Okul Öncesi Eğitimde Reggio Emilia Yaklaşımı

Reggio Emilia Yaklaşımı;

Yaklaşımın çocuk yetiştirmedeki amacı şu şekilde belirlenebilir (Temel, 1989): Büyüme sürecinde çocuk, gelişimini engelleyen bir “duvar” la karşı karşıyadır. Basma kalıp, eski ve katı kurallar, güncelliğini yitirmiş kavramlar, yetişkinlerce benimsenmiş ancak anlaşılması, kavranması zor ve geçerliliğini kaybetmiş davranış ve tutumlar, geleneksel eğitim metotları bu “duvar”ı oluşturmaktadır. Gelişim sürecinde çocuk önce yaşayan toplumdaki yeni kültürel değerler ve rolleri öğrenmesi için desteklenmelidir. Daha sonra çocuk, gelişimini engelleyen ve eski değer yargılarından oluşan “duvar”la karşılaştığında bu “duvar”ı kendi kendine aşmayı başarmalıdır. Çocuk eğitiminde amaç çocuğun kendi kendine yeterli hale gelmesi ve karşılaştığı engellerle başa çıkmasıdır. Reggio Emilia yaklaşımına göre bu amaca ulaşmak için şu koşullar yerine getirilmelidir.

• Çocuğun gelişiminde bir çok probleme sebep olan mevcut pedagojik, toplumsal ve kültürel politikanın çocuk üzerindeki örseleyici etkisi engellenmelidir.

• Gözlem, işitme, bellek, imge, sebep bulma, kavramsallaştırma ve daha bir çok zihinsel süreç yardımı çocukların kendi fiziksel ve sosyal çevrelerinin etkilerine ve yetişkinlerin baskılarına karşı koyacak şekilde kapasitelerini kullanmalarını sağlamak gerekir.

• Çocuklara kendini ifade etme özgürlüğü ve dünyayı değerlendirme özgürlüğü tanınmalı ve özerklik teşvik edilmelidir.

• Çocukların özgürlük, merak ve imgelerini teşvik etmek için öğrenme ve bilgi edinme sürecinde onlara fırsatlar sağlanmalıdır.

• Bilgi edinmek ve yorumlamak için imgenin gelişmesi gerekir. Yaratıcılık ve zihinsel etkinliklerin birlikte gelişmesi ve bütünleşmesi için bütün sanat dalları kadar bilim de temel olarak alınmalıdır.

• Derinlemesine düşünme, yorum yapma, nesneler ve olaylar hakkında özümsemeler yapabilmesi amacıyla çocuğun hem potansiyelini hem kapasitesini kullanması için onun aktif olmasını sağlamak gerekir. Sosyal iletimde bütün çocuklar aynı potansiyele, hazır bulunuşluğa ve meraka sahiptir. İlişki kurmada ve problem çözme konularında toplum onlara gerekli ortamı sağlar. Çocuklar için aktivitelere katılmak, hata yapmak ve sonra kendi hatalarını düzeltmek önemlidir. Bu yaklaşım, yaratıcı problem çözümünde etkin olmayı ve gerekli olan fırsatları yaratmayı destekler. Öğretmenler çocukların bu konuda özgür iradelerini kullanmalarına müsaade etmeli ve saygı duymalı çocukları bu konuda yeterli olmaya yönlendirmelidirler.

Reggio öğretmenleri problemlere çözüm üretmek yerine çocukların uygun çözümlere kendi kendilerine ulaşmaları için yönlendirirler. Çocuk merkezli Reggio Emilia okullarının öğretim programı çocukların hayat dolu, güçlü ve kendilerine güvenli olarak yetişmelerine dayanır. Reggio Emilia okullarında okul-aile işbirliği önemlidir, aileler okulda çalışırlar. Eğitimsel ve psikolojik alanlarda ailelerle diyalog vardır. Aileler çocukların öğrenme deneyimlerinin aktif birer parçasıdır. Reggio Emilia okullarında öğrenme etkinlikleri projelerle öğrenme esasına dayanır. Öğretmenlerin çalışmaları pedagojik koordinatörler tarafından geliştirilir. Projeler birbirleriyle alakalı konulara dayanır. Gölge yansıması, kuşlar için eğlence parkı, dinozorlar, şehirde yağmur, Amerika’dan İtalya’ya yolculuk v.b.

Projelerde ;
• Konu seçimi çocukların ilgilerine ve deneyimlerine göre yapılır.

• Proje içeriği öğrenciler tarafından belirlenir.

• Projeler büyük gruplardan çok küçük gruplarla uygulanır.

• Projeler matematik, fen, yazı, müzik ve sosyal çalışmaları içermektedir.

• Projeler için dokümanlar gereklidir ve bu dokümanları sağlamak öğretmenlerin görevidir. Öğretmenlerin seçtiği en iyi öğrenme yolu soru sormadır. Öğretmenler konular ile ilgili olarak çocukların ilgi kurarak öğrenmelerini sağlayacak kitaplar ve diğer malzemeleri sağlarlar. Proje çalışmalarının dokümanları, fotoğrafları ve çocukların çalışmaları Reggio okullarının duvarlarında sergilenir. İtalya’da Reggio Emilia Yaklaşımı etkin olarak uygulanmakla birlikte yaklaşımın etkileri özellikle Amerika, Avusturalya ve İskandinav ülkeleri gibi dünyanın çeşitli bölgelerinde görülmektedir.



Reggio Emilia Yaklaşımının Dayandığı Temel Görüşler

Farklı alanlardan birçok bilim adamının Reggio Emilia yaklaşımına katkısı olmuştur. Bunların arasında en önemlileri Bruno Ciari, John Dewey, Jean Piaget, Lev Vygotsky’dir.

Bruno Ciari, İtalya’da 1950’li yıllarda başlayan “İşbirlikli Öğrenme” hareketinin öncüsüdür. Okulların çocukların enerjilerini cömertçe kullanabilecekleri nitelikte olması gerektiğini, bunun çocukların gelişimleri açısından önemli olduğunu belirtmiştir. Bruno Ciari, sınıflarda bir öğretmen yerine iki öğretmen bulunmasının ve bu öğretmenlerin hiyerarşi olmaksızın denge içinde çalışmaları sonucu eğitim-öğretim etkinliklerinin daha verimli olabileceğini ve çocukların gruplar halinde çalışmalarının onların sosyal gelişimleri açısından gerekli olduğunu savunmuştur. Ayrıca, Ciari fiziksel çevre okulun dördüncü öğretmenidir fikrini ortaya atmıştır .

John Dewey, progressive eğitimi savunmuş ve okullarda proje tabanlı öğrenme uygulamaların gerektiğini vurgulamıştır. O eğitim, öğretim etkinliklerinin aktif ve geliştirici olması gerektiğini çocukların demokratik bir ortamda eğitim almalarının onların her alandaki gelişimleri açısından önemli olduğunu vurgulamıştır. Jean Piaget, Reggio Emilia teoristleri yaklaşımı yapılandırırken Piaget’nin bilişsel ve ahlak gelişimi aşamalarından yararlanmışlardır. Lev Vygotsky, çocukların öğrenme projelerine yetişkinlerin de aktif olarak katılımsı olduğu bir eğitim ortamının gerekliliğini savunmuştur (Epstein, 1999). Çocukların sosyal ortamlarda daha sağlıklı öğrenebileceğini örneğin partnerlerinin de bilgileriyle öğrenmelerinin güçlenip gelişeceğini savunmuştur. Bu görüşlerden hareketle Reggio Emilia yaklaşımının temel görüşleri ortaya çıkmıştır. Özetle projede çocuğun gelişimine genetik, yapıcı ve ekolojik bir yaklaşımla bakılmaktadır. Bu bakımdan projede şu temel görüşler yer almaktadır.

• Çocuklar hiç bitmeyecek bir merak ve öğrenme çabası içindedirler.

• Çocukların öğrenme sürecinde özgür olmaları gereklidir.

• Çocuklar bilgi edinmede oyun, gözlem ve duyularını kullanırlar.

• Çocuklar, bilgileri organize etmek için ipuçlarından yararlanır, var olan açıklamalardan hareket ederler ve çevre ile etkileşimde bulunurlar, böylece deneyim kazanırlar.

• Çocukların öğrenme sırasında kullandıkları en önemli mekanizmalardan biri algıdır.

• Çocuğun öğrenme ve bilgi edinmede zihinsel kapasitesini de kullanması önemlidir. Zihinsel gelişimde genlerin etkisi inkar edilmemektedir.

• Çocuğun çevre ile etkileşim kurmada kullandığı araç ise dildir.

• Çocukların çevre ile etkileşimde önemli hedeflerden biriside görsel eğitimdir. Yaratıcı ve üretici düşünmenin gelişiminde imgenin çok önemli yeri vardır.

• Yetişkinlerin görevi çocuğa dünya ile iletişim kurmada karşılaştığı engellerle başa çıkması için yardım etmektir.



Reggio Emilia Yaklaşımında Çocuk


Reggio Emilia yaklaşımında çocuk, teoriler geliştiren, verileri elde etmede ve hipotez geliştirmede kendi yolları olan bireydir. Çocuk bilgiyi üretme ve yaratma kapasitesine, duygusal, sosyal ve zihinsel yönden birçok farklı kaynağa sahip olan varlıktır. Reggio Emilia yaklaşımına göre her çocuğun iyi bir bakım ve sağlıklı eğitim alma hakkı vardır.


Reggio Emilia Yaklaşımında Aile


Reggio Emilia yaklaşımında aileler eğitimin öğretim etkinliklerinde aktif rol oynarlar. Reggio Emilia okullarında ebeveyinler içinde çeşitli konularda eğitim programları vardır.


Reggio Emilia Yaklaşımında Öğretmen

Reggio Emilia yaklaşımının en önemli özelliği öğretmenlerin “öğrenen” olarak görülmesidir. Öğretmenler her sınıfta eşit haklara sahip bireyler olarak çalışır. Diğer öğretmenler ve personel ile kendi işleri, çocukların işleri hakkında sürekli tartışır ve yorum yapar. Bu karşılıklı alış- veriş, kalıcı, sürekli bir eğitimi ve teorik zenginleşmeyi sağlar. Öğretmenler kendilerini, çocuklarla çalışmalarının dökümanlarını hazırlayan birer araştırmacı olarak algılamaktadırlar. Onlar diğer öğretmenlerle gözlem yaparlar, konuşmaları kaydederler, çocukları kameraya kaydederler. Onlar bütün gözlemlerini diğer öğretmenler ve ailelerle paylaşırlar ve daha sonra öğrencilerin spontane etkinliklerini genişletebilmenin yolunu ararlar. Reggio öğretmenleri çocuklar, ebeveyinler ve diğer görevlilerle birlikte çalışarak çocukların daha önceden bildiklerini ortaya çıkarır. Çocukların ilgi ve yeteneklerine dayanan projeleri hazırlar ve çocukların bu proje konuları ile ilgili bilgi seviyelerini desteklerler.



Reggio Emilia Yaklaşımında Çevre

Reggio Emilia yaklaşımına göre iyi bir çevre çocuğun seçebileceği birçok alternatifin bulunduğu, ilişkiye geçmede onu motive edebilen bir unsurdur. Reggio Emilia okullarında çevre eğitimsel etkinliklere tam katılımlı olan elemandır. Hatta ortam için “öğretmenin kendisi” deyimi kullanılmaktadır. Ancak ortamla kastedilen sadece fiziki çevre değil aynı zamanda sosyal çevredir. Bu nedenle Reggio Emilia okullarının merkezlerinde yetişkinler ve çocuklar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak amacıyla bütün çocukların ve öğretmenlerin birlikte bulunabileceği büyük bir alan bulunur. Sınıflar ise bu açık alanın etrafına düzenlenmiştir. Çocuklar ve yetişkinler gün boyunca bu alanı kullanmak zorundadırlar. Reggio okullarında hiç kimse kendisini başkalarının gördüğü gibi görme şansına sahip değildir düşüncesinden hareket edilerek duvarlara köşeli olarak yan yana getirilen aynalar yerleştirilir ve böylece çocukların kendilerini bir nebze olsun başkalarının gördüğü gibi gözlemleyebilmeleri sağlanır. Ayrıca, çocukların içine girip oynayabilecekleri üçgen prizmalar, konveks ve konkav aynalar okulların birçok yerinde kullanılmıştır. Reggio Emilia okullarında duvarlar çocukların resimleri ve diğer çalışmaları ile doludur. Bu tür görsel sunumlar öğrencilerinin öğrenmelerinin pekişmesi ve öğretmenler, anne-babalar ve çocuklar arasındaki iletişimin şekillenmesinde önemlidir. Resim, tablo, heykel gibi çocukların etkinlikleri, uygulanan projelerin fotoğrafları ve projeleri anlatan duvar panoları gibi görsel materyaller okulun her yerinde sunulur.


Alıntıdır.