eğitimcinin özel eğitim konusunda bilgili ve deneyimli olmasına bağlıdır.

Doğru şekilde yönlendirilmeyen pek çok aile, çocuğu için verilecek en uygun eğitime ulaşmada zaman kaybetmekte ve çocukluk döneminde en hızlı gelişimin gerçekleştiği “altın yıllar” şeklinde isimlendirilen 2- 6 yaş arasındaki dönemi arayış içinde geçirmektedirler. Erken dönemde akranlarına göre geride kalan özelliklerin fark edilerek değerlendirilmesi ve gerekli özel eğitim desteğinin alınması, engellilikle savaşmada atılan en büyük adımdır. Her bireyin birbirinden farklı özellikler taşıyor ve farklı şekilde gelişiyor olması bu bireyler için farklı hedefler ve eğitim yaşantısı geliştirilmesini ve o çocuğa özgü Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) hazırlanmasını gerekli kılar. Bu da özel eğitimin yapıtaşlarındandır.

Pınar KOZANOĞLU- KOCAMEŞE

Özel Eğitim Uzmanı


.ALINTIDIR.